Episode 3: Tanıdık bir yabancı

2.5K 276 78
                                    

Hoş geldiniz

Ig: nemesisyazar
Tw: dearvasilisa

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Bu bölüm satır arası yorumlarını arttırabilirseniz çok mutlu olurum. Bölümü yazmakta beni tek motive yorumlar ve etkileşiminiz.

🎶 Everythinkg I Begged For 🎶

Hani hayatta yerin dibine girmek istediğimiz bazı anlar olur ya? Utançtan kafamızı kuma gömmek isteriz. Hatta mümkünse başka bir gezegene ışınlanmak gelir içimizden.

İşte ben on dokuz yıllık hayatımda kendimi o anların merkezinde o kadar fazla bulmuştum ki artık salaklığıma üzülmek yerine kendimle dalga geçmeyi öğrenmiştim.

Fakat şu an içinde olduğum konumun dalgaya alınacak bir yanı yoktu çünkü daha önce hem bu kadar utandığımı hem de böylesine köşeye sıkıştığımı hatırlamıyordum.

Saçımdaki köpüğü duruladıktan sonra sağıma soluma bakınıp üzerimi kurulayacak bir şey aramıştım ama havlumu bavulun içinden çıkarmayı unuttuğum aklıma gelince "Kahretsin," diye mırıldanarak avuç içimi anlıma vurdum.

Yanaklarımı şişirip ofladığımda duş kabinin içinde sinirden tepinmemek için kendimi zor tutuyordum. Sakinleşmek adını peş peşe derin nefesler alıp verdikten sonra gözlerimi tavana çevirerek boğazımı temizledim.

Utana sıkıla "Hâlâ orada mısın?" diye sorduğumda verdiği sesli nefesi işitmiştim.

"Buradayım."

"Şey ben senden bir şey rica edebilir miyim?" dedim kem küm edercesine. Duraksadığımda bu sefer lafı o devraldı.

"Ne gibi bir şey?" diye sorarken sesi kulağa alay vari  gelmişti.

Üzerime şöyle bir bakınıp "Havlu," dedim hızla. "Yani havlum bavulumun içinde kalmış da onu bana verebilir misin?"

Tek gözümü yumarak yüzünü istemsizce buruşturduğumda bir cevap vermesini bekliyordum.

"Bavulun?" dedi sorarcasına.

"Evet bavulum," dedim yineleyerek.

Tıslar gibi bir nefes verince odanın içinde dolaşan adım seslerini duydum. "Kamera şakası çekiyor olabilir misin?"

"Şu an şaka kaldırıcak en son insan benim emin ol," derken kulağıma gelen fermuar sesiyle bavulumu açtığını anlamıştım. "Buldun mu?" diye sorduğumda ise "Havlundan başka her şeyi evet," yanıtını almıştım.

Birkaç saniye sonra kulağıma boğaz temizleme sesi geldi ve "Nasıl vereceğim ben bunu sana?" diye sordu sesindeki bilinmezlikle.

Kısa bir an düşünüp "Perdenin kenarından elimi uzatacağım. Bakmadan ver ama," dediğimde perdeyi azıcık kenara çekerek elimi kabinden dışarı doğru uzatmıştım.

"Bakmıyorum zaten," derken sesi az öncekinin aksine ciddi çıkmıştı. Bir şeye kızdığını sezmiştim sanki.

Elime tutuşturulan havluyu hızlıca üzerime doladığımda "Teşekkür ederim," diye mırıldandım. Ayıp olmuş muydu acaba? Resmen çocuğa beni izliyorsun imâsında bulunmuş gibi olmuştum.

"Kapının önündeyim. Hızlı giyin. Kimse giremez içeri merak etme."

Bir cevap vermemi beklemeden odanın kapısını çarptığında iç geçirerek duş kabininin içinden çıktım ve hızlıca giyinmeye başladım. Saçlarım ıslak kalmıştı ama şimdi onları kurutacak zamanım yoktu. Bir an önce bu spor salonundan çıkmalıydım hatta mümkünse buradan hemen kaybolmalıydım. Duvara monte edilmiş boy aynasından kendime baktığımda üzerimdeki kot şort ve Prada beyaz tişörtümle fena görünmediğime kendimi zar zor ikna etmiştim. Kaç gündür ortalıkta eski halimden eser kalmadı şimdi dedikleri bir halde geziniyordum. Ağzımın içini havayla doldurup ofladıktan sonra bavulumun tutacağını kavrayıp, kapıyı yavaşça açmıştım ki tam da tahmin ettiğim gibi kapının önünde bekliyordu.

CEZA SAHASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin