-İlahi Bakış-Bir türlü şekil veremediği sarı saçlarıyla uğraşmayı kesip arkadaşının evinden çıktığında saat altı bile olmamıştı. Onu göreceği için deli gibi atıyordu kalbi. Ne söyleceğini düşünüyordu saatlerdir. Ne söylerse yumuşatırdı onu biraz olsun?
Düşünceleriyle birlikte sahile vardığında hâlâ yarım saati vardı komiserin gelmesine. Sıkıntıyla dudaklarını büzerek nefesini verdi. Aylardır koşuyordu peşinden. Hayatında ilk kez yaşıyordu bunu. İlk kez platonik olmuştu. Ve ilk kez böyle sevmişti uzaktan. Karşılık beklemeden. Öylece.
Çok ciddi bir adamdı Kim Namjoon. Ne düşündüğünü anlayamıyordu. Mutlu muydu üzgün müydü kızgın mıydı? Kafasını karıştırıyordu çok. Yine de şikayetçi değildi bundan hiç. O yanında olacaksa sonsuza kadar bu baş ağrısını çekerdi.
Kulaklığından yükselen sakin müzikler eşliğinde yürüdü deniz kenarında. Saat yediye yaklaşıyordu şimdi. Esen rüzgârla peluş montuna rağmen titremişti. Telefonu çalmaya başladığında ekrana baktı heyecanla. Yüzünü içten bir gülümseme kapladığında bekletmeden açmıştı. "Namjoon?"
Telefonun ucundaki adam resmiyetsiz konuşan çocukla birkaç saniye duraksasa da hızlı toparlanmıştı. "Neredesin?"
"Moonlight'ın karşısındayım hemen. Yürüyordum da."
"Anladım. Şimdi çıktım karakoldan trafik var biraz gecikebilirim. Otur sen."
Üzülse de belli etmemeye çalıştı Jimin. Görmeyeceğini bildiği halde gülümsedi. "Sorun değil dikkatli gel. Ve şey...Yürürüz diye düşünmüştüm." Oturdukları zaman aralarındaki mesafe ciddi olmaya itecekti. Yanyana yürümenin daha iyi olacağını düşünmüştü. Bir süre karşıdan ses gelmedi. Sonra adamın kalın sesi doldurdu kulaklarını.
"Tamam. Gecikeceğim ama söylediğim gibi. Dışarıda bekleme otur ben gelince kalkarız."
Jimin polisin düşünceli sözleriyle erirken cevap vermediğini fark ederek boğazını temizledi. "Evet..Evet. Tamam. Ben geçiyorum o halde dikkatlice gelin~"
Şirince konuştuğunda yüzüne kapanan telefonla dudaklarını büzerek ekranı uzaklaştırmıştı kulağından. İnsan bir görüşürüz falan der, diye geçirdi içinden. Sonra bu kadarına bile şükretmesi gerektiğini hatırlayıp gülümsedi yeniden.
Kafeye geçip sessizce beklemeye başladı. İçecek almadığından garsonlar kendisine kötü kötü bakıyorlardı. Umrunda değildi ama.
Yirmi dakika kadar sonra çalan telefonuyla fırladı yerinden. "Geldin mi?" Heyecanı sesine vurduğunda dudaklarını ısırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE ALERT! -taekook ✓
FanfictionTaehyung kendisine şaka yapmayı isteyen arkadaşı tarafından itilmesiyle okulun tuhaf çocuğu Jeon Jungkook'un kucağına düşer. 🦇(düzyazı + texting)