-İlahi Bakış-"Ne demek 24 saat geçmeden bir şey yapamayız ya ne demek! Polis değil misiniz kardeşim siz? Bana amirinizi üstünüzü müdürünüzü getirin ulan!" Sinirle cırlayan siyah saçlı çocuğa yüzünü buruşturarak bakmıştı Seokjin.
"Yoongi al dışarı çıkart şunu gözünü seveyim rezil etti hepimizi." Utançtan kendisini yemek üzereydi. Jimin geldikten sonra ifadeleri alınmış, ve henüz yeteri kadar zaman geçmediği için işlem başlatamamışlardı. Seokjin durumu nazik bir dille çözmeye çalışsa da Jimin onun kadar kibar gününde değildi.
"Beyefendi lütfen sakin olun. Burası karakol. Bizde işimizi yapmaya çalışıyoruz."
"Ben beyefendi meyefendi anlamam o amiriniz buraya gelecek işte o kadar! O söylesin bakalım 24 saat geçmesi lazım falan filan!" Yoongi Jimin'in çirkefliğine hayret etmişti. Daha fazla bu tiz sesine katlanamayağını anlayıp dışarı kaçtığında Seokjin kendisini bu manyağın yanında yalnız bıraktığı için küfürler etmişti.
"Jimin, bitanem, ballı lokmam. Herkes bize bakıyor azıcık sesini alçaltsan mı hani nar tanem. Hm?" Yalancı gülümseme ve nazikliğiyle Jimin'in saçlarını severek konuştuğunda, siyah saçlı çocuk onun yalancı bakışlarının altındaki siktim ebeni Jimin, mesajını almıştı.
Umursamadan "Hayır diyorum hayır! O amir buraya-" diyerek tepinmeye devam ediyorduki sözü yarıda kesilmişti.
"Problem nedir?" Esmer uzun boylu adam koridorda delirmiş gibi çırpınan çocuğun yanına geldiğinde başı yorgunluktan çatlamak üzereydi.
Saatlerdir görevdeydi, akşam devriyesi vardı ve birazdan da önemli bir operasyona gidecekti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de karakolda bas bas bağırıp kendisini görmek istediğini söyleyen bir çocuk yüzümden bununla uğraşmak zorundaydı.
Jimin gelen adamı şöyle bir süzdüğünde sessizleşmişti. Dudaklarını yalayıp başını kaldırdı asabice. "Sen misin bunların üstü?"
"Hasbinallah.." Seokjin utançla yüzünü kapatıp arkasını dönmüştü. Bu çocuk gerizekalıydı. İşini yapan polislere saygısızca 'bu' demesi yetmiyormuş gibi bir de dikleniyordu hala. Bu salak yüzünden geceyi nezarette geçirirse onunla bir daha konuşmazdı.
Esmer adam çocuğun söyledikleriyle kaşlarını çatsa da anlaşmazlığı bir an önce çözmek için soğukkanlılığını korudu. "Evet benim. Başkomiser Kim Namjoon. Sorununuz ne tam olarak?"
Bu Kim Namjoon denen herifin sakinliği Jimin'i iyice çileden çıkartmıştı. "Ya benim arkadaşım kaçırıldı, ve senin adamların hiçbir şey yapmıyor! Arkadaşım kaçırıldı diyorum kaçırıldı öldü mü kaldı mı belli değil ve bekliyor bunlar!"
"Öncelikle saygınızı takının. Onlar benim adamlarım değil, devletimizin polisleri. İkinci olarak sanırım arkadaşınızın kaçırıldığını söylediğiniz zamandan beri henüz yirmi dört saat dolmamış. Yasalar gereğince henüz arama başlatmamız mümkün değil." Sakinliğini bozmadan ağrıyan başıyla konuştuğunda Kim Namjoon, bir süre sessizleşir gibi olmuştu Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE ALERT! -taekook ✓
FanfictionTaehyung kendisine şaka yapmayı isteyen arkadaşı tarafından itilmesiyle okulun tuhaf çocuğu Jeon Jungkook'un kucağına düşer. 🦇(düzyazı + texting)