Sofrada kimse konuşmamıştı bunlardan sonra. Defne Hanım hala onu anne olarak görmediğim için üzgündü. Geri kalanda belki onu kırdığımı düşünüyordu. Sadece yadırgayan bakış atmışlardı bana. En ufak hatamda hepsi beni bitirir gibime geliyor.
En çokta şu abla şahsıyeti böyle hissettiriyordu. Sen benim ablamsın en azından biraz daha ılımlı olsan ya
Yok bu aile sadece bana iğrençmişim gibi davranır. Ağlamamı istersiniz ama ağlamam için önemli olmanız gerekir.
Sonradan sofrada herkes kalkmıştı. Bende sofraya yardım etmek için birkaç tabak almıştım. Mutfakta hala kahvaltı ediyorlardı. Onlar yemek yerken ben tüm eşyaları getirip masayı silmiştim.
Kalkmasınlar diye ısrar edince devam etmişlerdi yemeklerine. Diğer ablalar gelene kadar Emine teyzeyi yormak yok valla. Nolacak bir kez ben toplasam yani.
Okul için bizi araba bırakıyormuş hep. Bu yüzden kapıda saat 8 gibi dursak yetiyormuş. Bizde o saate kadar konuşamadığımız şeylerden konuştuk. O bana çocukluğunu anlattı.
Bu sırada öğrendiğim şeylerden biri babasının vefat ettiği ve konakta çalıştıklarıydı. Eskiden başka bir konakmış ama pot kırmış gibi davranıp oraları geçmişti.
Abla şahsı ile çok iyi anlaşırmış mesela. Bu kadar buzdolabı olmadığını öğrendim. Şu Yaman delikanlısı da biraz atar gideri varmış ama rahatmış yani. Gevşek diyebileceğimiz tiplerden gibi gelmişti bana. Ya da ben biraz yanlış anladım.
En sonunda saat 8'e yaklaşınca dışarı çıktık. Çantam ve okul formamı masanın üzerinden almıştım. Defne Hanım benim için almış. Çantaya hayran kalmıştım. Tam benim tarzımdı yani.
Ben vibe veriyordu çanta. Sadece süslemem gerekiyordu ama yapmadım. Zaten hala odaya yerleşmemiştim. Odada çift kişilik bir yatak vardı. Nevresimi pembe bordo tonlarındaydı. Odanın duvarları pembe renklerdeydi. İki tane koltuk vardı camın önünde. Biri normal biri ise şu tavana asılı sallanan rahat koltuklardandı. Gri gibiydiler ama masa ortasındaki masa ahşaptı. Dolapta pembemsi bordoydu. Bu kadın benim zevkimi benden önce öğrenmişti herhalde.
Fazla özenmişti. Odamı dizayn eden çünkü Defne Hanımmış. Öyle öğrendim ben yani.
Bu arada çantam bomboştu. Hiçbir halt getirmemiştim. İçine birkaç sağlık ve bakım malzemesi koymuş ve kitap ve not defteri eklemiştim.
Kapıda dururken üçüzlerim ve kardeşim çıktı. Valla 5 kişi tam kadroyuz yani. Bu arada ben bunların arasında cüce gibi kalmıştım. Üçüzlerin 1.85'ten uzun boyu varken şu kardeş 1.80 gibiydi. Meryemde 1.75 vardı yani.
Ben bu aileden de karışmış çıkabilirim. Çünkü onlardan bayağı bir kısayım. 165 boyundayım yani.
Abi siz ne yediniz içtiniz kurban oliyim ya
Onlar gelince iki araba durmuştu. Meryem arkaya gidince bende arkaya gitmiştim. Bizim peşimizden küçük kardeş gelmişti. Diğerleri öndeki araca binmişti.
Bu arabalarda Mercedes serilerindendi. Hayır bu kadar zengin olmak yormuyor mu?
Aşiretler harbi iyi paralara sahip.
Herkes binince arabalar çalıştırılmıştı.
-Amca bu araba ne kadar benzin yakıyor?
Senin merak ettiğin şeye yani ben.
Ama ettim işte hem içerisi çok sessiz. Ben bunu diyince herkes gülmüştü.
-Ne yapacaksın çocuğum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başka Hayat
RandomHastanede bir hemşirenin dikkatsizliği yüzünden karıştırılan iki genç kız Biri ailesinin tek çocuğu ve tatlı kızları, evlerinin neşesi ve biricikleri Diğeri ailesinin üçüzlerinden biri ve evin uyumsuz küçüğü Birbirlerinin hayatını yaşamış iki farkl...