Her hikâyenin bir kötü adamı vardır.
Yağmur
Geceyi bölen şey kabuslardır. Uykudan soluk soluğa bir şekilde uyandım. Elimi göğsümün üstüne koydum, nefes alışverişlerimi sakinleştirmeye çalıştım. Ne zaman Yağız'ın yanından kaçsam beni bulacağı gerçeği ile yüzleşirdim ama ilk defa beni bulacak diye korkmamıştım. Fakat neyden korktuğumu da anlamıyordum.
Sakinleşmeyi başardığımda yataktan kalkıp aşağıya indim. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu.Biraz temiz hava almak içimi rahatlatacaktı,Bahçeye çıkmaya karar verdim. Kışın ortasında hava yeteri kadar soğuktu üstelik yağmur da hafif hafif yağıyordu ama insan daralınca soğuk bile ona engel olamıyor.
Bahçe salıncağına geçip oturdum, bahçenin tavanının yarısı camdandı. Bahçe salıncağını da ıslanmasın diye buraya koymuşlardı. Salıncağın kenarında ki battaniyeyi alıp üstümü örttüm, yağmuru izleyip düşüncelere dalmıştım.Kara ve Hüma kimliğimi getirdiğinde kurtulabilecek miydim? Yurt dışında yaşam beni ne denli zorlayacaktı. Neden Yağız yüzünden memleketinden giden ben oluyordum?
Yağmur'a eşlik eden göz yaşlarımı silip, Yağız'ı düşündüm. Şu an ne durumda? Sanırım ondan çok korkuyordum ama biliyorum ki Yağız şu an her zamankinden daha da tehlikeli ve benim yüzümden Zıpkın'ın, Hüma'nın ve Kara'nın başına bir bela gelebilmesi olasılığı.Bu korkunç düşüncelerden kurtulmamı sağlayan Zıpkın'ın gelişiydi.
'Yağmur bu soğukta ne işin var bahçede? '
'Kabus gördüm. '
'İyi misin peki şu an? '
'Ne iyi sayılırım ne de kötü ama şu an evde olmak yerine burada olmayı tercih ederim. '
Dedim.
Zıpkın yanıma geldi ve battaniyeyi o da üstünü örtsün diye paylaştım.
'Ne düşünüyordun? '
Diye sordu.
'Her zaman ki şeyleri. '
Dedim bir şey söylemek istedi ama bana bakınca söylemekten vazgeçti. Ama yüz ifadesinden anlayabiliyordum, geçmişimi merak ediyordu açıkçası ben de onun geçmişini merak ediyordum.
'İstediğin sorudan başla ama her sorduğun soruya karşılık ben de bir soru sorarım ve istemediğimi pas geçerim. '
Dedim, güldü ve düşündü. Bir süre öylece ne soracağını düşündü ve bana baktı.
Zıpkın çok garip biriydi. Benim hayatım da gördüğüm tek güvenilir erkekti ve bu nasıl mümkün oluyordu bilmiyorum.'Aslında bir kaç sorum var ama bu en merak ettiğim soru. Yağız seni nereden tanıyor Yağmur? '
Diye sordu, ben de bu soru ile o güne gittim.
'Annem hasta olmadan önce Yağızların evde temizlikçi olarak çalışıyordu. Bir gün annem hasta oldu, zaten o günden sonra annem hiç iyileşmedi bizim hayatımız da o gün mahvoldu.... '
Bir süre gözlerim dolu bir şekilde o günü düşündüm ve göz yaşımı silip devam ettim.
'Annemin yerine o gün temizliğe ben gittim. O gün Yağız'ın da eve erken dönmesi gerekmiş. Bana hep o günü düşündüğünde, 'kader bile biz olalım diye ördü ağlarını. ' derdi. Ama o bu cümleyi her kurduğunda düşünürdüm, benim kaderimin benimle bir sorunu olduğunu düşünürdüm hep.... Yağız'ın o gün bakışlarından kurtulamadım sonra beni eve bırakmayı teklif etti, ilk başta kabul etmedim ama sonra kabul ettim. Sonra günlerce evimin etrafında gezindi. Annem işten istifa etmek için Yağızların evine gittiğinde annem hasta diye bende anneme eşlik etmiştim.
Annem istifa için odaya girdiğinde ben salondaydım. Annem hışımla çıktı odadan günlerce sordum ne dediler de çıldırdın diye ama bana bir şey söylemedi. Meğer annemin hastalığını biliyorlarmış.Yağız, annemin tedavisine karşılık beni istemiş.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AİT OLMADIĞIN KALPTE YAŞAMAK
Literatura FemininaYaptığın bir hata kaç hayata bedel olabilir? -Barış Otel odasında başlayan bir hikaye en fazla nereye kadar gider? -Eylül Birini çok sevmek, o başka bir kalbe aitken de mümkün mü? -Anıl Sevilmediğim bir kalpte iyi adam mı olacaktım yoksa kötü ada...