15

43 10 2
                                    

Chaeyoung;

"Burada ne kadar süre kalacaksın?"

"Bilmem."

"Eğer masum olduğunu ispatlayabilirsek çıkabilirsin."

"Nasıl ispatlayacağız?"

Chaeyoung düşündü. Daha sonra;

"Anahtarlar Bay Wilson'un odasında duruyor. Ondan çaktırmadan alabilirsek bu iş hallolur. Sen burada bekle ben daha sonra tekrar geleceğim!"

Chaeyoung hızla kapıyı kapatarak gitti. Lisa ise buz gibi yere geri uzanıp "acaba gerçekten yapabilirler mi?" Diye düşünmeye başladı.

Chaeyoung hızlı adımlarla resepsiyona koştu.

Resepsiyon masasında bir yandan kahvaltı yapıp bir yandan pasaport doğrulayan Jennie'yi ve bir yandan kahvaltısını yapıp bir yandan da insanların çantalarını makine ile kontrol eden Jisoo'yu gördü. Lisa;

"Jennie! Jisoo! Acil gelin. Çok önemli."

Jisoo arkasını döndüğünde hızla Chaeyoung'a koştu. Jisoo;

"Lisa'nın parmaklıklara götürürken gördüm."

"Biliyorum. Ama şimdi onu çıkarmamız lazım."

Ne yapacağız o zaman?"

"Jennie bir gelse anlatacağım. Jennie!"

"Jennie istemeyerek de olsa masasından kalkıp yanlarına gitti. Jennie;

"Yemek yiyordum. Ona bile fırsat vermiyorsunuz."

Chaeyoung;

"Bırak şimdi yemeği. Lisa'yı parmaklıklara attılar."

"Ne, ne yapacağız şimdi?"

"Benim bir planım var."

Jisoo ve Jennie pür dikkat Chaeyoung'u dinlemeye başladılar. Chaeyoung;

"Jennie. İşini yaparken en çok sorun çıkan şey nedir?"

"Kağıtların bitmesi. Buraya o kadar çok kişi geliyor ki imza atarken kağıtlar yetmeyebiliyor."

"Tamamdır. Şimdi şöyle yapacağız..."

Chaeyoung her şeyi anlattıktan sonra herkes plana hazırdı.

Jennie, Bay Wilson'un kapısını çalmadan pat diye içeri girdi. Jennie telaşla;

"Efendim! Kağıtlar bitti."

"Bitti mi?"

"Evet. Zaten az oluyordu şimdi hepten bitti ve en önemlisi de yolcular pasaport kontrolü için resepsiyonda bekliyorlar. Ne yapacağım?"

Bay Wilson masasından kalktı ve Jennie ile birlikte aşağı indi. Resepsiyonda oluşan kalabalığı gördüğünde;

"Jennie. Hiç mi kağıt yok gerçekten."

"Yok. (Var)"

Nereden bulacağız biz şimdi o kağıtları?"

Jisoo sanki bir planın parçası değilmiş gibi;

"Normal kağıt olmaz mı?"

"Olmaz. Pasaport onaylama için devletin resmi imza kağıtlarından olması gerek."

Resepsiyon iyice kalabalıklaşmıştı. Bir sürü İnsan pasaportunu onaylatmak için sırada bekliyordu. Jisoo;

"Sizinle hemen şimdi almaya gidelim mi Bay Wilson?"

"İyi olur ama acele etmemiz gerek."

Bay Wilson ve Jisoo hızla Havalimanından çıkarak imza kağıtlarını almak için Belediye Binası'na ilerlediler. Jennie;

"Sen gidip Bay Wilson'un odasından hızla anahtarı al. Biliyorsun Belediye Binası buraya çok yakın. Hemen gelebilirler."

Chaeyoung kafasını sallayıp yürüyen merdivenlerden yukarı çıktı. Hemen karşı tarafta duran Bay Wilson'un odasına koştu. Chaeyoung onu odadan aceleyle çıkardığı için odasını kilitlemeyi unutmuştu.

Chaeyoung çekmeceleri karıştırmaya başladı. Dolapları bir açıyor bir kapatıyor fakat anahtarı bulamıyordu.

Chaeyoung Bay Wilson'un odasında ki bir çiçeğin solmak üzere olduğunu gördü. Buna dayanamadı çünkü Chaeyoung çiçekleri ve çiçek yetişmeyi çok seviyordu. Bu nedenle saksıyı alıp güneş alabilmesi için camın önüne koydu. Daha sonra odada ki su şişesi ile çiçeği bir güzel suladı.

Suladıktan sonra Chaeyoung çiçeği aldığı yerde bir anahtar olduğunu gördü. Bu anahtar doğru olandı.

Chaeyoung anahtarı hızla aldığı gibi aşağı doğru koştu. Giriş katının en köşe olan yerinde ki karanlık odaya girdi. Lisa yerde uzanmış duvarda ki siyah lekeleri sayıyordu;

"193... 194... 195..."

"Lisa! Kalk hadi."

Lisa kafasını çevirdiğinde Chaeyoung'u gördü. Hızla ayağa kalkıp;

"Ne oldu?"

Chaeyoung anahtarla kapıyı açtı. Lisa, Chaeyoung'a sarılarak;

"Teşekkürler! Teşekkürler!"

"Rica ederim." Dedi ve yanağına bir öpücük kondurdu. Chaeyoung;

"Hadi hızla çıkalım buradan."

"Peki ya Bay Wilson beni görürse ne olacak?"

"Sen buradayken senin için gözlük, kıyafet ve peruk aldık. Havalimanına gelmiş turist gibi görünmen için."








Terminal |Chaelisa|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin