Bölüm 28

89 7 0
                                    

Peter'dan:
Vücudunun gerildiğini anlamıştım. Dokunuşum onu etkilemişti bu düşünce sırıtmama neden olduğunda ne yaptığımı düşündüm. Ben Liz'i seviyordum yada öyle sanıyordum bilemiyorum, kafam çok karışık bir durumdaydı. Bunları sonra düşünmeye karar verip yolu izledim. Direksiyonu sıkan elleri gevşediğin de artık sıcaklığa alıştığını anladım. Biraz daha gittiğimiz de gördüğüm manzara ile gülümsemem büyüdü. Burası harika bir yerdi. Motoru kenarda durdurunca aşağıya indik. Girilmez yazan tabelanın yanında ki kesilmiş telin içinden geçip ilerlemeye başladık. Yarısı kırık iskeleye gelince oturduk. Konuşmuyor karşıyı izliyorduk. Nur'un üzüldüğünü anlayabiliyordum. Masa da Bay Stark'ın dediklerinden sonra yüzü düşmüş ama hemen toparlanıp olayı dalgaya vurmuştu. Burnunu çekince ağladığını farkedip ona döndüm.
-: Bu kadar üzüleceğini tahmin etmemiştim.
Nur: Bende tahmin etmemiştim Peter, babama Pepper'ın ondan hoşlandığını farkettiren bendim ama şimdi onları böyle görmek bir yandan acıtmadı diyemem.
  -: Bay Stark için sevinmedin mi? Pepper iyi bir kadın ve çok sabırlı.
Nur: Tabiki sevindim! Benden başka bir kadının babamın kahrını çekmesi çok güzel birşey. Ama bir yandan da babamı paylaşacak olmak da can sıkıcı.
  -: Tamam anladım Bay Stark'ı paylaşmak senin için zor anlıyorum ama bu kadar üzülme.
Nur: Elimde değil Peter... Tekrar yanlız kalmak istemiyorum.
  -: Hey, hey bana bak. Bunun için ağlıyor olamazsın dimi? Bana bakarmısın Nur?
Beni dinlemeyen kızın çenesini tutup başını kaldırdım. Yüzlerimizi hizaladığım da ilk işim göz yaşlarını silmek oldu.
  -: Baban seni asla kenara atmaz Nur, seni yanlız bırakmaz olur da tersi olursa unutma sen tek değilsin ki artık bak ben yanındayım.
  Gözlerin de gördüğüm parlama ile gülümsedim, o da bana gülümsediğin de içimin ısındığını hissetmiştim. Çok yakındık, yeni farkettiğim gerçek ile kalbim benden bağımsız olarak hızlanmıştı. Bu yakınlık git gide tehlikeli bir hal almaya başladığında sertçe yutkundum. Kafam karışıktı, kalbim karışıktı. Yanlış birşey yapma korkusu sardı bedenimi. Nur bunları hissetmişcesine hafifçe gülümseyip başını omzuma koydu. Tuttuğumu farketmediğim nefesimi bıraktığım da bir nebze rahatlamıştım. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama Nur da iyice sakinleşmişti. Nefesi tam bir ritim tutturduğunda uyuduğunu anladım. Kafamı eğip ona baktığım da huzurlu yüzünü izledim, yavaşça kucağıma alıp ayağa kalktım. Kumsala doğru yürüdüm güzel bir yer bulduğum da Nur kucağımda iken oturup onu yanıma uzandındırdım. Üstümden zor bela çıkarttığım kapşonla üstünü örttüğümde bende huzurla arkamda ki ağaca yaslanmıştım. Yıldızların parıltısına kapılıp biraz onları izledim. Burda olmak kollarımın arasında Nur'un olduğunu düşünmek içimdeki huzuru arttırırken gözlerimi kapattım bende. Yüzümde istemsizce yayılan sırıtma ile halimizi gözden geçirmeye başladım. Onunla olmak bana yanlış gelmiyordu, kalbim fazlasıyla hızlanıyor ve istemsizce hep gülümsüyordum. Ben bunları düşünürken telefonum çalmaya başladı. Hızlıca çıkartıp baktığımda arayan Bay Stark'tı.
Tony: Peter nerdesiniz? Nur'un telefonu kapalı endişelendim.
-: İyiyiz Bay Stark. Nur'un telefonu niye kapalı bilmiyorum.
Tony: Ver onun da sesini duyayım.
-: Aslında şuan duyamazsınız çünkü Nur uyuyor.
Tony: Ne demek uyuyor? Nerdesiniz siz?
-: Tam konumu bilmiyorum ama iskelesi kırık bir sahildeyiz.
Tony: Siz niye gelmediniz de Nur orada uyudu?
-: Biz sohbet ediyorduk sonra denizi izlemeye başladık farketmedim Nur uyudu. Motor ile geldiğimiz için birşey yapamadım Nur'un uyanmasını beklemeye başladım.
Tony: Beni arayabilirdin evlat.
-: Biliyorum ama Nur biraz .... kırgındı onun için aramakta tereddüt ettim özür dilerim.
Tony: Özür dileme hem niye kırgın Nur ne oldu?
-: Ben karışmasam siz çözseniz daha iyi olur bence.
Tony: Peter, Nur bana bişey söylemez biliyorsun. Ne oldu anlat hadi evlat.
-: Bayan Pots ve siz, yani ilişkiniz
Tony: Sorun bu mu? Pepper'ın beni sevdiğini bana farkettiren Nur'du?
-: Sorun sizin Bayan Pots'u sevmeniz yada birlikteliğiniz değil. Nur tek kalmaktan korkuyor. Sizin aşka kapılıp onu kenara atmanızdan korkuyor.
Tony: Bu saçmalık. Ben kızıma asla böyle birşey yapmam.
-: Biliyorum Bay Stark. Eminim bunu Nur'da biliyordur ama bir anda duyunca bocaladı herhalde.
Pepper: Tamam siz Nur uyanınca gelin. Herkez biraz sakinleşirse iyi olucak galiba. Hatta siz gelin biz benim yeni eve geçelim. Nur'da sakince düşünürse yarın herşey daha iyi olur.
Tony: Peps gelsinler... Peter gelin Nur'la konuşayım?
-: Bay Stark Bayan Pots haklı ikiniz de sakince düşünmelisiniz yarın bir araya gelin ve baş başa konuşun.
Tony: Tamam sizin dediğiniz gibi olsun. Kızıma dikkat et evlat. Sana emanet.
-: Tamam Bay Stark, iyi geceler
Tony: Umarım iyi geçer Peter, umarım.
Telefonu kapadığım da derin bir nefes almıştım. İkisi de kendince haklıydı ve en doğrusu bu olaya çok karışmamak gibi duruyordu. Ama ben zaten karışmıştım artık. Bay Stark Bayan Pots'dan fazlasıyla destek alabilirdi ama Nur ben yanında olmazsam tek kalıcaktı ve kendini yanlız hissedecekti. En iyisinin onun yanında olmak olduğuna kanaat getirdiğimde Nur kıpırdanmaya başladı.
Nur: Hayır baba, lütfen bırakma beni. Uzaklaşma benden, ben seni çok özlerim lütfen. Tekrar tek başıma kalmak istemiyorum baba, nolur bırakma beni.
-: Güzelim sakin ol, kabus görüyorsun. Uyan hadi.
Nur: Peter bari sen gitme.... Sen de gitme Peter, babam beni bıraktı sen de beni bırakma..
-: Hayır bırakmıycam seni, bak ben yanındayım. Gitmedim bir yere gitmeye de niyetim yok. Aç gözlerini artık.
Nur sıçrayarak uyandığın da ben sakinleşmesi için saçlarıyla oynuyordum. Göz yaşları akmaya başladığında bana sıkıca sarıldı. Sessizce sakinleşmesini bekledim bir yandan da saçlarıyla oynamaya devam ediyordum. Nefes alışı rahatlayınca bende rahatlamıştım.
-: Seni bırakmak gibi bir niyetim yok. Çıkar bunu aklından.
Nur: Elimde değil anla beni, korkuyorum.
-: Güzelim ne ben ne de baban seni asla bırakmıycaz.
Nur: Ya fikrin değişir ve beni bırakırsan.
-: Dostlar birbirlerinden vazgeçmez Nur.
Gözlerinde bir kırıklık gördüğüm de ne dediğimi anca farketmiştim. Ben ona dost olduğumuzu mu söylemiştim? Neye dayanarak? Nur toparlanıp ayaklandığın da bende kalktım. Hırkamı silkeleyip bana uzattı. Sahte olduğu çok belli olan bir gülümsemeyle bana baktı.
Nur: Hadi dostum saat çok geç oldu. Babam beni merak edip zırhları buraya yığmadan eve gidelim.
-: Aslında Bay Stark bu akşam Bayan Pots ile kalıcakmış ben seninle kalabilirim.
Nur: Öyle mi? Ben bilmiyordum. Neyse sorun değil ben kendim kalırım seni eve bırakayım ben.
-: Nur senin yanındayım dedim ve lafımın arkasındayım hadi eve gidelim. Giderken de biraz abur cubur stoğu yapalım mı? Belki yarın okulu ekeriz?
Nur: Gerçekten benim için zor duruma düşmeni isteyemem ben başımın çaresine bakarım.
-: Eve giderken abur cubur alıyoruz, sabahlıyoruz ve yarın okulu ekiyoruz. Bence muazzam bir plan.
Nur: Sen beni dinlemiyor musun Peter?
-: Sen beni anlamak istemiyorsun Nur. Senin yanındayım dedim ve konuyu kapattık. Hadi gidelim.
Nur: Tamam seninle tartışmayacağım hadi gidelim.
Nur'un arkasından ilerlemeye başladığım da hala yaptığım aptallığı düşünüyordum. Bir anda ağzımdan "dost" lafı çıkmıştı. Ama Nur'u dost yerine koymadığımı da çok iyi biliyordum. O zaman ben Nur'u hayatımın neresine koymuştum? Nur benim için ne ifade ediyordu? Peki Nur niye bu kadar alınmıştı? Ben Nur için kimdim? Hayatında ki yerim neydi?

Stark'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin