Kitabım GURUR(SUZ)'u da beğeneceğinizden eminim 💚 Oraya da beklerim hepinizi 💚
İyi okumalar...
-
Ne çok beklemiştim bana kendimi değerli hissetmek için, ne de çok beklemiştim öyle. Beklediğim bu değildi ama kesinlikle bu değildi.
Pınar için normal olabilirdi, hatta üzerine kendince taktikler geliştirebilirdi ama benim için kesinlikle normal değildi. Bana aşık değildi ki, bana karşı bir şey hissetmiyordu ki. O sadece beni istiyordu, istediği şey arzular ibaretti duygulardan değil.
İçimi bir hüzün ve mutsuzluk kaplarken nefes alamadım bir an. Pınar'a anlatsam bu düşüncelerimi saçma bulurdu. Ona göre kendime bağlamam için istediklerini ona vermemdi.
Öyle biri değildim. Benim duygularım vardı. Hem de yıllarca hiç bıkmadan usanmadan ona karşı beslediğim duygularım. Şimdi de duygularımı bu denli kirletmesine izin veremezdim.
Telefonu elime aldığımda önce Mete'nin ismine tıkladım. Bu oyunu kuralına göre oynayacaktım ve evet kuralları ben belirliyordum.
Elizya: Mete üzgünüm ama çıkışta gelemeyeceğim sana. Bir işim çıktı. Başka zaman görüşürüz, hem hep birlikte oluruz o zaman.
Seninle baş başa kalmak istemiyorum demenin kibar haliydi ve Mete o kadar zeki bir çocuktu ki anlamaması imkansızdı. Öfkeden deliriyor olmalıydı.
Mete: Ne işi bu? Beni iptal edecek kadar hem de.
Sen önce bir in o Kaf dağından.
Elizya: Özel biraz 👉🏻👈🏻
Üsteleme artık.
Mete: O çocukla mı buluşacaksın?
Selim'e olan bu takıntısı beni istemsiz şoklara götürüyordu gerçekten. Selim'i bu denli umursayacağı aklımın ucundan geçmezdi. Hiçbir flörtümü umursamamıştı bu zamana kadar ya da eski sevgilim Samet'i bile bu kadar umursamamıştı. Ne değişmişti bunca zamandır bir türlü aklıma yatmıyordu gerçekten.
Elizya: .
Özel biraz dediğim mesajı alıntılayarak nokta koydum. Sus ve artık daha fazla canımı yakma diyemediğim için daha az cümleler kurabiliyordum sanırım.
Pınar'ın bana garip bakışlarını gördüğümde tedirgince gülümsedim. Beni öldürecekti.
Onun düşünce yapısını bildiğim için zıtlaşmak yerine susmayı tercih edecektim. Kimsenin düşüncelerini değiştiremezdim sonuçta, şu yaşına gelmiş ne yapabilirdim ki yani ona. Alihan'ı tavladığı gibi Mete'yi tavlamamı istiyordu. Evet, Mete bir Alihan olabilirdi belki ama ben bir Pınar değildim.
"Ne yapıyorsun sen orada? Spora diye geldin spor dışı her şey yapıyorsun. Mete'ye gitmeden önce kendini yormak mı istemedin yoksa?" sırıtarak konuştuğunda gözlerimi devirdim. Beni yıllardır tanıdığı ve aşkıma şahit olduğu için mutlu olmamı istiyordu ama benim bu şekilde mutlu olmayacağımı bilmesi gerekiyordu.
"Bir dakika bir dakika ben bu bakışları tanıyorum. Yaptım deme!" Öyle bir yükseltmişti ki sesini normalde irkilmem gerekiyordu ama ona ifadesizce baktım. "Yaptın! Elizya! Kızım salak mısın sen?"
"Aşığım ve aşkımı bu şekilde hiç etmek istemiyorum. Onunla benim istediğim şeyler aynı şeyler değil."
Pınar bir süre gözlerime baktı ve nefesini sesli bir şekilde verdi. Beni anlayacaktı, en azından beni anladığını söyleyecekti ama durup durup hem kendine hem de bana aptal olduğumu söyleyecekti. Neyse ki alışkındım.