3. bölüm

13 4 2
                                    

Uzun sürmeyen araba yolculuğumdan sonra kocaman görkem ve ihtişamın gold işlemelerin hakim olduğu kapıya doğru sürdüm kapıda koruma olarak tanımadığım dört kişi aracımın önünde durdu.

Uzun sürmeyen araba yolculuğumdan sonra kocaman görkem ve ihtişamın gold işlemelerin hakim olduğu kapıya doğru sürdüm kapıda koruma olarak tanımadığım dört kişi aracımın önünde durdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merakla bana bakan dört korumaya açıklama yapmam gerektiğini anladım.
"Pskolog  yağmur eftelya kıraz. Koray beyin haberi var."
Korumalardan biri istifini hiç bozmadan donuk  yüzüyle konuşmaya başladı

"Kusura bakmayın efendim. Buyrun." Elinden bir kumanda çıkartıp kapıyı açan korumaya teşekkür ettim arabamı bahçeye doğru sürdüm. Bahçenin dizaynı evin  duruşu bile zenginlikti kendimi etrafa bakmaktan alamıyordum kapıda bana bakan gözleri gördüğümde arabamı durdurdum,telefonumu ve çantamı alıp arabadan çıktım bana doğru yaklaşan adamı gördüğümde konuşmaya başladı.
"Hoşgeldiniz yağmur hanım, arabanızı park edeyim."
Tebessümle arabamın anahtarını adama verdim. Kapıya doğru yöneldiğim sırada korayın keskin yüz ifadesini gördüm yanında beyaz gömlekli, siyah kalem etekli  iki kadın ve yine beyaz gömlekli siyah pantolonlu bir adam duruyordu giriş kapısına sakın endamlı adımlarla yürüdüm korayın gözleri bir an olsun üstümden kalkmadı.
Herkes sırasıyla "hoşgeldiniz" gibi cümleler kurarak beni karşıladı gözlerim tekrar korayla buluştuğunda bana tebessüm ederek "burda olduğun için teşekkür ederim hoşgeldin."
Ses tonu çok yumuşak ve etkileyiciydi. Konusmaya basladım. "Rica ederim koray bey."

....

Içerisi dışarıdan daha ihtişamlı daha görkemli olan bu evin olabildiğince her yerini inceliyordum. Tablolar küçük heykeller ve daha fazlası salona giden küçük koridorda bulunuyordu bana doğru gelen kadını gördüğümde duraksadım.
"Efendim bir şeyler içerimisiniz?"

"Hayır teşekkür ederim lidayı görebilir miyim?"
Sorumu koray yanıtladı.

"Tabi görebilirsin, odası üst katta ama öncesinde birşeyler içmek istemezmisin?"

Gülümsedim "teşekkür ederim ama  bu gün yoğun bir programım var. Başka sefere sözüm olsun :)"
Koray bey  peki  anlamında kafasını salladı bana eşlik edeceğini elini buyrun işareti yaparak merdivenleri göstermesinden anladım tam yirmi beş  merdiven çıktıktan sonra sağda kalan bir odaya kapıyı tıklayıp girdim.
"Merhaba! Girebilirmiyim?"
Soruma bir süre yanıt gelmedi koray beye bakıyordum girip girmemek arasında kararsızdım ama bu saatten sonra da dönüşümün olabileceğini düşünmüyordum hiçbir hastamı bırakmamıştım bu zamana kadar lidayı da iyileştirecektim odadan gelen ince naif sesi duymamla gözlerimi lidaya çevirdim.
"Gelebilirsiniz" gülümsememe engel olamadım mutlu adımlarla lidanın yatağının basında duran sandalyeye oturdum koray beyin hâlâ kapıda duruşu ilgimi çekmişti koray beye dönerek "özel bir görüşme olmalı seanstan sonra size bilgi veririm." Koray beyin kafa sallamasının ardından Kapı kapandı. Tekrar yatakta yatan lidaya döndüm tahmini 19-20 yaşlarındaydı. Kumral sacları, ense kısmındaki sarıları bakımsız kalmış, koyu kahve gözlerinin altı morarmış, ince ama şekilli dudakları kurumuştu. Merak ediyordum ne yaşamıştı ya da fiziksel bir hastalığı mı vardı?
Öyle olsa beni aramazlardı ki...

"Lida merhaba! Ben pskolog yağmur eftelya kıraz. Seninle biraz konuşmak istiyorum senin  için bir mahsuru var mı?"

Bir süre bekledi bazen gözlerime baktı yaklaşık sekiz dakikanın ardından gözlerimin içine umutla baktı boğazını temizledi "N-ne konuşacağız?" Sonunda cevap vermesine çok sevinmiştim çekiniyordu benden sanki bi korku vardı içinde ya da özlem devam ettim konuşmama. "Lida seni kötü etkileyen birşey mi var ya da söyle sorayım kendini neden odana kapattın birşey mi oldu?"
Konuşmak ve konuşmamak arasında gidip geliyordu ben konuşuyordum o ise dakikalar sonra Tekrar ağzını araladı.
"Çok şey var, ama konuşamıyorum, içim yanıyor su veren yok. Konuşulanlar abimin kulağına gitmeyecek değil mi?"
Vereceğim cevabı bekliyordu merakla gülümsedim "hayır canım doktor hasta ilişkileri başka insanlara gitmez bu gizli bir konuşma olacak sana söz veriyorum."
Gözleri büyüdü umudu arttı o da hoşlanmamıştı olduğu durumdan kafasi karışmıştı adeta.

"Yaşayamayacakmışım gibi geliyor artık bana."

"Peki neden lida?"

"Yapamıyorum dayanamıyorum."

"Ama bana anlatmazsan nasıl çıkış yolu bulabiliriz ki"

"Zamana ihtiyacım var, güvenmeye ihtiyacim var."
Titeyen soluk çıkan sesiyle bana adeta 'beni zorlama konuşamam' diyordu.
"Peki lidacım haftaya gelmemi istermisin?"

"Sen istersen gel,Ama duyacaklarınız için hazır mısınız bilmiyorum."

"Eğer anlatırsan kendimi hazırlar seni de bu durumdan kurtarabilirim." Lidaya kocaman bir gülücük verdikten sorna odadan çıktım aşağı  kata inmek için merdivene ilerledim tam yedinci basamakta durdum duvarda asılı olan tablo dikkatimi çekmişti tabloda bir kadın ve adam yan yana kadının elinde lida olduğunu tahmin ettiğim bir bebek, kadın  ve adamın   önlerinde iki küçük erkek çocuğu vardı çocuklardan biri bana korayı anımsatırken diğerine anlam verememiştim kardeş miydi? Gözlerim tekrar kadına kaydı tanıdık bir simâsı vardı ama kim olduğu ya da olabileceği hakkında bir fikrim yoktu...

Merdivenleri inip salona doğru yürüdüm çok fazla gold kullanılmış olan salon zenginliğini belli etmişti biraz göz yoruyordu ama ihtişamdan ödün vermediği belli oluyordu zevkle döşenmişti doğrusu koltuğa oturduğum sırada  hizmetli kadının salonda bulunan camlı kapıdan çıktığını gördüm bir dakika içinde koray beyle içeri girdiler tahmin ediyorum ki geldiğimi haber verdi.
koray bey karşımdaki tekli koltuğa oturduğunda konuşmaya başladım. "Koray bey durumu özetlemek gerekirse benimle  konuşmak istemedi kendini hazır hissedince konuşacakmış."

"Nasıl yani gelmeyecekmisiniz bir daha?"

"Dediğim gibi haftaya bir seans daha alacağım lâkin bu zorlu bir süreç ilk seanstan konuşmasını, anlatmasını bekleyemeyiz. Sabırlı olmamız gerekiyor."

"Anlıyorum yağmur hanım teşekkür ederim. Kahve içermisiniz?"

"Sabah da dediğim gibi bu gün programın çok yoğun ofise geçeceğim burdan."

"Peki." Yanında duran hizmetli kadına dönüp "şoföre söyle yağmur hanımın arabasını hazırlasın. " kadın taman anlamında kafa salladıktan sonra Tekrar bana döndü.
"Buyrun kapıya kadar eşlik edeyim. Haftaya aynı saatte diyelim mi o zaman."
Ayağa kalkıp çantamı ve telefonumu aldım son kez gözlerine bakarak "Peki haftaya aynı saatte." Büyük kapıdan çıktım merdivenlerden indikten sonra şoför arabamda cıktı. Arabama binmemin ardından emniyet kemerimi taktım ve bahçe kapısından çıktım ofise doğru sürmeye başladım...

Evett bir bölümün daha sonuna geldik. Bu bölümü kısa tutmak istedim çünkü asıl 4. Bölümde olaylar başlayacak okuduktan sonra oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 💞❤🤭

Düşler Ve Düşüşler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin