13.BÖLÜM

32.4K 1.7K 1K
                                    

Selamünaleyküm wattpad ahalisi. Eee nasılsınız bakalımmm.. Bomba bir bölümle yine karşınızdayım..
Hadi size iyi okumalara..

Yıldızları parlatmayı unutmayın

⭐👉🌟

...................................... ~ZS~...........................................

Adam bana dönerken görmeyi beklediğim bal gözlerle yoktu onda. Binbaşının gözleri ile alakası olmayan mavi gözleri benim içimdeki umutu yeşertirken derin bir nefes alarak resepsiyonun yanına gittim. Resepsiyondaki kadın 20'li yaşlarda bir kızdı. Gülümseyerek

"Merhaba . Nasıl yardımcı olabilirim?" dedi kibar bir şekilde bende aynı kibarlıkta

"Merhaba. Ben birkaç arkadaşım ile yemeğe gelmiştim de masamı öğrenebilir miyim? Düşündüğümden daha erken gelmişim" dedim gülerek. Oyunculuğa bak be iki dakikada yalan söylemeyi de beceriyorum artık.

"Tabi bakalım hemen. Rezervasyon kimin adına?" ekrana döndü.

"Hiç bilmiyorum ki? Siz bi Yıldırım Özçelik var mı diye bakasanız belki kendi adına yapmıştır?"

"Tabi bir saniye" diyip önündeki ekranda Yıldırımın adınız yazdı. Yıldırımın adını ararken saniyeler değil de saatler akmış gibiydi.

"Maalesef öyle biri adına bir rezervasyon alınmamış"

"Peki Fisunu adına bakar mısınız? Fisunu Balcı" dedim. Kadın yine klavye ile bu sefer Fisunu için arama yaparken olmaması için dua etmeye başladım. Nolur olmasın Allahım ne olur? Binbaşı yalan söylememiş olsun lütfen.

"Maalesef öyle birine de alınan bir rezervasyon yok" dedi üzülerek.

"Ben bi arkadaşımı arıyım o zaman" diyip telefonumu gösterdim.

"Siz bilirsiniz"

"Kusura bakmayın " diyip telefonumu kurcalamaya başladım sanki gerçekten birini arıyormuş gibi. Telefonu kulağıma dayayıp restorandan çıktım.

Kendimi dışarı atınca derin bir nefes aldım. Yoktu işte Yıldırım gelmemişti buraya. Peki Fisunun söyledikleri?
Acaba sonradan konuşup başka bir yere mi gitmişlerdi? Olabilir mi öyle bir şey?

"Geldin" duyduğum şeyle başımı arkaya çevirdim. Fisun üstünde bir kaban ile bana bakıyordu. İlk kez onu üstünde önlük olmadan gördüğüm için şaşırsam da belli etmedim. Yüzünde alaylı bir gülümseme vardı

"Gerçekten de geldin"

"Anlamadım?"

"Anlamadın mı gerçekten Asena. Bence anladın hemde çok güzel bir şekilde" diyip bana doğru birkaç adım attı. Benden uzun  değildi sadece giydiği  topuklu ayakabı yüzünden  benden uzun duruyordu. Benim çizmelerimde onunkiler kadar topuk yoktu. Bana üsten bakarken sarı saçları rüzgar ile karışmıştı. Yüzünde makyajsız bile güzel olduğu için içten içe sinirlensem de onun yüzüne bakmaya devam ettim.

"Oyundu" dedim. Bana oyun kurmuştu. O telefon konuşması tamamen gelip gelmeyeceğim dair bir oyundu.

"Öyle"

"Peki ya Binbaşıya söylemeyeceğimi nerden çıkardın?"

"En büyük risk oydu ama sen söylemedin.. Şimdi bana söyle ki zaten ben cevabımı aldım ama yine de senden duymak istiyorum, ona aşık mısın?"

BİR KİBRİT YAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin