14

36 9 3
                                    

Chaeyoung hızlı adımlarla resepsiyona ilerlerken gergin ve endişeli görünüyordu. Lisa;

"Beni sizin yanınızda otururken gördüğü için sinirli galiba."

Jennie;

"Sanmıyorum. Bu işin içinde başka bir şey var."

Jisoo;

"Ne oldu acaba?"

Chaeyoung onlara yaklaştıktan sonra durdu. Chaeyoung;

"Lisa. Bay Wilson seni çağırıyor."

Lisa ayağa kalkarak;

"Beni mi çağırıyor?"

"Evet."

"Yine mi? Yemin ederim hiçbir şey yapmadım."

"Konuşma da gel işte!"

Lisa ve Chaeyoung yürüyen merdivenlere ilerlediler. Lisa;

"Ne için?"

"Gidince görürsün."

Lisa hiçbir şey yapmadığından emindi. Neden müdürün odasına gittiğini bilmiyordu. Chaeyoung;

"Belki de senin çok iyi bildiğin bir şeyden dolayı gidiyorsundur."

"Neyden bahsediyorsun sen?"

Chaeyoung sırıttı. Lisa kaşlarını çatarak;

"Hostes değil misin sen, yolculuğun falan yok mu senin?"

"2 hafta boyunca yok."

Müdürün kapısına geldiklerinde Chaeyoung kapıyı çaldı. İçeriden "gir"
sesi geldiğinde kapıyı açtı. Bay Wilson;

"Seninle konuşacaklarımız var Lisa."

Lisa sandalyeye oturdu. Bay Wilson;

"Bazı çalışanlardan senin hakkında şikayet alıyorum. Sadece uçağın uçuşa geçene havalimanında kalan birisi sanıyordum seni ama sanırım yanılmışım."

"Nasıl yani?"

"Yani şöyle ki senin ajan olabileceğinden dolayı şüphelerimiz var."

"Bay Wilson ben gerçekten sadece evime dönmek istiyorum. Tayland'da. Ajan olup da Amerika'nın devlet sırlarını ele geçirmek istemiyorum."

"Ama bu olanlar çok tuhaf değil mi sence de? 20 yıldan fazladır burada müdürlük yapıyorum ve ilk defa böyle bir vakayla karşılaştım."

Chaeyoung susmuş onları izlerken Lisa;

"Benim bir ajan olabileceğimi sen söyledin değil mi Chaeyoung?"

Bay Wilson;

"Şu anda bunun bir önemi yok. Önemli olan gerçeği öğrenmemiz."

"Gerçeği mi öğrenmek istiyorsun? O zaman göstereyim!"

Lisa çantasından pasaportunu ve kimliğini çıkardı. Daha sonra telefonundan iflas ettiği hakkında ki haberleri gösterdi. Lisa;

"Bunlar benim pasaportum ve kimliğim. Bu haber ise gerçek. Ünlü şirket sahibi Lalisa Manobal iflas etti. Bu yüzden de şimdi ülkeme gitmek istiyorum."

Bay Wilson bir süre düşündükten sonra;

"Güvenlik! Bu kızı alt katımızda yer alan parmaklıklara götür. Bu iş çözülene kadar orada kalacak."

Lisa olanlara karşı ne tepki vereceğini bilememişti. Güvenlikler hızla Lisa'nın kolundan tutup onu parmaklıklara götürdüler. Bu esnada havalimanına anons yapıldı.

"Sayın yolcularımız. Havalimanımızda kimliği şüpheli bir suçlu bulunmaktadır. Değerli eşyalarınıza ve çocuklarınıza sahip çıkınız."

Lisa bu anonsu duyduğunda;

"Ben bir suçlu değilim! Ajan da değilim."

Güvenlikler Lisa'yı dinlemiyor, verilen talimatı uyguluyordu. Lisa boşa konuştuğunu anlayınca susup sadece etrafa bakabildi. Uzakta duran Jisoo'yu gördüğünde;

"Jisoo! Jisoo! Buraya bak."

Jisoo arkasını döndüğünde koşarak Lisa'nın yanına gitti. Tam bir şey söyleyecekken güvenlik;

"Yaklaşmayın."

Jisoo uzaktan;

"Ne oldu Lisa?"

"Sanırım Chaeyoung benim bir ajan olabileceğimi söyledi."

"Daha sonra yanına tekrar geleceğim."

Jisoo koşarak uzaklaştı. Lisa ise kapatılacağı parmaklıklara gelmişti. Güvenlikler parmaklıkların kilidini açtı. Lisa'yı içeri koyar koymaz kapıyı kilitleyip çıktılar.

Lisa etrafına baktığında bir sürü kameranın olduğunu gördü. Çaresizce yere uzandı. Ardından kapının açılma sesini duydu. Kimin geldiğine bakmak için kafasını kaldırdı. Gelen Chaeyoung'du. Chaeyoung;

"Bunların olacağını tahmin etmemiştim."

"Benim bir ajan olabileceğimi havalimanının müdürüne söylüyorsun sonra da tahmin etmediğini mi?"

"Gerçekten. Özür dilerim."

"ÖzÜr dİlErİm. Çok yararı oldu sağol."

"Ben en fazla seni ülkene yollarlar diye düşündüm."

"Nasıl yollasınlar ülkemde savaş olduğu için uçaklar uçmuyor. Uçsa gideceğim zaten."

Chaeyoung parmaklıklara yaklaşarak;

"Eğer bana o yalanı söylemeseydin bunlar olmazdı."

"Aslında evet. Ama ne yapayım! İflas ettiğimi söyleseydim muhtelemelen artık gözünde "ezik kız" olurdum."

"Ama muhtemelen."

"Yarı yarıya işte."


Terminal |Chaelisa|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin