2

240 25 7
                                    

*Birkaç gün sonra*

Tüm bunlar olurken Chuuya evinde bi şarap açmış rahat rahat oturuyor ve yalnızlığın tadını çıkarıyordu. "Ahh.. yine tek kalmanın şerefine." Şarabından bir yudum aldı.

"Aptal Chuuya... Onu kaçıracağımdan bir haber ne yapıyordur kim bilir..." Söylene söylene evden çıkıp sokakta Chuuya'nın evine doğru yürümeye başladı.

*Ranpo*Mesaj:* Chuuya dikkat et.

Chuuya birkaç saniyeliğine ekrana baka kaldı. "Ne?.. her neyse ya önemsizdir kesin. Öyle olmasa bütün grubun haberi olurdu herhalde.."

Chuuya bunları söylerken Dazai çoktan onun evine gitmişti, tam arkasında duruyordu. Eliyle Chuuya'nın ağzını kapadı ve kulağına doğru eğilip fısıldadı. "Merhaba Chuuya..~"

Chuuya'nın gözleri korkudan fal taşı gibi açıldı. Kafasını çevirip Dazai'ye bakmaya çalışsa da yapamadı. "Mmh!!"

"Şşş.. sakin ol. Yalnızca seni ufak bir yolculuğa çıkaracağım, o kadar." Sırıttı ve cebinden kelepçeleri çıkardı. "Uslu ol." Chuuya'nın ellerini önünde birleştirip kelepçeleri bileklerine taktı ve elini ağzından çekti.

Chuuya Dazai'nin yüzüne doğru "Piç kurusu!" diye havladı adeta. "Ne işin var senin burada ha!?"

"Ne işim mi var? İşim sensin Chuuya." Güldü ve elini Chuuya'nın omzuna koydu.

Chuuya Dazai'nin elini omzunda hissettiği an kafasını olabildiğince arkaya doğru çevirip Dazai'nin yüzüne tükürdü. "Git buradan!!"

"Iyy.. iğrençsin!" dedi Dazai elinin tersiyle yüzündeki tükürüğü temizlerken.

"Senin gibi işte!"

"Ah ve evet, gideceğim ama sen de benimle geliyorsun."

Arkasını dönüp tamamen Dazai'nin yüzüne baktı bu sefer. "Ne o kızlar yüz vermedi diye beni mi alacaksın?" güldü.

"Haha çok komik. Mizah seviyen bile senin kadar düşük canım, üzgünüm ama o başka sefere artık."

"Gidiyor musun, gitmiyor musun? Zor kullanmak istemiyorum."

"Gidiyoruz." deyip göz kırptı ve Chuuya'yı ayağıyla sırtından itekledi. "Düş önüme!"

"Asla! Seninle ölsem bi yere gitmem!"

"Asla asla dememelisin bücür. Yürü hadi."

Chuuya yine, Dazai'nin erkekliğine tekme attı. "Ahh! Bu iki oldu! Yapma şunu artık!!"

"İyi oldu!" Dazai'nin acı çekmesini fırsat bilip üst kata doğru koştu ve yatak odasına girip tek eliyle kapıyı kilitledi. "Dedektif bürosunu aramalıyım. Telefonum... Alt katta kaldı off!" Ne yapması gerektiğini düşünürken bir yandan da kelepçelerden kurtulmaya çalışıyordu. Yedek telefon var mı yok mu diye odadaki dolaplara bakmaya başladı. Gücünü kullanmaya çalıştı ama Dazai ona dokunduğu için yapamadı.

"Hayır! Bu sefer kaçmana izin veremem!" Chuuya'nın peşinden üst kata çıkıp teker teker odaların kapılarını açarak nerede olduğunu bulmaya çalıştı. "Hadii.. Hadii! Hangi deliğe saklandın yine!?"

"Saklan.." Dazai üst katta dolanırken Chuuya kendi kendine mırıldandı. Saklanacak bir yer arıyordu. Etrafa bakındı. Sonra az önce kapağını açıp baktığı dolap aklına geldi, dolabın içine girip kapağını kapadı.

Dazai en sonunda kilitli kapıyı bulmuştu. "Son seçeneğim burası." Uzun uğraşlar sonucu kapıyı kırdı ve içeri girdi. "Neredesin lan!" Etrafa bakındı.

