Yüzleşme

20 9 0
                                    


Umarım beğenirsiniz iyi okumalar yorum yapıp oy vermeyi unutmayın sizi çok seviyorum.

Alâra: Aren... Senin  ne işin var burda.

Tık yoktu. Gözlerini Okan'ın üzerine sabitlenmiş, keskin nefesler alıyordu.

Alâra: Aren sana diyorum cevap versene!

Okan: Alâra ayıp olmayacaksa sevgilin mi bu adam?

Alâra: Hayır değil. Kafayı yemiş delinin teki.

Aren sonunda gözlerini Okan'ın üzerinden çekti ve bana sinsi bir gülücük atıp Okan'a bir adım yaklaştı.

Aren : Sevgilisiyim ve evde  benden başka adam istemiyorum. Şimdi siktir git ve beni daha fazla yorma.

Aren 'in neden böyle davrandığını bilmiyordum onunla konuşmamaya kendimce yemin etmiştim. Rüyamda söylediği kadarıyla bir iki ay gelmeyeceğim demişti. Neden şimdi böyle yapıyordu?

Okan dönüp inkâr edeceğim sırada Aren, Okan ' ı omzundan tutup dışarı itip kapıyı üzerine kapattı ve dudaklarını dudaklarıma  değdirip sırtımı kapıya yasladı.

Aren : Yanlış hatırlamıyorsam sana o adamı eve almamanı söylemiştim. Yanlış mıyım? Bence değilim şimdi ben gidiyorum ve sen de o piçi gönderip misafir odasındaki cesedi arka bahçeye görmüyorsun. Nasıl yapacağın sana kalmış ama o piçin gittiğinden emin ol.

Sulanan gözlerimi hızlıca sildim ve Aren'in omuzlarından tutarak hızla ittirdim. Tutamadığım gözyaşlarımı bırakarak;

Alâra : Bunları nasıl söyleyebiliyorsun sen kafayı mı yedin? Sen gerçek değilsin! Gerçek bir insan bu kadar kalpsiz, bu kadar acımasız, bu kadar nankör, bu kadar arsız olamaz.

  Devam edeceğim sırada çalan kapıya  baktım ve umursamayıp tekrar Aren 'e dönmüştüm ki daha yeni olduğu yerde yoktu. Tekrar arkamı dönüp hızla kapıyı açtım ve bana şaşkınca bakan Okan' a soran gözlerle baktım ve bozuntuya vermeden devam ettim ;

Alâra : Onun kusuruna bakma ayrılalı çok oldu ama hala gitmek bilmiyor.

Okan: Onun derken kimden bahsediyorsun?

Alâra :Sen görmedin mi? Seni omzundan tutup dışarı attı.

Okan :Sen iyi misin? Daha yeni beni dışarı atan sendin. Üstüme kapıyı kapattın ve kendi kendine konuşmaya başladın.

  Duyduklarım karşısında şok olmuş bir şekilde Okan'a bakıyordum bu imkansızdı, belkide beni deniyordu. Aksi taktirde Aren'in sadece ben gördüğüm için deli konumuna düşerdim ki zaten deliyim. Ama bunu Okan'a yansıtmasan iyiydi.

Alâra : Şaka yapıyorum takma beni hadi gidelim.

Kendimi zorla güldürecek söylediklerime ininmışmıydı emin değilim değilim ama yola devam.

Okan : Tamam gidelim o zaman.

                        15 dakika sonra

   15 dakikadır yürüyorduk ve köyün çatıları görünmeye başlamıştı. Şu ana kadar Aren ile ilgili pek sorun olmamıştı ama "Artık evden bir kaç metreden fazla uzaklaşamayacaksın " lafı aklımı kurcalıyordu. Eğer ben deliysem sorun yoktu ama o gerçekse büyük sıkıntıydı bu yüzden Okan'ı bir kaç adım ilerde yürütmeye çalışıyordum.

    Bir kaç dakika daha yürümenin ardından köyün yakınlarında durduk ve ;

Alâra : Sen devam edersin artık. Ben çok bile geldim.

Aren : Haklısın çok teşekkür ederim.

Alâra : Bir şey değil.

  Dedi ve el sallayarak uzaklaşmaya başladım Aren haklıydı her ne kadar kendisinden nefret etsemde ev şuan boştu ve köyün sokak çocukları evi merak edip girebilirlerdi.

  Okan'ın gittiğinden emin olduktan sonra hızla eve doğru koşmaya başladım ne kadar hızlı koşsam o kadar iyiydi.

  Molalarla birlikte yirmi dakikanın ardından eve varmıştım. Kapı kapalıydı ve bu birinin eve girme olasılığını düşürüyordu. Hızlıca eve girdim ve kapıyı kapatıp salona doğru ilerledim.

Gördüğüm manzara ile her ne kadar ağzım açık kalmış olsada bozuntuya vermemeye çalıştım. Maalesef beceremedim çünkü salonun tekli koltuğunda takım elbise giymiş ve ayak ayak üstüne atmış bir Aren'in beklemiyordum. Kafamı biraz daha salonun kapısından içeri uzattım ve karşısında ellerini önünde bağlamış iki tanesi ağlayan dört tane onbeş onaltı yaşlarında çocuk oturuyordu.

Aren: Şimdi sinirli bir yüzle içeri giriyorsun ve sorgulayıp yanıma oturuyorsun ellerinde kamera var video çekiyorlar, sakın bozuntuya verme yoksa sonu kötü olur. Zaten kötü ama..

  Aren yine aklıma girmişti

Aren'in dinlemeliyim çünkü başka çarem yoktu. Ona her ne kadar sinirli olsamda , her ne kadar  kızgın olsamda, ondan her ne kadar nefret etsemde başka çarem yoktu. Onu dinlemezsem Asel'in cesedini açığa çıkardı ve işte o zaman hayatım biterdi.

Saçlarımı ve kıyafetlerimi çok hafif dağıttım ve içeri girdim şimdi oyunculuğunu gösterme zamanıydı.........

                       ..................

   Hepinize merhabalar bu bölüm biraz geç yayınladım kusura bakmayın İnşallah beğenmişsindir. Sizden tek ricam oy verip uorym yapmanız nolur beni kımayın:))

 

Gerçeklik AlgısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin