Bölüm 3

44 3 2
                                    

Ah bir insan bu kadar pişkin olamaz. Arabadan indikten sonra rahat tavırlarını takınarak, elleri cebinde, arabanın kapısına yaslandı. Dur bir dakika o sırıtıyordu! Yok yok ben yanlış görmüş olmalıyım umarım! Yok ya ukalaya bak sen baya baya gülüyor.

Derin bir nefes alıp yanına gittim. "Ya sen kendini ne sanıyorsun?"bütün hiddetimle bağırdım. O ise hiç kendinden taviz vermiyordu. "İnsan bir özür diler, bir şey yapar, hiç bir şey olmamış gibi durman çok sinirimi bozuyor."dedim fakat o hâlâ tepki vermiyordu. En azından gülmesi bitmişti. "Ne cins çıktın sen ya!"dedim. Oysa sadece gözlerime bakıyordu. Ben de bir süre baktım ama sonra gözlerimi kaçırdım.

Tam arkamı dönüp gidecekken onun sesiyle durdum. "Ehliyeti sürücü kurslarından alıyoruz diye biliyorum."dedi alaycı bir şekilde.

Ha? Hâlâ mı alay ediyordu ya? Küstah, yüzsüz, piç, pislik of sıkmaya başladı. Yeter ama ya!

Arkama bakmadan tekrar yoluma devam ettim. Onunla daha fazla muhatap olmak istemiyordum.

Neyse ki bir taksi durağı gördüm bir kaç metre kalmıştı. Yanımda bir ses duymamla irkildim. Yine mi ya! "Tamam kabul hadi gel seni bırakayım" dedi ifadesiz bir sesle.

"Sen işine baksana ya git nereye gideceksen bulaşma bana!"dedim sinirli sesimle.

"Of" dedi ve derin bir nefes aldı. "Özür dilerim oldu mu?" Derin bir nefes verdi. "Hadi uzatma da bin işte hem-" dedi ve beni baştan aşağıya süzdükten sonra "hastalanırsın."dedi. Ama ne kadar düşünceli oldun sen ya!

"Gerek yok hem taksi durağına geldim zaten."dedim ve yürümeye başladım. Sonra aklıma bir şey geldi ve durdum. "Bu arada teklifin için teşekkür ederim çok naziksin."dedim samimiyetten uzak bir gülümsemeyle. Ve tekrar yola devam ettim.

Kafamı dağıtmak adına taksiye binmeyip yürümeyi tercih etmiştim. Birazda kayalıklara gider oturdum bana tek huzur veren yere. Deniz insana huzur veriyordu sesi, kokusu her şeyiyle. Sonunda tek sevdiğim yere, denize yakın kayalıklara gelmiştim.

Sırılsıklam olmuştum ama umrumda değildi. Böyle ıslanmayı seviyordum sanki yağmur tüm acılarından arındırıyordu.

Yağmur artık dinmişti. Hafif esinti başlamıştı. Vücudum benden bağımsız titremeye başlamış, parmak uçlarımsa çok soğuktu. Artık kalkma vakti geldi.

Bu halde taksici alır mıydı? Almaz ise hak verirdim yani. Sudan çıkmış balığa döndüm resmen. Neyse bir çare vardır elbet.

Kayalıklardan kalkıp geri geri gidiyordum ki birine çarpmamla şaşırmam bir oldu. Tam döndüm özür dileyecekken "Rahatlatıyor değil mi?"dedi çok hoş bir sesle Kuzey. Of yine mi ya neyse artık tartışmanın sırası değil.

"Öyle burayı severim"dedim rahat bir tonda ve gülümsedim ona bakıp. Oda gözlerini bana çevirdi ama sadece dudağının kenarına hafif kaldırarak karşılık verdi. Ben hemen başımı çevirdim.

"Gitsem iyi olacak."dedim.

Derin bir nefes verip onun yanından geçerken kolumdan tutup; "Bırakayım inat etme istersen hava soğudu." dedi.

Biraz düşündükten sonra tartışmaya girmek istemiyordum. Taksiyle uğraşmakta istemiyordum."Öyleyse gidelim mi geç oldu."dedim. Hava kararmıştı babam merak ederdi.

Şaşırmışa benziyordu. Anlaşılan yine itiraz edeceğimi zannetmişti. Bu sefer değil sonuçta hasta olmak istemezdim.
"Pekala arabam şurada"diyerek çenesiyle arabasını gösterdi.

Beraber arabaya geldik. O sürücü koltuğuna geçerken bende hemen yolcu koltuğuna geçtim. Arabanın arka koltuğuna uzanarak bana bir havlu uzattı."Saçlarını sar."dedi. Sonra arabayı çalıştırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LİSE DEFTERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin