Ellie Lestrange [Regulus Black]

9.Akşam Yemeği

Medya: Rodolphus ve Ellie küçüklüğü💜
Şarkı: Teoman❤️ - Güzel Bir Gün

Regulus: Ellie! Ellie!
Ellie, yavaşça gözlerini açtı ve karşısında Regulus'u görünce irkildi.
Ellie: Regulus, senin ne işin var burada?
Regulus: Akşam yemeği.
Ellie: Ben Rosierler gelecekti diye biliyordum.
Regulus: Onlar az sonra gelecek, biz erken geldik biraz bende tuvalete diye seni uyandırmaya geldim.
Ellie: Anladım, ama keşke uyandırmasaydın. Uykuya ihtiyacım var.
Regulus: Uykunu böldüğüm için kusura bakma ama kalkman lazım hadi.
Ellie: Tamammm.
Regulus: Ben aşağı iniyorum, gelirsin.
Ellie: Tamamdır Reg.

Annemin çalışma masamın üstüne koyduğu elbiseye baktım, ay bıktım.

Ama gerçekten bu elbise çok güzeldi.
Üstümü değiştirdim ve aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım ve hafif makyaj yaptım.
Aşağı indiğimde Rosier ailesinin de geldiğini gördüm, herkes çok süslü gibiydi umarım tahmin ettiğim şey değildir.
Annem: Evet Ellie de geldi, gel kızım.
Annem yine çok değişik davranıyordu, değişik kadın.
Rodolphus ile Bellatrix yan yana oturmuştu, Regulus ile Rabastan'ın arası boştu oraya oturdum.
Rabastan'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum ama asla ona doğru bakmadım, çok kırgındım ona.

BayRosier: Ellie, nasıl geçti bu dönem?
Ellie: Güzeldi, Bay Rosier.
BayRosier: Evan da çok güzel geçti dedi. Regulus'un derin bir iç çektiğini duydum ve ona doğru döndüm.
Ellie: İyi misin? Fısıldayarak konuştum.
Regulus: İyiyim, sıkıldım sadece.
BayanRosier: Andromeda ile konuşuyor musunuz? Sonuçta bir torununuz var.
Druella ve Cygnus Black'in yüzlerinin kasıldığını fark ettim. Bayan Rosier ne yapmaya çalışıyordu?
Cygnus: Konuşmuyoruz! Torunumuz bizim soyumuzdan devam etmiyor zaten o bir melez!
Bu cevap karşısında gözlerimi devirdim, Dora çok tatlı bir kız çocuğuydu annesi ve babası gibi.
BayRosier: Neyseki Lestrangelerin böyle bir sorunu olmayacak, Ellie de bir safkan İle oğlumuz İle evlenecek.
Rodolphus'un içtiği kaymak birası boğazında kaldı gibi oldu, biraz öksürdü ve düzeldi.
Babam: Evet bizde çok isteriz.
Rodolphus, babama bir şey dedi gibi oldu sonra sustu.
Rabastan ise ayı gibi yiyordu. Salak!

Annem: Hazır konu açılmışken, ne yapsak şu Evan ve Ellie'yi?
Anneme baktım, aşırı hevesliydi. Bir de biz Rosierler ile yakın akrabaydık.
BayanRosier: Konuşalım tabi! Evan da hevesli!
Hevesi kursağında kalsın!
Rabastan: Nişanlayacaklar herhalde az sonra, şanslısın! Dedi Evan'a fısıldayarak. Önüne döndüğünde ona kırgın kırgın baktım.
Rabastan ise mimiksiz baktı, Rabastan artık beni gerçekten sevmiyordu bunu anlamıştım.
Babam: Yemekten sonra yapalım isterseniz nişanı?
BayRosier: İsteriz tabi! Evan oğlum?
Evan: Olur baba. Siz ne derseniz o.
Evan'a tiksinerek baktım, nefret ettiğim biriyle mi beni nişanlayacaklardı?
Rodolphus: Baba, Ellie daha küçük en azından bir sene daha mı beklesek? Belki o süre içinde birini gerçekten sever ve onunla isteyerek evlenir.
Canım abim.
Babam: Bende bundan endişe ediyorum, ya bir bulanığa aşık olursa. İşte bu yüzden erkenden nişanlanacak.
Rodolphus bana çaresizce baktı.
Walburga: Bence daha ihtişamlı bir nişan olabilirdi, zaten Bellatrix ve Rodolphus'unki aceleyle oldu.
Babam: Sebebini biliyorsun Walburga!
Sebebi Lordları! İki ölümyiyen adayının evliliği çok önemliymiş sanırım Evan ve benim içinde aynı şeyi düşünüyorlar. Ama ben asla ölüm yiyen olmam, olamam. Masum insanların canına kıyamam.

Walburga: Siz bilirsiniz ama ben Ellie'nin yerinde olsam daha güzel bir şekilde nişanlanmak isterdim.
Annem: Ona fikrini sormuyoruz!
Evet, klasik annem! Walburga Black'in sebebini bilmiyorum ama benim iyiliğimi düşündüğünü zannetmiyorum.
Ellie: Anne, ben onunla nişanlanmak istemiyorum. İhtişamlı olsun, olmasın.
Annem: Sana fikrini sormuyoruz Ellie!
Rabastan hâla yemeklere saldırıyordu aç , tepkisizdi.
Bellatrix: Bende Evan Rosier ile evlenmek istemezdim, haklısın Ellie!
Bellatrix kaçıktı ve biraz da deliydi ama küçükken zeki yönü daha ön plandaydı, daha samimiydi. Bana da kısa bir süre olsa da içten yaklaştığı zamanlar olmuştu fakat ben kendisinden uzak durmayı tercih ediyordum, malum.

Herkes yemeğini yedikten sonra, salona geçtik.
Annem: Ee, nasıl yapalım?
Babam: Hadi yüzükler!
BayanRosier'in elinde iki tane yüzük belirdi. Önce Evan'a parmağına taktı sonra benim.
Parmağıma tam yerleşemeden çıkarttım.
Ellie: Ben istemiyorum!
Evan: Ne kadar nazlısın Ell!
Ellie: Kapa çeneni Rosier!
BayanRosier: Ne terbiyesiz konuşuyorsun sen oğlumla!
Ellie: Oğlunuzun koca bir dönem boyunca beni rahatsız ettiğini biliyor musunuz?
Evan: Yok öyle bir şey, sadece normal bir sohbet! Rabastan zaten hep yanımdaydı, ona sorabilirsiniz!
Hışımla Rabastan'a döndüm, eğer beni savunmazsa benim için bitmiştir.
Rabastan: Eee, şey yani pek rahatsız etmedi.
Gözlerimin dolmaya başladığını hissetim.
Ellie: Kim ne derse desin! Ben Evan ile evlenmek istemiyorum!
BayRosier: Roderick, bir şey yapmayı düşünüyor musun?  Dedi babama.
Babam: Ellie! Ne yapıyorsun?
Ellie: Bakın ben oğlunuzdan tiksiniyorum, ondan nefret ediyorum! Küçükken de sürekli salakça şakalar yapıp beni rahatsız ederdi hâla da aynı şekilde, ben onu hiçbir zaman sevmeyeceğim!
BayanRosier: Kızınız ne kadar terbiyesiz konuşuyor! Yapılmasın bu nişan!
O sözü duyduğum an gözlerim mutlulukla parladı.
BayRosier: Gidelim hadi! Dünür olmaya gerek yok Roderick.
Babam: Ama!
O sırada Rosierler cisimlendi ve Lestrange Malikanesinden ayrıldılar.
Babam bir hışımla kolumdan tuttu ve odama doğru götürdü. Arkamızdan Rodolphus geliyordu.
Rodolphus: Baba! Tamam! Baba, bırak Ellie'yi!
Babam: Sen karışma!
Rodolphus: Baba, kardeşim o benim! Sakinleş lütfen!
Babam, Rodolphus'u geriye doğru ittirdi ve bizden uzaklaştırdı. Benim odama geçtik.
Babam: Sen nasıl! Terbiyesiz seni! Rezil ettin bizi herkese! Diyerek tokat attı, sendeleyerek yere düştüm.
Babam: Senden nefret ediyorum! Seni adi, nasıl yaparsın bunu?
Ellie: Baba, istemiyorum onunla evlenmek! Niye anlamıyorsun?
Babam: Senin gibi bir kızım olduğu için utanıyorum! Bıktım senden!
Ellie: Öldür o zaman beni! Kurtulayım sizden, zaten o aptal lordunuz yüzünden illa bir gün öldüreceksiniz birilerini! Sen benden başla!
Baba: Sen onun hakkında nasıl böyle konuşursun? Terbiyesiz! Diyerek tekrar tokat attı. Sonra asasını çıkarıp Crucio! lanetini fırlattı.
Ağzımdan bir çığlık çıktı. Yerde kıvranarak konuşmaya çalıştım.
Ellie: N-niye yapıyorsun b-bunu?  K-kızınım b-ben senin!
Babam: Keşke olmasaydın!
Rodolphus: Baba! Aç kapıyı baba! Bırak onu!
Babam: Rodolphus git buradan!
Rodolphus: Baba! Blackler hâla burada!
Babam o an durdu, iğrenç insan!
Babam: Demek evlenmeyeceksin Rosierle!
Ellie: Onunla evlenmeyeceğim nefret ediyorum ondan!
Babam: O zaman Regulus ile evleneceksin! Zaten herkese rezil olduk, bari bir Black ile evlen!
Hemen beni bırakıp odadan çıktı, onun odadan çıkmasıyla Rodolphus girdi içeri.
Rodolphus: Abicim! Yüzümü ellerinin arasına aldı, ve yanağımı okşamaya başladı.
Rodolphus: Çok özür dilerim, bunlara engel olamadığım için! İyi misin güzelim?
Ellie: A-abi.
Rodolphus, hemen bana sarıldı, kafamı onun göğsüne dayadım.

Ellie, vücudunun her yerinde hissettiği acılar İle abisine sarılırken onları gözleri dolu bir şekilde izleyen Rabastan'dan bir haberdi.