Bölüm 6

377 15 2
                                    

Eve gelmiştim. Kendimi duşa attım, müziği açtığımda suyunda etkisiyle stresim azalmıştı. Kurulandıktan sonra aldığım elbiseye baktım.

Üzerimi giyinip saçlarımı yaptım aynadan kendime baktığımda yüzüme bir gülümseme yerleşmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerimi giyinip saçlarımı yaptım aynadan kendime baktığımda yüzüme bir gülümseme yerleşmişti. Parfümümü sıkıp çantamı alarak evden çıktım. Arabaya bindiğimde Jarvis'in attığı konumu açıp arabamı çalıştırdım.
  Vardığımda beni vale karşıladı çantamı alıp arabayı teslim ettim. Yürümeye başladığımda çevrede tanımadığım bir sürü insan vardı ilerde Tony Stark'ı gördüğümde gülümsemem büyüdü taki benden önce yanına ulaşan kadını görene kadar. Jennifer babamın boynuna sarıldığında gülüşümün solduğunu hissetmiştim. Kimse anlamasın diye sahtece gülümsedim. 
Tony Stark: Hoşgeldin Nur.
   - Hoşbulduk Bay Stark, umarım geç kalmamışımdır.
Tony Stark: Hayır tam vaktinde geldin. Birazdan konuşma başlar.
Jennifer: Sen de mi geldin Jessica. Seni kim davet etti?
   - Bay Stark gelmemin iyi olacağını yapılacak konuşmalardan ders çıkartabileceğimi söyledi ve beni davet etti bende geldim.
Jennifer bozulmuştu böyle bir cevap beklemediği ap açık ortadaydı ama babam için aynı şey söylenemezdi alayla yukarı kıvrılan dudakları memnuniyetinin göstergesiydi. Mikrofondan gelen ses ile yönümüzü kürsüye çevirdik ve dinlemeye başladık.
  Yorucu bir dinleyişti babam haklıydı bir çok şeyi bilsem de yakaladığım bir kaç detayı beynime kazımıştım bunlar beni hızlandıracaktı. Babam da kürsüye çağrılmıştı o çıktığında tüm dikkatim ondaydı. Babam bilgi vermekten çok Starklık yapmış ve egosunu konuşturmuştu, o da kürsüden indiğinde yemek için masalara geçilmeye başlandı her masada otucak kişilerin soyadları vardı Stark yazılı masaya yaklaştığımızda sadece iki sandalye olduğunu görmüştüm demekki ben buraya oturmayacaktım o zaman nereye oturacağımı düşünmeye başladım.
Jennifer: Ah tatlım sen arkadaki uzun masaya oturacaksın istediğin sandalyeyi seçebilirsin diyip sahtece gülümsedi. Bozulmuştum demekki bu onun işiydi çünkü babam afallamış duruyordu. Etrafımıza gelmeye başlayan gazetecilerle ben arkaya adımladım babam da bişey diyememiş oldu. Elime gelen ilk sandalyeye oturduğumda babamın gazetecilerden kurtulduğunu görmüştüm. Jennifer'ın sırtı bana dönüktü ama babamın yüzünü görebiliyordum. Yandaki sandalyenin çekilmesiyle kafamı çevirdiğimde tanımadığım bir adamın oturduğunu gördüm umursamadan önüme döndüm ve yemeğimden yemeğe başladım, evden çıkarken de birşey yiyememiştim ve acıkmıştım. Yemek yerken konuşmayı sevmezdim onun için tek ilgim yemekteydi, dürtülmeyle dikkatim dağıldı ve yanımdaki adama baktım.
  Mark: Merhaba ben Mark Wiston. Siz adınızı bana lütfedermisiniz hanım efendi?
   - Jessica West. Diyip önüme döndüm ve yemek yemeğe devam ettim. İlk adımı söylememiştim gereksiz gördüğüm kimseye söylemezdim.
Mark: Sizi daha önce hiç görmemiştim siz niye geldiniz?
   - Bu ülkeye yeni geldim Tony Stark davet ettiği için burdayım konuşmayı dinlemeye geldim.
Mark: Tony Stark. Karısıyla oturup yemek yiyen Stark dimi yanlış anlamadım.
    - Evet de ne bekliyorsun anlamadım karısını masadan kaldırıp beni mi oturtmalıydı, o beni konuşmayı dinlemem için çağırdı.
Mark: Yanlış anladın güzellik ben sadece merak etmiştim bu kadar gerilmene gerek yok. Deyip elini omzuma koydu. Bakışlarım önce omzumdaki eline sonra da yüzünü buldu.
    - Önce kelimelerine sonra hareketlerine dikkat et. Ben laubalilik sevmiyorum. Çek elini! Dediğimde güldü.
Mark: Benim yerimde Tony Stark olsa acaba gene böyle mi derdin güzellik dediğinde eli belime inmişti benim birşey dememe vakit kalmadan Mark'ın eli belimden çekildiğinde gerginliğim şaşkınlığa dönüşmüştü. Kafamı kaldırmamla şaşkınlığımın artması bir oldu.

Stark'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin