❝ Çok kırgınım Bayım. Öylesine kırgınım ki kendi kırıklarım zedeliyor ruhumu. Bir ninni gibi yumuşak okşuyor varlığımı fakat vaveylalarını duyduğunda anlıyorsun gerçekliğini. Özleminden tutuşuyorum, yüreğimin ortasında bir alaz var; nefretimle kavrulan. Fakat bu öyle bir alaz ki külleri geçmişten. Ne yakınında duramaz yanarsın; ne uzaklaşmaz donarsın.
Bu kırgınlığım size değil, yanlış anlamayınız. Henüz sizden bir geri dönüş alamamış olsam da biraz rahatsız edeceğim sizi.
Şüphesiz ki kalbim onun için atardı. Gençliğin savurduğu rüzgarların arasında tutunacak dalım o idi. Ondan sonrası olamadı, kalbim onun yokluğundan beri atamaz oldu.
Belki de merak ediyorsunuzdur Bayım, bunları size hangi sebepten anlattığımı, onca hissimi bavula sıkıştırıp kaldırsam bile gittiğim her yerde nasıl yanımda taşıdığımı. Anlatacağım, meraklanmayın. Yalnızca biraz içimi dökmeme müsaade edin. Kimselere anlatamam bu haykırışları, ona da anlatamadım zaten. Siz anlarsınız umudu ile buradayım, geri dönüş yapmak zorunda değilsiniz lakin en azından sizin de benim satırlarımı okuduğunuzu bilmek benim için bir onurdur.
Ben bir yazar değilim Bayım.
Yazmayı çok denedim ama inanır mısınız, hiçbir yazım güzel değildi onun yüzünden. Her bir noktasını ele geçirmeyi başarır ve aniden bütün romanlarım, şiirlerim, şarkılarım olmaya başlardı. Bu yüzdendir ki uzun bir süredir elim kalem tutmaz, kulağım tınısı tanıdık gelen şarkıları duymaz oldu.Sonra ise siz çıkageldiniz.
Bayım, alınmayın.
Neden çıkageldiniz?
Kaçmaya çalıştığım her şey ayağıma bir pranga gibi vurulmuştu adeta. Bir müddetçe başarmıştım da. Odaklanacak yeni şeyler bulmuştum kendime. Fakat fark etmiştim ki günlerim bile onu düşünmedikçe monotonlaşmış, sıkmaya başlamıştı.
Acıyı mı seviyorum diye bile düşündüm.
Hayır Bayım, acıyı sevmiyordum. Ben sadece ondan gelen acıya razıydım fakat bu sevdiğim anlamına gelmiyordu. Yalnızca bana bıraktığı tek şeydi bu ve kaybetmekten delicesine korkuyordum.
Beni ona bağlayan son şeydi acı ve ben bu bağı koparamıyordum. Benden tamamen gitmesini istemiyordum.
Fakat ondan ben gittim.
Belki de kovuldum, terk ettim ya da sadece gittim işte. Çünkü biliyorsunuz Bayım, bazen ait olmadığınız yerde yalnızca pislik olursunuz.
Kendi yoluma çizdiğim yol uzunca inceldi ve parmaklarımıza dolanan kader ipimizi acıyla donatarak şekil aldı.
Karakteriniz, onu ilk gördüğümde hissettiğim şey ilk bakışta aşk gibi bir histi fakat aşktan oldukça uzak, güzelliğinden pek bir ıraktı. Tanıdık bir histi. Daha önce ellerini tuttuğum, dudaklarını şehvetle kanattığım adamın silüetini yüzüne giyinmiş gibi bir tanıdıklıktı.
Sayın Rouvaille, beni yanlış anlamayın lakin eğer onu tanır biriyseniz naparım bilmiyorum. Nefes aldığını bilme düşüncesi bile dizinize kapanmama sebep olabilir veya dizlerimin sizden koşar adımlarla uzaklaşmasına... Yine de sanırım onu tanımanızı istemem. Evet, kesinlikle. Bunu istemiyorum. Onu birinin ben kadar, hatta belki de benden de daha iyi bir şekilde, tanıyor olabileceği düşüncesi bana sözlediği onca sözden bile daha kırıcı.
Eğer onu gerçekten tanıyorsanız bunun neden bu denli kırıcı olduğunu anlarsınız.
Fakat zannımca siz bunu tanımadan da anlarsınız.
Ve ben, onunla sayenizde yeniden tanışmıştım.
Seneler sonra maskeli bir baloda rastlaşmışız klişesi gibiydi. O beni görmez, beni onu görmez olmuşum. Yine de bilirsiniz, ben aslında hep onu gören olmuştum.
Thierry, attığı adımlar, söylediği sözler ve karakteriyle kendime en yakın gördüğüm karakter olmuştu. Söylesinize Bayım, sırrınız nedir? Nasıl olur da sanki onun dilinin zehrini akıtmış gibi sevdiğim adamı yazmış fakat aynı zamanda benim hislerime sarılır gibi satırlarınızı kalbime bu denli döşemiştiniz?
Sizi öylesine merak ediyorum ki... Bu kalemi tutan elleri görmek, bu sözlere sahip zihni dinlemek ve kalbinizin şefkatle mi yoksa öfkeyle mi attığını bilmek isterdim.
Fakat bu imkansız.
Belki seneler sonra bir maskeli baloda rastlaşmış değiliz sizinle fakat şahsınıza karşı giymem gereken bir maskem var. Anlıyorum ki kitabı anonim bir isim altından yayımlamanızdan sizin de düşürmek istemediğiniz maskeniz var.
Ben bir kere maskemi çıkarttım, şimdiyse düşer korkusuyla sımsıkı tutunuyorum iplerine.
Gönlünüzce değilse bu isteğim, beni affedin. Sizi, asil bir maskenin içerisinde hayal etmenin kötü olduğunu söyleyemem.
Fakat siz beni maskesiz gördüğünüzde hayal ettiğinizden bile kötü olduğunu söyleyebilirsiniz.
Tekrardan görüşmek dileğiyle,
Ruhu sarışın Joucé. ❞⋆ ⋆ ⋆ ⋆ ⋆
Böyle full mektup ilerlemeyeceğiz merak etmeyin.
Arkadaşlarınızı etiketleyip destek olursanız sevinirim, malumunuz hesapta yeniden aktifim.

18.12.2023
Jerome.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
other people
FanfictionNasıl olduğumu merak ediyorsun, ipucu vereyim; keşke seninle hiç tanışmasaydım. enemies to lovers. taekook, by jerome.