7- Otel

117 15 4
                                    

Oelden içeriye girdiğimizde resepsiyonda görevli olan çalışan bizi karşıladı. "Merhabalar efendim, hoşgeldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

Chuuya elindeki kartı resepsiyon masasına koydu. "İki ayrı oda."

"Chuuya." deyip kolunu dürttüm. "Ben tek uyuyamıyorum ki."

Tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Ciddi misin sen??" çalışana döndü. "Öff, tek oda olsun."

Çalışan "Peki efendim." deyip işlemleri gerçekleştirmeye başladı. "Kimlik kartı alabilir miyim acaba?"

Chu hiç tereddüt etmeden kimliğini çalışana uzattı ve işlemlerin hallolmasını beklerken bana baktı. "Bebek diye boşuna demiyorum."

"Ya- Sus!! Elimi de bırakmadın hâlen, kaybolmadım bak."

Ellerimize baktı. "Daha odaya gitmedik, gidelim öyle bırakırım."

"Pekâlâ."

"Sen de hâlinden gayet memnunsun bence."

Güldüm. "Değilim diyemem açıkcası."

"Buyrun efendim oda anahtarlarınız." diyerek Chuuya'nın kimliğini ve ikimize de birer tane olacak şekilde odanın anahtarını uzattı çalışan. "213. oda."

Chu kimlik kartını ve anahtarları aldı. "Sağolun."

"Hadi gidelim."

Elimi tutuşunu sıkılaştırdı. "Gidelim."

Ve birlikte 3. Kata çıktık. Chuuya 213. odanın önüne gelince durdu.

"Chuuya."

"..yine ne var?"

"Seviyorum seni."

"Ne?"

"Hiiç."

Bir süre öylece durdu. Ne bir şey söyledi, ne de bir şey yaptı. Heykel gibi duruyordu.

En sonunda dayanamayıp "Aç hadi kapıyı, sonsuza dek odanın dışında mı duracağız?" dedim.

"Ha- şey.." sesimi duyunca kendine geldi. "Doğru.." diye mırıldanarak odanın kapısını açtı.

"Sonunda. Bir an açmayacaksın diye ödüm koptu." diyerek içeri girdim.

"Açmazdım da.. açım. Ondan." o da içeri girip ardından kapıyı kapattı. "Yemek yap."

"Şey-.. eehhh.."

"Ne eh?"

"Ben yemek yapmayı bilmiyorum.." deyip gergince gülümsedim.

Chuuya elini alnına vurdu. "Çok zekisin. Aşırı!!" deyip kendini kanepeye bıraktı.

"Chuuya tam bir anne gibi oldun şu an."

Chuuya önce elime baktı, sonra bıraktı. "Annen babandır."

"O nasıl cümle lan?" deyip güldüm.

"Of neyse!"

"Ya Chuuya.."

"Ne var yine yarram?"

"Bir teşekkür bile etmeyecek misin bana? O kadar kurtardım seni!"

"Ben olmasam yine sokakta kalırdık. Bir de yemek yacapağım.. sen teşekkür et bana."

"Teşekkür ederim güzelim. Başka çarem yok."

"Neyse.. kaç gün beraber kalacağız? Ayrı ev ayarlayalım sana."

"Tek başıma uyuyamıyorum."

"Anneni al yanına o zaman ben ne yapayım!?"

Devoir // Soukoku FanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin