Evde bir oyana bir bu yana dönerek Barış'ı bekliyordum. Telefonumu da alıp gittiği için kimseyi arayamamıştım. Gerçi kimden yardım isteyebilirdim onu bile bilmiyordum. Konumu hatırlasam kalkıp giderdim ama dikkat etmemiştim. Ağlamaktan artık önümü görmüyordum. Koltuğa kıvrıldım ve gelmesini bekledim.
Barıştan'
Artık bu fazla olmuştu. Yaptığı tacizdi. Ona dur demem lazımdı. Bizim çocuklarla olan wp grubuna konumumu attım ve nolur nolmaz diye olayı kısa bir ses kaydıyla anlatıp gelmelerini söyledim. Geldiğim yer bir oteldi. Lüks bir otel. İçeri adımladım. Resepsiyona yöneldim. "Hoşgeldiniz efendim nasıl yardımcı olabilirim?" "Kerem Kılıç'a gelmiştim hangi odada acaba?" "Hemen kontrol ediyorum... 103 numara kat 2" "sağolun" diyerek asansöre adımladım. Kapıyı tıklattım. Kapıyı açar açmaz bu yumruk geçirdim suratına. Geri düşerken hemen onu ittim ve kapıyı kapadım. "Derdin ne lan senin?" Diye bağırdım yakasından tutarken. "Rezil ettiniz beni herkesin içinde. Şimdi siz benden özür dileyeceksiniz!" Dedi burnunu tutarken. "Ne özrü lan hatalı olan sensin! Hala gelip rahatsız ediyosun kızı."
"Ne dicem sana ya ne güzeldi tuvalette öyle. Kıskandım." Diyerek göz kırptı. Artık kendimi tutamayacaktım. "Ne biliyosun söyle!" Bi yumruk daha attım. İşin garip tarafı karşılık vermiyordu. "Derinden ayrılmazsan onu rahat bırakmam ve görüntüleri yayarım." Diye sırıttı. "Ne dedin sen?" "Duydun. Ayrılırsan ben de ondan uzak dururum. Ne senin olur ne benim" ellerimi yumruk yapmıştım. Öldürmemek için zor duruyordum. "O görüntüleri bana göster sildiğini göreyim." "Yanımda değil. Ayrıca salak değilim öyle bir şey yaparsam benim de başım çok yanar dimi. Başım yanar ama yayarsam senin kariyerin biter Derin de dünyaya rezil olur" "tamam lanet olsun tamam! Ayrılıcam" "Güzel. İki günün var. Anlarım zaten ayrılıp ayrılmadığınızı. Sakın yalan söylemeye kalkma çok kötü olur." Sinirden nerdeyse gözlerim dolacaktı. Videoyu da değil Derin'i düşünüyordum. Nasıl ayrılacaktım? Deli gibi aşıktım ve ona bunu yapmak istemiyordum. Otelden çıkıp arabaya geri bindim. Çocuklar bin kere aramıştı. Onlara konuşmamız gerektiğini söyledim. Berkan,Kerem,Yunus,Kazımcan hepimiz Berkan'a gidecektik. Arabayı çalıştırıp Berkan'a sürdüm.Keremden,
Barış'ı kandırmayı başarmıştım. Derin'i istiyordum evet ama şimdilik bu da yeterdi. Elimde video falan da yoktu ayrıca. O mekandan atıldığım ve olay taze olduğu için tekrar gitmeye cesaret edememiştim. Oranın müdavimi olduğum için de 1-2 garsonlar çok samimiydik. Ona mesaj atıp müdüre sormasını rica etmiştim. Gelip gelemeyeceğimi. Bugün zaten olmaz Barış Alper tüm mekanı kapadı sadece kız arkadaşıyla o olacak diyince bu iş aklımda yatmıştı. Burdan malzeme çıkardı. Tüm hareketlerini takip edip anında bana bildirmesini söylemiştim. Bir miktar karşılığında anlaşmıştık. İkisi de aynı tuvalete girmiş ve aynanda çıkmışlardı. Nedenini tahmin etmek zor değildi bu yüzden oyun oynayacaktım.
Barıştan,
Berkanlarda oturmuş olayı konuşuyorduk. Hepsini anlatmıştım bir bir. Kerem tabi ilk olarak "Bu ne edepsizlik olum ya gidin evinizde yapın" dedi. "Ya Kerem başlıcam şimdi he edebine. Ne bileyim böyle olacağını?" "İki ucu boklu değnek brom. Napsak bilemedim." Dedi Berkan. "Bu video yayılamaz Barış. Hem Derinin hem senin hayatın mahvolur. Ayrılmaktan başka çaren yok." Diyerek araya girdi Yunus. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Biraz daha sıksam yolunacaklardı. Delirecektim. "Ayrılıcam" dedim kesin bir şekilde. Kafaya koymuştum. "Belki de bunu yaparken Derin'e karşı dürüst olmalısın. O zaman üzülmek yerine anlayışla karşılar." Dedi Kazımcan. "Yani tabi üzülür ama en azından neden yaptığını biliyor olacak." Diye ekledi. "Hayır. Bu durum onu çok endişelendirir. Kerem onu yeterince tedirgin ediyor zaten. Bakın bu aramızda,kimse Derinle konuşmayacak!" Herkes kafasını salladı. Saat 3 e geliyordu. Artık eve gitmem lazımdı. Yarın Derin'in de işi vardı. Telefonu bende kalmıştı alarmsız kalırdı yoksa. Bunu istemezdim. Çocuklarla vedalaşıp eve yöneldim.
Derinden,
Salonda oluşan gürültüye gözlerimi açtım. Gelmişti. Uykulu gözlerle ona baktım. "Uyandırmak istememiştim." Koltuktan kalkıp koşarak ona sarıldım. "Çok korktum. İyi misin? Bir yerinde bir şey var mı? Noldu?" Onu soru yığınına tutarken bir yandan da suratını ve vücudunu inceliyordum bir şeyi var mı diye. Eli kızarıktı. "Dövdün mü?" Diye sordum dolan gözlerimle. Çok soğuk bakıyordu bana. "Sonra konuşuruz Derin. Yorgunum. Hem sen de yat uyu yarın işin var. Telefonun" diyerek elime telefonu tutuşturdu. Akan göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim ve salondan çıkmasını izledim..
Offf ne seri attım bölümü. Hızlı gelsin istedim. Bir sonraki bölümler daha uzun olacakkkk 🫶🏼🫶🏼🫶🏼🫶🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS - BARIŞ ALPER YILMAZ
Teen FictionŞans eseri bir tanışma ile başlar her şey. Önce birbirlerine gıcık olsalarda hayat onları sürekli bir araya getirir ve birbirlerine aşık olurlar.