Bölüm 6: Tehlike Çanları ve verilen sözler

141 13 12
                                    

Ben geldimmmm!!! Kendimi çok özletmedim size💅

Nasılsınız?

Ayy bölüm hakkında sonda konuşalım çok heyecanlıyım!

Sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum...

Keyifli okumalar!

"Bir gün kendinizi bulmanız ve anlamanız dileğiyle..."
______________________
Bölüm 6: Tehlike Çanları ve verilen sözler

"Çünkü insanlar, duygularını görünce onları sana karşı kullanmaktan asla çekinmezdi."

Birbirimizin ellerini sıkarken, gözlerimiz birbirinden ayrılmıyordu. Bu temas bana yeterken, elimi elinden çekip arkamı dönerek evimin yolunu tuttum. Sırtım da bakışlarını hissediyordum. Bir süre sonra aniden yanımda belirince, göz ucuyla ona bakıp geri önüme döndüm.

"Bugün görev hakkında konuşsak iyi olur. En ufak bir pürüz her şeyi mahfederse, bu hiç iyi olmaz." dediğinde ona hak verdim. Görev beklemezdi, konu hakkında konuşup, ona göre plan yapıp, gidişat hakkında konuşmalıydık. Başımı hafifçe sallayarak onu onayladım.

"Karargah da konuşuruz ekipleri toplayıp." dedim.

"Olur, öyle yaparız." dediğinde bugün neler yapabileceğimi düşündüm kısa bir an. Sabah sporumu yapmıştım, kahvaltımı etmiştim. Eve gittiğim zaman Hayal'i uyandırmam lazımdı, ardından atış talimi yapmak istiyordum. Ama öncesinde görev hakkında konuşulması lazımdı.

İkimiz sessizce yan yana yürürken, istemsizce yanımda yürüyen adama baktım göz ucuyla. İfadesizce karşısına bakıp, sert ve emin adımlarla yürüyordu. Tekrar önüme dönerken, içimi kemiren sıkıntı ile derin nefes alıp verdim. Yanımda ki adam istihbaratta bile olsa güvenmek konusunda zamana ihtiyacım vardı. Onun hakkında tek bildiğim adı, soyadı ve istihbaratta çalıştığıydı. İçimden geçenleri okumuş gibi bir anda konuşmasıyla acaba dışımdan konuşmak gibi bir aptallık mı yaptım diye düşünmeden edemedim.

"Senin hakkında neden hiçbir bilgi yok?" diye birden sorunca duraksadım. Lafı evirip çevirmeden dan diye sormuştu aklında ki soruyu. Bunu sevmiştim, çünkü lafı dolandıran insanları sevmezdim. "Hakkımda bilmeni gerektirecek kadarını biliyorsun işte. Neyini beğenmedin?" diyerek bende lafı dolandırmadan cevabını vermiştim. Ellerini eşofmanının cebine koyarken, omzunu silkmişti. "Yeri geldiğinde canımı emanet edeceğim ortağım hakkında biraz fazla bilgi sahibi olmak hakkım diye düşünüyorum." dediğinde bakışlarımı az ilerimizde görünen lojmandan çekip ona döndü.

"İstesen benim hakkımda bütün bilgilere ulaşabilirsin, neden bana sorma gereği duyuyorsun?" merakla çıkmıştı sesim. Evet, hakkımda ki bilgileri ne kadar gizlersem gizliyeyim o bir istihbarat teşkilatı'nda çalışıyordu, isterse benim geçmişime kadar öğrenebilirdi. Bu ne kadar istemesem de doğruydu. Elleri hala ceplerindeyken, kızıl kahverengi gözleri gözlerime değdi.

"Evet, istersem senin hakkında birçok bilgi öğrenebilirim," dediğinde yutkunma ihtiyacı doğurdu bu gerçek bende. "Ama benim için senin bana gelip anlatman daha önemli." dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Şaşkındım ve ona öylece bakmıştım. Belki ona göre öylesine söylenmiş bir cümle olabilirdi Ama benim için öyle değildi.

"Neden?" diye sormaktan kendimi alamadım. Fütursuzca dudaklarımın arasından çıkmıştı. Birkaç saniye gözlerime bakarken, hafiften, ancak dikkatli bakıldığında görülebilen bir gülümseme dudakların da can bulmuştu. Midemde ki kasılma ile yüzümü buruşturmamak için zor durdum.

Kurşuni RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin