Terminal |Chaelisa|

11

Lisa saate baktı. Geç olmuştu. Merakla;

"Sizce Chaeyoung'u kaplanlar ısırmış mıdır?"

Jennie;

"Neden ısırsın?"

"Dün ki hosteslik görevini Afrika'ya giden bir uçakta yaptı da."

Jisoo;

"HAHAHAHAH! İflas ettikten sonra kafayı yedi herhalde."

Jennie;

"İyi misin Lisa?"

"Evet. Hayır. Bilmiyorum."

"Hayır doğru cevap."

Jisoo;

"Mesai saatimiz bitti. Eve gidelim Jen."

"Dur daha yemeğim bitmedi."

Jennie;

"Burada kalmak zorunda değilsin Lisa. İstersen Jisoo ile bizimle kalabilirsin."

"Hayır hayır. Bu sabah ya da öğlen Chaeyoung gelecek. O yüzden havalimanında uyuyacağım."

Jisoo;

"Chaeyoung hâlâ senin bir şirket sahibi milyoner olduğunu düşünüyor değil mi?"

"Evet. O hâlâ benim öyle olduğumu düşünüyor. Ona gerçeği söylemek istemiyorum."

"Bir gün öğrenecek ama."

"Ne?"

"Her gerçek elbet bir gün ortaya çıkar Lisa."

"Söylemezsem öğrenmez ki."

"O gün geldiğinde görürsün."

Jennie yemeğini bitirmişti. Jisoo;

"Bitirdiğine göre gidelim Jen."

Jennie ve Jisoo ayağa kalktı. Jennie çantasını alıp Jensoo;

"Görüşürüz Lisa!"

"Görüşürüz!"

Jennie ve Jisoo kapıdan çıktıklarında Lisa bavulunu sakladığı yere gitti. Sakladığı yere havalimanında kimse uğramıyor bu nedenle de sakin bir yerdi. Şu an da kalabalık olsa da duvar nedeniyle sesler gelmiyordu.

Bu yerde sadece birkaç sandalye ve yere atılmış siyah bir halı vardı. Karşı tarafı uçak pistine bakıyordu. Lisa sandalyeleri birleştirerek yatak yaptı. Bavulundan yorganını çıkarıp üstüne örttü. Birkaç kıyafetini katlayıp yastık yaptı.

Uykuya dalmaya çalıştı. Aklında ki tek kişi Chaeyoung'du. (Hâlâ kaplanlar tarafından ısırılmış olduğunu düşünüyor)

                                ***
Sabah az gelen Bay Wilson'un sesiyle uyandı. Bay Wilson'un odası hemen onun bir üst katında olduğundan sesler işitilebiliyordu. Yorganını üstünden çekip bavula geri koydu. Sandalyeleri düzeltip üstünü değiştirdi çünkü günlerdir aynı kıyafeti giyiyordu.

Üstüne bir kot pantolon bir de sweetshirt giydikten sonra bu boş olan odadan ayrıldı. Lavaboya ilerleyip elini yüzünü yıkadı.

Lavabodan çıktığında ilk yaptığı şey Chaeyoung'a bakmak oldu. Lisa havalimanına dikkatlice baktı fakat Chae yoktu. Sanırım gelmemişti.

Lisa, Jisoo ve Jennie'nin gelip gelmediğini kontrol etmek için resepsiyona ilerledi. Resepsiyonda Jennie ve Jisoo'nun yanında ki özel kişiyi görünce donup kaldı. Chaeyoung gelmişti. Lisa;

"Chae!"

Lisa, Chaeyoung'a koşarak sarıldı. Chae;

"Sadece 2 gün yoktum."

"Kaplanlar seni ısırırsa diye çok korktum. Bir daha Afrika'ya giden bir uçakta hosteslik yapma."

"Tamam tamam."

Jennie;

"Sen bunu dedin ya, bırak Afrika'yı Chaeyoung bir daha uçuşa bile gitmez."

Jisoo;

"HAHAHAHAH!"

Chaeyoung, Lisa'nın elinden tutarak;

"Kahvaltı yapalım mı?"

Jisoo;

"Ohooo! Biz çoktan yaptık bile."

Chaeyoung;

"Ne, ne zaman?"

"Biz Jennie ile buraya erken geldiğimizden saat 09.00 gibi yaptık."

Chaeyoung;

"Sen yaptın mı Lisa?"

"Hayır."

"Gel biz seninle ağızımıza bir şeyler tıkamaya gidelim."

Chae ve Lisa ayağa kalktı. Havalimanının restorantına ilerledi. Chaeyoung;

"2 gün yoktum. Ben yokken neler oldu?"

"Bende tam sana onları anlatacaktım. Üçümüz pistte bir uçağın uçması için komut verdik."

"Bu çok tehlikeli ama. Uçağın sesi sizi sağır edebilir."

"Öyle de oldu zaten. Jennie'nin taktığı kulaklık çalışmadığından yüksek sese mağruz kaldı."

"Sonra?"

"Sonra Jisoo ile doktora gittiler. Bu bahane ile de gezip işlerini bana kilitlediler."

"HAHAHAH! Çok yorulmuş olmalısın."

"Öyleydim ama Bay Wilson bana bu işin karşılığında 200 dolar verdiğinden bütün yorgunluğum geçti."

Chaeyoung tam gülecekken bir şey fark etti. Lisa'nın neden bunları yaptığı? O havalimanında yeni yaptığı işlerden biri olan "pilotlara eğitim" dersine yatırım yapmış, ve bundan para kazanan bir şirket sahibiydi. Bir de aynı zamanda kozmetik ürünleri ile de alakalı işler yapıyordu. Lisa'nın yalanı ortaya çıkmış gibi görünüyordu. Chaeyoung;

"Neden bunları yaptın?"

"Ne?"

"Yani neden burada çalıştın ve Bay Wilson sana 200 dolar verdi? Sen şirket sahibisin. 200 dolara ihtiyacın bile yok ki?"

"Eee... Eee..."