Bülüm 14

275 11 0
                                    

  Nur'dan:
Babamla odasına çıkmış bunca zaman yaşananları konuşup hasret gideriyorduk. Annemin öldüğünü duyunca babamın omuzları çökmüş gözleri dolmuştu. Annemin yaşadıklarını, babam hakkında söylediklerini anlattığımda babam artık ağlıyordu. Yerimden kalkıp babam sarıldım.
  - Özür dilerim baba biz seni çok yanlış anladık.
  Tony: Senin bir suçun yok kızım, annenin de öyle. Suç benim annene olayı düzgünce anlatsaydım böyle birşey yaşamazdık senin bebekliğini, yürüyüşünü, ilk konuşmalarını hiçbirşey göremedim ve bunların tek suçlusu benim Nur. Baksana annen bana o kadar kızıp kırılmasına rağmen adını Nur koymuş. Biz öyle hayal edip istedik diye kırgınlığı aşkına gölge düşürmemiş. Ama gururunun aşkının önüne geçmesine de izin vermemiş ve bana senden bahsetmemiş. Çok zorluk yaşamış korktuğumdan çok daha fazla ama dönüp de yardım istemedi benden, belki de babamın seni almasından korktu yapabilirdi babam bunu biliyorum Nil de biliyordu bunu.
  - Dedem ile ilgili birşey demedi annem ama bildiğim şey senin ona acımanı istemedi, beni kendine ayak bağı görmenden korkuyordu çok akşam konuştuk annemle ben aklım erdikten sonra hep seni istedim küçüktüm ne olduğunu anlamıyordum arkadaşlarım babalarını anlatırken ben boş boş dinliyor ve anneme kızıyordum, senelerce sabretti annem isyanıma liseye başladığım ilk gün herkezi babası getirmişti kalbim kırılmıştı baba ne yapacağımı bilemezken eve döndüğümde kalan tek his öfkeydi. Annemle kavgaya tutuştum ağzıma geleni söyleyip bağırıyordum başta sessizce dinleyen annemin sabrını da tüketmiştim ağlayarak oturdu yere yeter diye bağırıyordu, donup kaldım onu böyle hiç görmemiştim ertafta olanları kırıp dökmeye başladı ne kadar ağladı bilmiyorum kenarda öylece bekledim sakinleştiğin de bana herşeyi anlattı ama herşey bizim açımızdan olduğu gibi biliyorduk annem sana öfkelenmememi söylese de dinlemedim, dinleyemedim ve senden intikam almaya yemin ettim. Senelerce izini sürdüm senin alanında senden sonra en iyisi olmak için çabaladım o kadar buna odaklandım ki annemin gözümün önünde eridiğini farkedemedim hiç. Meğer hastaymış hiçbir şey demedi bana ben sabahlara kadar Freya ile ilgileniyordum kurulumu bittiğin den bir kaç gün sonra bana annemin hastalığını söylemişti ama geç kalmıştık. Maddi durumumuz iyiydi ama annem tedaviyi boşa para harcamak olarak düşünmüştü. Yanılıyordu başında bana söyleseydi kurtulma şansı yüksekti ama o birikimimizin bana kalmasını istemişti öğrendiklerimden bir hafta sonra kaybettim annemi aylarca kendime gelemedim ve kendimi suçladım. Sonra bir gece rüyamda gördüm onu ayağa kalkmamı ve intikamımı almamı söyledi, sonraki günler kendime gelmeye başlamıştım amacıma ulaşmak için her gün bir öncekinden daha fazla çalıştım başardığım da ilk çağrı gelmişti endüstriden umursamayarak daha fazla dikkat çekeceğimi biliyordum. En sonunda mail senden geldiğinde başardığımı biliyordum ama seni de biraz uğraştırmanın iyi olucağını düşündüm sonrasında ise geldim annemin resimlerinin olduğu odaya girdiğimde herşey kafamı karıştırır olmuştu ama sendeki hasreti gördükçe sevgini hissettikçe herşey netleşti baba, bende herşeyi geride bırakıp sana olan sevgime tutundum.
Dediğimde babama sarılmıştım. Göz yaşlarımız durmazken babam saçlarıma gömmüştü başımı. Artık herşey yoluna girecekti babam ile kavuşmuş ve birbirimize tamamen tutunmuştuk. Olacaklardan habersiz babamdan ayrıldığımda yüzümdeki gülümsemeyi söndüren şey televizyondu babam baktığım yere baktığında o da gerilmişti.
  - Baba burası bizim şuan içinde bulunduğumuz endüstri değil mi?
Diye sorduğunda babam hiçbirşey demeden el hareketiyle zırhı bana yönlendir di zırh parçaları bana doğru gelmeye başladığında patlama sesi duyuldu ama tek bomba ile binanın yıkılmayacağını biliyordum peş peşe gelen sesler ile onların da bildiğini anlamıştım. Zırhın yüzü kapandığında babama baktım onun üstünde birşey yoktu patlamanın etkisiyle karşıda ki duvara çarpmıştı üstüne yıkılmak üzere olan duvarı gördüğümde hızla babamın üstüne kapandım.
  - 1-0 kızına borçlandın babacığım
Dediğimde güldü.
Tony: Bari şimdi rahat dur küçük Stark ölümle burun burunayız ama sen benimle dalga geçiyorsun.
  - Stark olmanın ayrıcalığı, babasının izinden giden akıllı bir kızım ben.
Tony: Madem benim akıllı kızımsın o zaman çık burdan Nur
  - Baba yapmıyacağım şeyleri isteme benden seni bırakıp bir yere gitmem hemde bu kadar korunmasızken
Tony: Friday, Nur'u dışarı çıkart
Dediğinde zırh benden bağımsız bir şekilde hareket etmişti.

   Tony'den:
Nur benden ayrıldığında gülüşü solmuştu baktığı yere baktığımda bu bizim binaydı. Korku bedenime yayılırken zırhı kızıma yönlendirdim. Bina ilk darbeyi aldığında darbenin bir kaç kat altımıza olduğunu farketmiştim ben sırtımı duvara çarptığımda zırh Nur ile bütünleşmiş güvende olmasını sağlamıştı başım dönerken ayağa kalkmaya çalışıyordum. Zırhın yüzü gözlerimin önüne gelince üstümüze tavan düşmüştü. Nur benimle dalga geçtiğinde gitmesi gerekiyordu ama gitmiyordu ben de Friday'e onu götürmesini söylediğimde bana bağırmıştı ama yaşaması lazımdı.
Friday binada ki kesilen sesi ile bana kızımın güvende olduğunu söylemişti zırhı geri istediğimde bina yana yatıyordu. Son anda tutundum ama üzerime gelen masa ile tutunduğum kolonu bırakmak zorunda kaldım yere düşmek üzere iken zırh vücudumu sardı.
- Nur nerede Friday?
Friday: Evine bıraktım ve Freya'ya geri gelemesin diye kapıları kitlettim Bay Stark
Dediğinde derin bir nefes aldım. Artık düşmana odaklanabilirdim...
İşim bittiğinde fazlasıyla yorulmuş ve yıpranmıştım. Bana en iyi gelicek yere kızımın yanına gitmeliydim. Eski halinden eser kalmayan endüstriye dönüp baktım son anda aklıma gelen şey ile içeri ilerledim yıkıntıların arasında gördüğüm odada gezdi gözlerim. Nil'den Nur'a kalan çanta bugün anlatmıştı o çantanın annesinden kaldığını onu bulup kızıma geri vermeliydim yoksa çok üzülürdü. Çantayı aldığımda binadan çıkmaya hazırdım. Bipleme sesini duyduğum anda Friday konuştu
Friday: Efendim binada bir bomba aktifleşti.
Ben harekete geçemeden bomba patlamıştı. Zırh güçlüydü böyle bir bombayla parçalanmazdı ama savrulmuştum bunun etkisiyle de her tarafım acıyordu. Üstüme yıkılmaya başlayan binayı gördüğüm de hareket edemeyecek kadar güçsüz düşmüştüm. Kollarımın arasındaki çantayı göğsüme bastırırken gözlerimi kapadım. Bu dünyada değer verdiğim iki kadının da yüzleri geldi gözlerimin önüne sonrası karanlıktı.

Nur'dan:
Zırh beni eve bırakmış Friday ise kapıları kitletmişti. Freya ne yaparsam yapayım kapıları açmıyordu. Hemen televizyonu açtım ve endüstriden gelen yayını izlemeye başladım. Babam binadan düşmek üzereydi ona bişey olmasın diye dua etmeye başladığımda korktuğum başıma gelmiş babam düşüyordu. Panikle çığlık atmıştım, ama gelen zırhı gördüğümde rahatladım zırh babam düşmeden onunla birleştiğin de yüzümde zafer gülümsemesi vardı...
Savaş bitmiş, babam kazanmıştı ben yanıma dönmek için bir hamle yapmasını beklerken babam binaya girdi. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum o sırada helikopterdeki kamere binanın etrafında dolaştı benim odamın olduğu yere geldiğinde babam ordaydı çantamı aldığını gördüğüm de gülümsemiştim.
- Sen ne güzel kalpli bir adamsın böyle. Savaştan çıktın ama hala çantamın derdindesin.
Babam çakmaya hazırlanırken Friday'ın sesi yankılandı.
Friday: Efendim binada bir bomba aktifleşti.
Babam hamle yapamadan bomba patlamıştı o an yayın kesildi, bomba güçlü olmalıydı ki helikopteri bile etkilemişti. Kalbimin sıkıştığını hissettim ya ona bişey olduysa?
- Freya Friday ile iletişime geç hemen babam iyi mi bilmeliyim.
Bir kaç dakika sonra Freya korktuğum cevabı vermişti.
Freya: Efendim Friday ile iletişime geçemiyorum sistem dışı görünüyor Jarvis de sistem dışı.
- Kapıyı aç Freya
Freya: Ama efendim kesin talimat var çıkmamalısınız burdan
- Açmıyor musun? Öyle olsun Freya
Dediğimde elime bir sandalye almıştım onu hırsla cama vurduğumda cam çatladı, hareketi tekrarladığım da ise cam kırılmıştı. Anahtarı alıp camdan çıktım, ellerim kesilmişti ama umrumda değildi. Hızla arabaya binip çalıştırdım endüstriye doğru son gaz sürmeye başladım. Herkes tam tersi giderken ben babama gidiyordum onu ordan çıkartmam lazımdı.
Binanın gelebildiğim kadar yakınına geldim arabadan inip molozlara doğru koştum. Tutunarak çıktığımda "Baba" diye bağırmaya başladım ses yoktu en son gördüğüm alana doğru olabildiğince hızla ilerledim. Etraf çok kötü durumdaydı babamı kaybetme korkusu bedenimi tamamen ele geçirmişti. Zırh olmasa eminim onu kurtaramazdım ama zırh üstündeydi ve bu bana ümit veriyordu. Ellerimle molozları kaldırmaya çalışıyordum ama nafile her yerim yara olmuş kanıyordu gücüm yetmiyordu. "Baba" diye çağırıyordum hala ama ne ses vardı nede tepki. Gücüm tamamen bittiğinde umudum da bitmişti son kez var gücümle bağırdım babama ve dizlerimin üstüne düşüp bağıra bağıra ağlamaya başladım.

Stark'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin