Kulağımda çalan müzik ile akşam yemeğini hazırlıyordum müzik dinlemek benim tutkum ve asla müziksiz iş yapamıyorum. Belkide öyle düşünüyorum, belkide onların sesini duymak istemiyorum. Yada her neyse şu an düşünmem gereken daha önemli şeyler var mesela 18 dakikada hazırlanıp evden çıkmam lazım. Çünkü bir hafta önce gördüğüm Kâbus normal bir şey değildi bu yüzden bir psikiyatriste randevu aldım. Şizofreni başlangıcı olabilirmiş. Ben buna inanır mıyım inanmam. Aslında olabilir ama olmayanda bilir.Kendi düşüncelerimin esiri olmuşken hızlıca dolaptan sarı çiçekli beyaz bir elbise aldım ve bir çırpıda üzerime geçirdim. Sırtıma bir şey almadım ve beyaz topuklu ayakkabı ile beyaz çantamı alıp evden çıktım.
Otobüs durağına doğru yürürken kulaklığımı taktım ve telefonumu açıp rastgele bir şarkıya dokundum. Otobüs durağına yaklaştığımda bir topluluk ile karşılaştım bazılarında kamera vardı ve çekim yapıyorlardı, hızlı bir şekilde aralarından sıyrılıp en öne geçtim. Gördüğüm manzara karşısına ağzım açık kalırken kendimi yere yığılmamak için zor tuttum.
Bu rüyamda gördüğüm o küçük kızdı, çıplak bir şekilde omzundaki bıçakla yerde yatıyordu bir kaç adım geriye sendeledim ama kendimi hızlı bir şekilde toparlayıp gelen otobüse durması için işaret verdim.
Kısa bir yolculuğun ardından psikiyatristin önündeydim. İçeri girdim ve sıranın bana gelmesini beklerken duvardaki resimlere bakmaya başladım. Çoğunda ne mesaj vermek istediklerini anlamasamda güzel ressimlerdi.
Sekreter adımı söylediğinde hızla yanına gidip parayı ödedim ve üst kata çıktım. Gireceğim kapıyı tıkalattığım anda sohbet başlamıştı.
İki buçuk saat görüşmenin ardından kendime hamburger ısmarlamaya karar verdim. Favori mekanıma girdim ve favori hamburgerimi söyleyip beklemeye başladım. On beş dakikadan az bir sürede yemeğim gelmiş ve yirmi beş dakika da bitirmiştim. Hızlıca yediğim yemeğin parasını ödedim ve otobüs durağına doğru ilerlemeye başladım. Durağın banklarından birine oturdum ve haberleri kontrol ettim ama o küçük kız hakkında hiç bir haber yoktu. Hava soğumaya başlamıştı, eve ne kadar hızlı gidersem o kadar iyiydi.
💀💀
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmış, sporum yapmış ve kahvaltımı yapmıştım. Sıra tembellik zamanıydı. Kumandayı alıp hızlıca Harry Potter'ı açtım ve patlattığım mısırlarımla birlikte koltuğa gömülüp filmi başlattım artık hiç bir şey umurumda değildi
Saat altı buçuk gibi yattığım koltuktan kalktım ve akşam yemeğini hazırladım. Mantı. Yemeğimi bitirdikten sonra bulaşıkları topladım ve yatağıma doğru yol aldım.
Tam kapıyı açacakken içeriden gelen devrilme sesi ile durdum. Bir kaç saniye sonra aynı ses tekrar geldi bu seferki daha gürültülüydü. Hırsızdır düşüncesi ile iş üstünde yakalamak için aniden büyük bir gürültü ile içeri daldım. Ama kimse yoktu. Kapıyı kapatmak için arkamı döndüğüm sırada bir çift el ağzımı kapatıyor ve hareketlerimi engellemek amacı ile bileklerimi tutuyordu.