-Beş saat arayıp bulamasa kaçarım aslında... diye düşündü Chuuya. Kelepçeli ellerinin ikisiyle de ağzını kapadı ve dizlerini kendine çekti.

Dazai o ara odayı dip köşe arıyordu. Önce yatağın altına baktı, yoktu. Daha sonra odanın diğer köşelerine ve dolapların arkalarına baktı. "Seni eninde sonunda bulacağım Chuuya... Benden kaçışın yok."

Küçük bir ses duydu... Kedi sesi gibiydi ama daha tuhaf olanından.

Chuuya hapşırığını tutamamış ve kendini ele vermişti. -Hassiktir.. duymaz bence ya sağır o.

"Aha.. demek oradasın." Eğildiği yerden kalkıp dolaba doğru yaklaştı.

-Duydu. Duydu! Düşün Chuuya düşün...
Derken dolabın kapağı açıldı. Chuuya bir anlık panikle Dazai'nin kafasına tekme attı.

"Ah!" Osamu geriye sendeledi. "Kahretsin! Tekmelerine de sana da başlayacağım şimdi!" Eliyle başını tuttu.

Chuuya bu durumu fırsat bilip dolaptan bir hamlede çıktı. "Ölmek isteyen sen değil misin? Yardım ediyorum işte!"

"Yardımını isteyen mi var, ha!?"

"Muhtacsın. Böyle gidersen bir asıra anca ölürsün sen." güldü. Kapıya doğru baktığında bir an duraksadı. "Kapıyı niye kırdın amına koyim?"

Dazai de güldü. "Neden mi kapıyı kırdım? İçeri nasıl girmemi bekliyordun?"

"Açıkçası girmeni beklemiyordum." Bir anda Dazai'nin üzerine atılıp onu kenara itti. "Hadi ben kaçtımmm~" aşağı koşup mutfağa girdi ve musluğun altındaki dolaba saklandı.

"Anca kaç Chuuya. Sana da bu yakışırdı zaten. Kelepçelerinle boş şans~!" diye aşağı kata seslendi Osamu.

-piç.. geçen gün altı sokak boyunca ayaklarım götüme vura vura koşan bendim sanki.

Alt kata indi. "Bu böyle olmayacak.. tekrar tekrar bulacağım ve tekrar kaçacak. Daha iyi bir plan yapmalıyım." diye mırıldandı kendi kendine.

Derin bir nefes verdi Chuuya.
-Bu daha ne kadar sürecek ya..

Derken alt kattan Osamu'nun sesini duydu. "Ben gidiyorum tatlım, girdiği evde yakalanmamaya çalışan fareler gibi saklanmana gerek yok." ardından güldü Osamu. Ve ağır adımlarla ev kapısından sokağa saldı kendini.

Dış kapının açılıp kapanma sesini duyan Chu Dazai'nin gittiğini anlamıştı. Hafifçe saklandığı dolabın kapağını açıp etrafa bakındı. "Gitti mi be.." kıkırdadı. "Kolay oldu ha." dolaptan tamamen çıkıp ayağa kalktı ve üzerine yapışan tozları silkeledi eliyle.

Dazai eve doğru yürürken çoktan yeni bir plan yapmaya başlamıştı bile. "Bu seferki planım kusursuz olmalı... O bücürü yakalamam gerekiyorsa en ince ayrıntısına kadar düşünmem gerekiyor, yoksa değil bir hafta bir yıl sürem olsa yakalayamam.."

Chu Dazai'den kurtulmanın verdiği huzurla birlikte oturma odasındaki koltuğa bıraktı bedenini. "Ahh.. başka ev mi ayarlasam ya... Veya tatile mi gitsem?" Söz arasında telefonuna baktı. "Dazai'den bir süre kurtulurum hem." kısa bir süre durup düşündü. "Bürodan izin alayım bakayım." dedi ve büroya kısa bir mesaj çekti. "Off.. artık uyuyayım ya geç oldu zaten." Ayağa kalkıp mutfağa gitti ve kendine bir bardak su aldı. Daha sonraysa yatak odasına gidip her şeyden habersiz yatağına uzanarak uykuya daldı.

Devoir // Soukoku FanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin