Bölüm 7: Geçmişin izleri

110 12 3
                                    

Ayy helüğğğ! Ben geldim...

Biraz uzun sürdü ama olsun... Geç olsun güç olmasın dimi...

İsterseniz bölüme geçelim hemen...

Keyifli okumalar!
___________________
Bölüm 7: Geçmiş izleri

Kumru'nun bedenen benden koptuğu tarihti...
___________________

Adımlarım koridorda yankı yaparken, neden böyle bir şeyi istediğimi düşünmek istemiyordum. Ama zihnim her zaman ki gibi benimle oynuyordu. Neden ona birden boks yapmayı teklif etmiştim, cidden bilmiyordum. Yanaklarımı şişirerek nefesimi vermek istiyordum ama yalnız değildim. 

Onun yerine sıkıntılı bir nefes verip, kendi odama gelince ben hızla içeri girdim. Dolabıma yönelirken, kapımı kilitleyip, üstümü çıkardım. Altıma taytımı ve üstüme sporcu atleti giyip, kıyafetlerimi de dolaba koydum. Eldivenlerimi de alıp, boş boş kapattığım dolabın kapağına baktım. 

Cidden mi yani? Daha neden teklif ettiğimi bile bilmediğim aptal bir boks maçı yapmaya mı gidiyordum? 

"Cidden bazen kendime inanamıyorum." diye mırıldanıp kapıya yöneldim. 

Kapının kilidini açtığımda, spor salonuna yöneldim. Adımlarım ne kadar geriye gitmek istesede asla yüzümde ki ifadeyi ve dik duruşumu bozmuyordum. Spor salonuna girişimi sağlamak için kartımı cebimden almak için baktığım da yanıma almadığımı fark etmemle, kendime sövmemek için zor durdum. "Cidden! Aklım nerede benim?" diyerek söylendim. Tam arkamı döneceğim sırada sol omzundan öne doğru uzanan damarlı kolla aniden put kestim. Ardından kulağımda hissettiğim nefesle yumruklarımı sıktım. 

"Aklını alacak kadar seni etkilediğimi bilmiyordum, ortak." diyenin baş belası ve gıcık ortağım olduğunu anlamıştım. Sinirle burnumdan güldüm ve hızla açılan kapıdan içeri geçip, ona döndüm. Yüzünde eğlenen bir ifade vardı. Sinir bozucuydu. 

"Benim aklımı alacak kadar seni tanımıyorum, ortak." dediğimde sonda ki ortak kelimesine baskı yapmıştım. Dudakların da hafif bir kıvrılma meydana gelirken, rahat bir ifadeyle konuştu. "Bizde tanışırız ve bunu seni tanıdığım zaman aklımı alabilirsin olarak mı algılamalıyım güzel ortağım?" dediğinde, bezgin nefesimi dışarı verdim. Cidden bu adam aşırı derecede sinirimi bozuluyordu.

"Sen her söylediğim cümleyi kendi düşüncene göre mi çevireceksin?" bezgin sorum onu güldürürken, inci gibi beyaz dişleri gözlerimin önüne serilmişti. Kafasını iki yana sallayıp, "Bilmem, belki." dediğinde onunla uğraşmak istemediğim için arkamı dönüp, boks ringine doğru gittim. Etrafıma kısaca göz gezdirirken, herkesin sporuyla ilgilendidiğini görmüştüm. Birazcık egzersiz yapsam iyi olurdu. 

Ben egzersiz yaparken, gözüm istemsiz barfiks çeken Volkan'a kayarken, kendimi ona bakarken buldum. Her çekişin de kollarında ki damarlar belli oluyor, boynunda ki damarlar bile gün yüzüne çıkıyordu. O kadar hızlı ve atik bir şekilde barfiks çekiyordu ki, hiç de zorlanıyormuş gibi görünmüyordu. Üstünde lacivert sıfır kol ve altında siyah kapri vardı. Başını benden tarafa çevireceğini anladığım anda hemen önüme dönüp, hiç panik yapmadan ve sanki az önce onu izleyen ben değilmişim gibi rahatça egzersizlerimi yapıyordum. Arkamdan ringe çıkışını hissettiğim de ona dönmedim. Kaç dakikadır ısınsığımızı bilmiyordum. 

"Yeterince ısındığımıza göre kazanan kişinin ödülünü konuşabiliriz." dediğinde kum torbasına eziyet etmeyi bırakıp, ona döndüm nefes nefese. Ellerini cebine koymuş bana bakıyordu. "Ödül mü?" dediğimde tek kaşını kaldırıp, konuştu. "Ödülsüz galibiyeti ben ne yapayım?" diye sorduğunda kendinden çok emindi. Kazanacığını ona düşündüren neydi? 

Kurşuni RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin