Kirpiklerimi yavaşça araladığımda ilk gördüğüm şey gözleri kapalı melek gibi uyuyan adamdı. Belimdeki sıkı tutuşu geceden beri milim oynamamıştı. Sessizce yüzünü izlemeye başladım uyumasından fırsat bilip.Her daim sert bakan koyu gözleri kapalıyken yüzü oldukça masum duruyordu. Kuru dudaklarına düşen bakışlarımla titrek bir nefes almıştım. Anında açılan gözleriyle dudaklarındaki bakışlarım siyahlarına tırmandığında aklıma gece yaşadıklarımız düşmeye başlamıştı bir bir. Utançla yüzümü göğsüne gömdüğümde saçlarımı bulan elini hissetmiştim. Ağırca yumuşak tutamlarımla oynamaya başlarken yeniden uyku bastırmıştı bana.
Saçlarımdaki elini başımın altından geçirip yanağımı hapsettiğinde "Güzel yüzünü saklama benden." demişti. Kulaklarıma ilahi gibi dolan boğuk sesiyle uzaklaşmıştım göğsünden.
Geceden daha yoğun bakışları yüzümü turluyordu. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. "Jungkook..." Kırılan sesimle mırıldandığımda bana hayranca bakan bakışlarına ek bir tebessüm konmuştu dudaklarına. "Güzelim."
Kahvelerimi kaçırarak odada gezdirmiştim utançla. Ne söyleyecektim ki ben? Yine yapmıştı işte tüm dikkatimi dağıtmıştı. "Şey...Okula gitmemiz lazım." Devamsızlıktan kalmak üzereydim. Ne kadar nefret etsemde bu durumdan, atılırsam komik olmazdı. "Devamsızlıktan atılacağım yoksa." diye ekleyerek çekingence önemli bir iş yapıyormuş gibi dikkatle beni izleyen gözlerine bakmıştım.
"Okulun benim olduğunu unutuyorsun."
Uzun zamandır girmiyordum derslere. Böyle giderse fazla alışacaktım bu duruma. Bu şekilde mezun olursam hiçbir şey yapamazdım. "Jungkook...Hiçbir şey bilmiyorum. Nasıl çalışacağım ilerde? Hadi kalk okula gidelim." Tebessümü silinmişti şimdi. "Çalışmayacaksın. Ve bu halde hiçbir yere gidemezsin."
Önce hangi kelimesine atarlansam diye düşündüm bir süre. "Ne varmış halimde? Gayet de giderim. Ayrıca çalışmayacaksın ne demek oluyor?" Gözlerini kapatarak yine başlıyoruz dercesine iç çekmişti. Kaşlarımı kızgınca çattığımda saçlarımdan göğsüne bastırmıştı yeniden başımı.
"Cevap verir misin Jungkook?" demiştim kızgınca. "Taehyung kafa sikme sabah sabah." diye karşılık vermesiyle iyice sinirlendim. Sanki sorun çıkartan benmişim gibi davranıyordu. Huysuzca kıpırdanmaya başladığımda belimdeki kollarını çekip uzaklaştı benden. "Kalk git nereye gidiyorsan."
Gayet ciddi görünüyordu. Sinirle güldüm. "Tamam! Giderim." diyerek yatağın ucuna kadar kaydırdım bedenimi. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalkmak için bir hamlede bulunduğumda varlığını yeni fark ettiğim ağrıyla tekrar yatağa düşmüştüm. Hasiktir. "Sana bu halde bir yere gidemezsin demiştim."
Sert sesiyle tüm sözlerimi yedirttiğinde kızgınca bakmaya başlamıştımki bileğime dolanan parmakları kendisine çekmişti yeniden çıplak vücudumu. Somurtmaya başladığımda yanağımı okşamaya başlamıştı başparmağıyla. "Kızgınken çok tatlı oluyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE ALERT! -taekook ✓
FanfictionTaehyung kendisine şaka yapmayı isteyen arkadaşı tarafından itilmesiyle okulun tuhaf çocuğu Jeon Jungkook'un kucağına düşer. 🦇(düzyazı + texting)