Elimin içini büyük bir sertlik ile ısırdım, acımış olacakki elini hızla geri çekti. Tekrar harekete geçecekken geriden kaffa attım ve beni bırakmak zorunda kaldı. Arkamı döndüm kapıya doğru koşmaya başladım. Açık kapı bir anda kapandı ve pencereler sonuna kadar açılıp kapanıyordu. Birkaç adım geriye sendeledim galiba yatmadan önce Harry Potter izlememeliydim. Karşımdaki adam sanki aklımı okumuş gibi "İzlediğin o saçma şey yüzünden geğil merak etme sana bir uyarı için geldim" dedi ve yakınlaşmaya başladı burunları uz birine değerden "Çok kaşınıyorsun bana gıcık olsun diye açık giyiniyorsun ya, ben de sana gıcık olsun diye her gün gözünün önünde birini öldürücem ayağını denk alırsan iyi edersin " sözlerinin devamını getirmesine izin vermeden iki elim ile göğsünden iterek "Sen kim oluyorsun da benim evime girip beni tehtit edebiliyorsun " diyerek gözlerinin içine baktım simsiyah iken bir anda morlaştı ve açılıp kapanan pencereler daha hızlı çarpmaya başladı. Gözlerinin rengi iyice açılırken pencereden içeriye dumanlar girmeye başladı. Bir kaç saniye ayaklarım yerden kesildi ve kendimi halının üstünde buldum son gördüğüm şey bana doğru gelen bir çift ayak ve yağmur kokusu
🤯🤯
Kuruyan gözlerimi yavaşça açtım ve yattığım yerden doğruldum. Dün gece düştüğüm yerde yatıyordum ve pencerelerin hepsi açıktı. Yoksa dünkü olaylar gerçekmiydi? Yaşadığım şokla beraber hızla ayağa kalktım ve pencereleri kapattım. Yatağımın üzerinde bir not vardı. Notu titreyen elime aldım ve üstündeki kanları parmağımla silmeye çalıştım, yazılar az da olsa okunuyordu "İlk görevini açıklamamı ister misin? Bence istersin, tek yapman gereken sözümü dinlemek. Bu notu okuduktan sonra beyninin içine giricem ve düşüncelerini yöneticem. Son bir isteğim var o da bana karşı koyma baş ağrısı yapar. " sesli bir şekilde "Bu neydi şimdi. " dedim. Deliriyorum gerçekten deliriyorum bunu başka açıklaması olamaz "Aslında var. " beynimin içinde yankılanan ses ile birlikte ellerimi kulaklarıma doğru götürerek hızla yere çömeldim. Ben deliyim net deliyim "Sana deli değilsin demekten yoruldum. " beynimde başka biri vardı sanki bir erkek sesiydi. "Evet erkeğim sorsan söylerdim çok düşündün sanki. " içimi okuyordu "Aslında okuyorum denemez duyuyorum daha mantıklı. "sanırım içimden konuşmamam lazım" İçinden de konuşsan, dışından da konuşsan da ben duyarım. " tamam madem baş edemiyordum bir sonraki psikiyatristin gününü beklemeliyim duymamış gibi yapsam "Anlarım ve daha ok konuşurum. " duysam ama cevap vermesem "Ben seni konuşturmanın bir yolunu bulurum. " o kadar emin olma bence "Hiç bir şeyden bu kadar emin olmamıştım " gözlerimi büyük bir aşkınla açtım ve hızla ayağa kalkıp pencereleri kapattım. Ben içimdeki sesle konuşuyordum. Yatağın üstündeki notu yırtıp yere fırlattım ve dolaptan beyaz bir eşofman takımı çıkarıp yatağın üstüne koydum. Ellerimle üstümdeki elbisenin eteklerinden tutarak yukarı doğru çektim. Elbiseyi çıkarttığımda sadece iç çamaşırlarımla kalmıştım "Fiziğin güzelmiş. " onu tamamen unutmuştum kafamı kaldırıp karşımdaki aynaya baktım ve hızla yere eğilip yatağın beni kapatmasını isteyerek dua ettim. Yere oturdum ve üstümü giyinip tekrar ayağa kalktım. Kapıyı açıp dışarı çıktım ve merdivenlerden inmeye başladım aynı zamanda onun da konuşmaya başlaması bir oldu;
-Öncelikle adım onu değil Aren.Alâra - Adını sorduğumu hatırlamıyorum.
Aren - Sormadın zaten rahatsız olduğum için söyledim.
Alâra - Ben de senden rahatsız olduğum için söylüyorum sus.Aren - Senin öyle bir lüksün yok bana özel ve lütfen adımla seslen şimdilik susuyorum.
Alâra - Sağol ya teşekkür ediyorum.
Aren ile konuşmayı daha fazla uzatmadan mutfağa geçtim ve kahvaltı hazırladım. Peynir, zeytin, yumurta, krep ve tereyağı. Aslında tereyağını reçel ile yemeyi seviyorum ama bitmişti. Reçelsiz tereyağı yemeyeceğim için alıp buz dolabına tekrar koydum.
Bu gün pazar dı tatil günü Harry Potter'ın diğer bölümünü izleyecektim yemeğimi yer yemez topladım ve mısır patlayana kadar Harry Potter'ı açtım, mısırımı aldım ve poların altına girip izlemeye başladım.
Gelecek bölümden kesit
- kimsin sen, o adamlar kimdi, ne isyorsun benden sen geldiğinden beri hayatım mahvoldu.
- ben seni korumak üzere atandım şuan sadece bunu söyleyebilirim, şimdi daha fazla konuşma ve geç şu lanet olası kapıdan.
......................
Herkese selam bu bölümü de biraz kısa tuttum bu yüzden daha hızlı yayınladım diğer bölüm daha uzun süreceği için daha geç yayınlayacağım yeni bölümlerden haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın ve yorum yaparak düşüncelerinizi ve diğer bölüm hakkındaki tahminlerini belirtin :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçeklik Algısı
FantasyDelimiyim ben insanlar öyle söylüyor? - İnanma sen onlara -Ama seni sadece ben görüyorum. Ben olsam bende kendime deli derim - Kendine de inanma o zaman -Sana inanmazsam? -Böyle bir lüksün yok, olamaz, olmamalı izin vermem.