1: Merhaba minik kelebeğim

156 14 28
                                    

İlk bölümü okuduğun tarihi not bırakkkk...

04.02.24

Merhaba ben Ada. Ada Alsarkan. Evet gecenin üçünde bir yurt binasının camına tırmanmaya çalışan o ceval kız benim. Evet, evet yanlış okumadınız. Yurt binasının camına tırmanmaya çalışan kız. Saat gece üç, konum Cihangir Erkek yurdu. Peki siz diyorsun şimdi, neden, nasıl, ne hakla. Yurttan atılma pahasına neden tırmanır ki bi insan kendi kaldığı yurdun karşısındaki erkek yurdunun camına. Ah sevgili dostlarım, tabi ki aşk.

İkinci katın camındaki korkuluğa ayağımı basıp Ozan'ın camına elimi uzattığımda aşağıdan güzeller güzeli, naif suç ortağım Filiz, korkudan üç buçuk atar vaziyette bana seslendi "Ada, siren sesi duydum galiba. İn lütfen gidelim ya." Yaptığı salakça yorum karşısında gözlerimi devirdim. Her zaman böyle değildir, aslında epey de yüksektir IQ'su. Ama işte konu kriminal, illegal olaylara gelince uçlarda yaşadığı anksiyetesi onu bir mala çeviriyordu.

"He aynen Filiz! Mit geldi kapıda. Git bak bakalım ne istiyorlar." Diye çemkirdim ona ve Ozan'ın, minik kelebeğimin, nazlı ceylanımın, biricik aşkımın camına üç kere tıklattım. Heyecanlı bekleyişim ve dudaklarımdaki gülücük bir cevap alamadığımı fark ettiğim zaman solup gitmişti. Elimi uzatıp beş kere daha tıklattım cama. Ama hadsiz Ozan'dan hala ses yoktu.

"Oğlum açsana camı. Bi' şey konuşucaz!" Diye celallendiğimde beni aşağıda bekleyen bir diğer arkadaşım Eda "Sert vur sert. Uyumuştur belki uyansın." Diye seslendi bana. Ama yüksek sesli konuşması Filiz'in yine götünü tutuşturmuştu. Eda'ya dönüp "Çığırmayın be çığırmayın Seher Hanım duyacak şimdi." Dedi ve arkasını dönüp yaklaşık 6 metre ilerimizdeki kız yurdunu kolaçan etti. O sırada dördüncü arkadaşımız Aylin ise uykulu gözlerini ovuşturup esniyordu. Evet sırf sevdiceğimi görmek için üç arkadaşımı toplayıp sokaklara sermiştim. Ama yanacaksam tek başıma yanmayacaktım. Ne kadar kalabalık olursak kişi başına düşen ateş oranı da o kadar az olurdu.

"Bu böyle olmayacak." Dedim ve gözlerimi doğrudan Eda'ya dikip. "Taş at kız şu cama!" Diye bağırdım. Eda 'ne diyor bu deli?' Der gibi bana bakarken Filiz gözlerini kocaman açıp dizlerine vura vura ağıt yakmaya başlamıştı. "Atılacağız yurttan. Okuldan da atılacağız. Gidecek yerim yok benim. Sokakta da yaşayamam ki. Hem pazartesiye teslimim var. Okuldan atılırsam nasıl teslim yaparım ki?" Eda ve ben Filiz'in felaket senaryolarına aynı anda gözlerimizi devirirken Aylin çoktan kafasını bir ağaca yaslamış uykunun durgun sularında kulaç atıyordu.

Eda en sonunda Filiz'in susmayacağını anlayarak eğilip yerden bir taş aldı ve hiddetle taşı Ozan'ın camına fırlattı. Her şey ağır çekimde gerçekleşti. Taş burnumun ucundan geçti, cama çarptı ve büyük bir gürültü ile camda kafamdan biraz daha büyük bir delik açtı. Tam o sırada Aylin sıçrayarak uyandı, Filiz kendini yere attı ve benim dudaklarımın arasından bir "Hassiktir" çıktı. Odanın ışığı açıldı ve Ozan'ın yarım akıllı oda arkadaşı Gökalp kafasını dışarı çıkardı. Önce aşağı bakıp sonra kafasını bana çevirdiğinde korkuyla bir çığlık atıp geri çekildi.

Onun çığlığından sonra nihayet boncuğum, mavişim, kıymetlim Ozan da yüzünü göstermiş cama çıkmıştı. Ozan ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bir bana, bir aşağıdaki arkadaşlarıma bir de Gökalp'e bakıyordu. Nihayet der gibi bir nefes alıp Ozan'ın masmavi gözlerine baktım ve "Ozan kusura bakma gece gece rahatsız ediyorum ama sana iyi geceler yazmıştım. Görmedin mi diye bir sormak istedim?" Dedim.

Ozan "Ne?" Dediğinde neyi anlamadığını anlamamıştım. Gayet net konuşmuştum bence. Ah benim aşk bahçemde açan tek gülüm. Beni görünce aklını kaybetmişti galiba. "Ada camımı sen mi kırdın?" Dedi bıkkınlıkla.

"Siz hep böylesiniz. Camınızı kıran kızlar dururken, kalbinizi kıran kızları tercih edersiniz değil mi?"dediğimde erkek yurdunun ve hatta kız yurdunun camlarının insanlarla dolu olduğunu gördüm. Geliyordu gelmekte olan, hissediyordum. Ozan'ın bir cevap vermesine fırsat kalmadan, kız yurdunun kapısının açıldığını ve Seher Hanımın Pijamalarıyla kendini bahçeye attığını gördüm. Tahmin edebileceğiniz gibi oldukça sinirliydi. Karadenizdeki gemilerini mi batırdık Seher hanım, ne bu şiddet bu celal. Celal demişken, erkek yurdunun müdürü Celal bey de tam vaktinde dışarı çıkmış "Ne bu gürültü!" Diye bağırmıştı. Filiz olduğu yerde, ne yapacağını bilemez gibi zıpladıktan sonra, "Basıldık, basıldık!" Diye bağırdı ve uykusundan yeni uyanmış Aylinin kolundan yakalayıp onu da peşinden sürükleyerek koşmaya başladı. Eda ise bir bana, bir de hızla oradan uzaklaşan arkadaşlarımıza bakıp acıyla gülümsedikten sonra "Adacım, sonra şey yaparız ya. Öptüm seni hayatım. İnerken dikkat et." Dedi ve o da koşmaya başladı. Beni burada sümük gibi bırakıp gitmişlerdi. Şu beraber yola çıktığım arkadaşlarıma bak. Seher Hanım "Ada Alsarkan! Derhal aşağı in ve inerken sakın tek bir kemiğini bile kırma! Çünkü hepsini teker teker ben kıracağım!" Diye bağırmıştı.

"Tamam ann.. Ay Seher Hanım." Diye bağırdım ve Ozan'a döndüm. "Eee, mesajımı görmedin mi yani?" Dedim.

Ozan gözlerini kısıp içeri girdi. "Tripli aşk çiçeğim benim!" Diye bağırdım arkasında. O da beni seviyordu, biliyorum. Ama belli edemiyordu. 

Karakterleri nasıl buldunuz?

Favoriniz kim?

Siz minik kelebeğinizin camına gece 3'te tırmanır mıydınız?

Üniversite YıllarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin