Jungkook'tan...
Hoseok hyungun bağırarak kedisinin yanına gelmesiyle içimden büyük bir kahka attım kedi kılığındaki arkadaşım Hoseok hyungtan ciddi anlamda hoşlanmıyorudu.
"Geldi yine deli yaa hepsi senin yüzünden velet"
Yine suçu üstüme atmasıyla tekrar sinirlendiğimi hissettim ve son kozumu kullandım.
"Eğer bana bir daha velet tarzı birşey dersen Felix'e şikayet ederim seni"
Dememle Hoseok hyungun kucağından inmek için çırpınan Hyunjin'in hareketleri durmuştu. Bana yine o ölümcül bakışlarını atarken Taehyung'un sesini duydum.
"Hoseok senin şu kedin benimkine garip garip bakıyor söyle patilerini denk alsın"
Göbeğimden tutup beni tekrar göğsünün üzerine çekmişti biraz bana yaklaştı ve kullağıma fısıldadı
"Merak etme bebeğim ben senin arkandayım iyiki ısırdın. Tatlı ama huysuz kediye haddini bildirdin"
Adam öldürsemde 'iyi yaptın bebeğim' diyeceğine adım kadar emindim en çokta bu yüzden seviyordum onu sanki yarı insan olduğumu biliyordu da öyle konuşuyor, destek veriyordu bana.
"Kulağın acıdı mı bebeğim. Oyy kıyamam sana Hoseok baban seni korur Taehyung'un helalinden"
"Ne bebeği be Felix duysa ağzıma sıçar"
"Bunu da söyleyeyim o halde Felix'e"
"Saçmalama lan!"
Onunla uğraşmak kurabiye yemekten çok daha zevk veriyordu.
Tüğlerimde gezinen el sayesinde iyice mayıştığımı hissediyordum. Taehyung'un güzel kokan ve daima hoşuma giden boynuna yaklaştım ve kafamı oraya gömdüm. Uyamadan önce her zaman yaptığım gibi boynunu yalamaya başlmamala kafasını bana çevirmiş ve gülümsemişti. Uyumadan önce duyduğum son şey ise Taehyung'un kalın tınısıydı.
"İyi uykular Kookie uyandığında yuvamızda olacağız bitanem..."
***
Öylede olmuştu.
Uyandığımda Taehyung'un sıcak yatağındaydım etrafım yorganla kaplıydı. İyice ayıldıktan sonra yataktan zıplayarak indim şansıma kapı kapalı değildi. Kapı aralığından odadan dışarı çıktım. Sağa sola baktım ama Taehyung'tan hiç bir iz yoktu merdivenlerden düşmemeye dikkat ederek inmiştim. Yarısına geldiğim merdivenlerde biraz durdum soluklanmak için. Duyduğum birkaç garip sesle meraklanmış merdivenlerden inmeye kaldığım yerden devam etmiştim. Biten merdivenler ile kafamı seslerin geldiği yöne çevirdim.Üzüldüm ama şaşırmadım onun hayatına illa da birileri girecekti buna engel olamazdım. Bakışlarımı öpüşen hatta neredeyse sevişmek üzere olan ikiliden ayırdım. Yarı tavşan olsamda ben en başında insandım ve bir kalbim vardı aşık olabilirdim ki daha önce olmuştum ama hüsranla sonlanmıştı. O adama güvenmiş ve melez olduğumu söylemiştim bana inanmamıştı hatta onunla dalga geçtiğimi düşünüp bana vutacaktı ki gözlerinin önünde tavşana dönüşmüştüm. Meğersem hayatımın en kötü hatasını yapmışım beni alı koymaya çalışmış hatta tavşan bedenime zarar vermişti insana dönüşmeme bir süre engel olmuştu bu yüzden. Bir gün tavşan bedenimdeki kırık ayağamla kaçmayı başarmıştım ama bitkin düştüğüm için yığılı vermiştim bir çocuk parkının oraya. Taehyung beni orda bulmuştu 1 yıl önce onu seviyordum ama ya beni bırakırsa diye gerçek kimliğimi açıklamayacağıma dair bir söz verdim kendime. Şimdi 2 ay önce aşık olduğumu anladığım adamın başkasıyla yiyişmesine birşey diyemiyordum acaba insan bedeninde tanışsaydım onunla severmiydi beni?
Benim gibi bir canavarı sevmezdi kesin. Ama ben onunla yaşayacağım müddetçe hep onu sevecektim bu kaçınılmaz bir gerçekti. Olan yine bana olacaktı hikayenin sonunda ben üzülecektim.
"Özür dilerim Taehyung..."
Tavşan bedenimdeyken insanlarla konuşabiliyordum aslında. Ama kim konuşabilen bir tavşan görmüştür ki hayatında bu benim zararıma olacağı için tek bir insanla konuşmamıştım. Şimdi ise Taehyung'uma veda ediyordum bu yüzden konuşma ihtiyacı duydum beni her ne kadar duymayacağına emin olsam da. Dış kapı açıktı şimdi gitsem ve kaçsam kimsenin ruhu duymazdım. Öyle de yapacaktım.
Bahçeye çıktım ve Taehyung'un kullanmadığı eşyaları koyduğu kulübeye benzer yere yöneldim oranın kapısı çoğunlukla açık oluyordu. Bu gün gerçektende şanslıydım tek başıma açamadığım kapların hepsi açılıyordu bana. İçeri girdiğim gibi insan bedenime dönüşmüştüm. Çırıl çıplaktım ama neyseki zamanında kulübede bulunan küçük bir bölgeye kıyafet koymuştum. Kıyafetlerimi üstüme geçirdim ve bölmeye gizlediğim telefonumu çıkarttım. Bu telefonu elime almayalı 1 yıldan fazla oluyordu.
Açma düğmesine bastım ve duvar kağıdı yaptığım Felix, ben ve Hyunjin'in sarılmış olan fotoğrafı ile içten bir şekilde gülümsedim. Felix'i çok özlemiştim Hyunjin her ne kadar benimle uğraşsada aynı zamanda benim için canını da verirdi. Telefonu cebime attım omzuma kadar gelen dalgalı saçlarımı geriye doğru attım. Aklıma yine Taehyung gelmesiyle gözlerim dolmuştu ardıdan da bir yaş süzülü vermişti yanağımdan. Elimle hızlıca yanağımdaki ıslaklığı sildim ve kapıya yöneldim.
Tam o sırada Taehyung'un en yakın arkadaşlarıyla olan bir fotoğrafını gördüm hepsinin üzerinde okul forması vardı muhtamelen lise yıllarındandı bu fotoğraf. Seokjin hyung Namjoon hyungun koluna sarılmış gülerken Yoongi hyung ise Jimin hyungun arkasına geçmiş kafasının üstüne iki işareti yapmıştı Hoseok hyung ise Taehyung'a sarılmış gülümsüyordu onun gibi. Hiç düşünmeden fotoğrafı aldım ve cebime koydum en azından gördüğümde onları hatırladığım bir hatıram olabilirdi.
Kulübeden çıktıktan sonra son kez baktım güzel anılarımın olduğu eve. Keşke...keşke diyebilseydim onları ne kadar çok sevdiğimi teşekkür edebilseydim Taehyung'a bana sevginin ne demek olduğunu öğrettiği için ve kalbimde yer edinen o aile sevgisi boşluğunu kapattığı için.
Eve bakmayı bırakıp yakalanmamak için hızlı adımlarla çıktım bahçeden daha gideceğim bir kaç yer vardı...
***
Oy ve yorum vermeyi unutmayın 💖💞Kısa bölüm oldu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUNNY🐰 ~|TK|~
FanfictionTaehyung, 1 yıldır evinde beslediği tavşanın istediği zaman insana dönüşebilen bir melez olduğunu bilmiyordu... Yan ship🍓 Yoonmin Namjin Hyunlix Yeonbin sapseok ✨✨✨