Helüüü! İkinci bölümle geldim... Bölüm sonunda sizleri bekliyor olacağım...
Keyifli okumalar!
___________________
Bölüm 2: Karmaşık Olaylar"Tanımadığım kişilerin nasıl yanında olabilirdim ki?"
__________________İnsanın dünyayla savaşı anne rahmine düştüğünde başlarmış. Büyüdükçe savaşın boyutu artar, seni alt etmeye çalışır. Benim savaşım ne zaman başladı bilmiyorum. Belki anne rahminde ilk filizlendiğim zamandı, belki de terk edildiğim zaman, ya da doğduğum ilk an. Bilmiyorum. Tek bildiğim benim bu dünya ile savaşım hiç son bulmayacaktı. Ben direndikçe daha da üstüme gelecek, düştüğüm ilk anda ise, beni alt edecekti.
İnsanlar beni anlamıyordu, anlamak için çaba vermiyordu. Onların istediği gibi biri olmamı istiyorlardı daha çok. Ama ben ne bir sıvıysım olduğum kabın şeklini alayım, ne de katıydım nereye koyulursam orada kalayım. Bu yüzden yalnız kalmak istemem, bu yüzden yanlızlığım.
Beni bu hayatta koşulsuz ve şartsız seven bir kişi vardı, onu da benden almışlardı. Bu dünya, onu bile bana çok görmüştü.
Kumru'm... Güzel kızım, kimsem.
Sen gittin, bütün renkler gitti. Güneş bana sırtını döndü, kara bulutlar etrafımı sardı. Sen gittin, ben bittim.
Gözlerimi yumdum, oturduğum pencere kenarının duvarına kendimi daha çok yasladım. Dizlerimin etrafında ki kollarım sıklaştı, çenemi dizlerime bastırdım. Kulaklığımdan gelen şarkı yine aynı şarkıydı. Beyaz giyme... Güzel kızımın çok sevdiği türkü... Ay'ın ışığı ve yıldızlar yine aydınlatmıştı her yeri. Sokak lambaları ise, onlarla bir olmuş, aydınlığa aydınlık katmıştı.
Üstüme giydiğim beyaz, bana çokça büyük gelen sweatshirt, altımda ki tayt, beni çokta sıcak tutmuyordu ama soğuğu iliğime kadar hissetmek bana iyi geliyordu. Gözlerim sokaktan hiç ayrılmıyordu, öylece bakıyordum sokağa. Lakin bir süre sonra gördüğüm silüet ile kaşlarım çatıldı. Uzun boylu ve yapılı bir adam güvenliğe doğru yaklaştığında güvenlik adama doğru, ikisi bir süre konuşup, el sıkıştığında adam sağına soluna bakıp, elini kababının cebine sokup, bir şey çıkardı ve güvenliğe verdiğinde, güvenlikte sağına soluna bakıp, hızla adamın ona uzattığı şeyi aldı.
Diğer adam hızla uzaklaşırken, sağına soluna bakarken, bir anda kafasını kaldırdığında benimle göz göze gelmesini beklemiyordum. Kafamı dizlerimden kaldırıp, içimde ki kötü hisle ayaklandım ve adamla göz temasımı bozup, yurtta ki odama ilerledim.
İçimde kötü bir his oluşmuştu, neden bilmiyorum ama güvenlik ve o adam iyi şeyler yapmıyor gibi hissediyordum. Tam yurt odamın önüne gelmiştim ki karşı odadan tedirgin bir şekilde çıkan kızla ister istemez saklanma gereği duydum. Hemen yanımda bulunan duvara saklanırken, kız sağına soluna bakıp, hızla ama sessiz adımlarla aşağı inmeye başladığında onu takip etme isteğime engel olamayıp, takip etmeye başladım.
Kız yurdun arka kapısından çıktığında saklandığım yerden çıkıp, bende kapıdan çıktım. Kız büyük çınar ağacının altına doğru ilerlerken, onu görebileceğim bir yere geçip, izlemeye başladım. Kulaklarımı çıkarıp sweatin cebine koyup, ona odaklandım. Birkaç dakika sonra güvenliğin kızın yanına gelmesiyle gözlerimi kıstım. Ne oluyordu orada? Kız güvenliği gördüğünde ağacın kavuğuna yaklaştı. Soğuktan mı yoksa korkudan mı bilmiyorum ama kız titriyordu. Güvenlikle kız bir süre konuşurken, ne dediklerini duyamıyordum.
Güvenlik, kıza bir şey uzatırken, kız hızla elindekini alacakken, güvenlik elini çektiğinde kız güvenliğe baktı. Güvenlik sırıtınca orada ne bok döndüğünü anlamıştım. Kız hızla başını iki yana sallarken, güvenlik ona yaklaşmaya başlamıştı. Kız ağaca iyice yaslanırken, ellerini güvenliğin omuzlarına koyup, itmeye çalıştığında güvenlik kızın ellerini tutup, ağaca yasladı. Kız bağıracağı sırada, bir eliyle de ağzını kapatıp, kıza iyice yaklaşmıştı. Kız çaresizce tepişirken, ağladığını bilmemek aptallık olurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşuni Renkler
Fiksi Remaja18 yaşına girdiği gün, bebekliğinden beri kaldığı yetimhaneden yaka paça atılan Hüma, sonrasında gittiği mezarlıkta kendinden geçercesine ağlarken, kendinden geçmeden önce gördüğü bir çift botun, onun hayatını değiştireceğini nereden bilebilirdi ki...