Ölüme Giden Yol

600 38 4
                                    

Çocuktum ve kimsem yoktu. Arkadaşlarım yoktu.Annem yoktu. Babam yoktu. Kardeşim yoktu.

Dışarı adımımı bile atmamıştım okula başlayana kadar resmen. Sadece babaannemin günleri ve dedemin eve gelen tavla arkadaşları vardı hayatımda. Onalrda sadece gördüğüm insanlardı. Benim hiçbir şeyim değillerdi.

Biri geliyordu yakınıma doğru. Kimsesiz beni sarıp sarmalamaya geliyordu. Her ağladığımda babamın gençlik odasına giderdim. Yine böyle bir gündeydim. Kafamı kaldırdığımda babam vardı.

Yıllardır babam sandığım adamdı. Şimdi bir bağlantımız yok gibiydi ya da her ne olursa olsun kaderim benim onlarlada bağlıydı.

Bana sarılıyordu. Sonra annem gelmişti. O da bana sarılmıştı. Saçımı okşuyordu. Yıllardır hasret olduğum ve hiç tatmadığım şeylerden biri de buydu. Küçük Alin'in bir anneye bir babaya olan ihtiyacı.

Sonrasında babam ayağa kalkmıştı. Benimde elimi tutmuş ve evin dışarısına götürmüştü. Bir toz dumanı vardı her tarafta. Annem peşimizden geliyordu. Ona baktığımda gülümseyip elimi tutmuştu.

Yürüyorduk. Yorulmaya başlayana kadar yürüdük. Sonra bir yere vardık. Konaktı burası. Büyük bir konaktı. Mardindeki eve benziyordu.

Kapıyı çalmıştı babam. Sonrasında kapı yavaşça açılmış ve içinden bir kadın çıkmıştı. Genç bir hanımdı. Güzeldi hemde fazlasıyla. Teyzemdi bu kadın.

Kapıyı açıp geri çekilmişti. İçeriye girmemiştik ama biz. Babam eğilmiş ve elimi tutmuştu. Annemde bana arkadan sarılmıştı.

Bana beni hep sevdiğini ama benim başka bir ailem olduğunu söylemişti. Beni çok sevebilecek benim için her şeyi yapabilecek bir aileylermiş.

Onların gerçek kızı olmasam da beni hep sevmişler ve benimle ilgili her şeyi gururla izlemişler. Ancak başından beri büyük bir yalan varmış ve beni artık aileme götürmelilermiş.

Ben sadece onlara emanetmişim.

Bunları deyip beni koklayarak öpmüştü. Yıllardır hasret kaldığı ve kaldığım kokuyla birbirimize sırnaşmıştık. Annemde bize katılmıştı. Sonrasında kapıda öz ailem belirtmişti. Bana gülümseyerek bakan bir aileydi. Beni sevecek sayacak bir aileydi.

Onlara doğru giderken merdiven basamağını göremeyip yere düşmüştüm. Dizimi kanatmış beyaz elbisemi kana bulamıştım. Ellerim incinmiş çizikler vücudum da oluşmuştu.

Ayağa kalktığımda bana nefretle bakıyordular. Dokunduğu her şeye zarar veren Eftalya olmuştum o an. Her şeyi bozan kıran beceriksiz o cadı kız olmuştum. Birden karşımda ilkokuldaki ortaokuldaki arkadaşlarım, mahalledeki arkadaşlarım, bana kötü kötü bakan öğretmenlerim, tuhaf olduğumu söyleyen komşularım belirmişti. Bana hiç olduğumu gösteren ve sergileyen insanların hepsi karşımdaydı.

"Ucube gibisin sen"
"Cadılara benziyorsun sen korkutucusun"
"İnsanların ilgisini çekmeye çalışma çirkinsin sen"
"İsminin anlamı çiçek ama sen çamursun"
"Aptal gibi davranıyorsun "
"İğrenç gözüküyorsun "
"Sana bakınca kusacak gibi oluyorum"
"Bizimle oyun oynamaya kalkma bile"
"Annem senin sorunlu olduğunu söylüyor"
"Ders çalışmak zorundasın bu tiple yaşıyorsan eğer"
"Beceriksizin önünde gidenisin"
"Sen yetim öksüz bir kızsın hayatın boyunca da öyle kalacaksın"
"Babaannenler seni bırakıp gidecekler gör bak"
"Yetim cadı"
"Annen senin yüzünden ölmüş babanda"

Ve daha nicesi...

Bu seferde aynı şey olmuştu. Korkuyordum ve kurtaracak kimsem yoktu. Arkamı döndüğümde babam ve annem yoktu. Gitmişlerdi gitmek zorundaydılar. Ben yaşamak istiyorsam kendimle kalmalıydım.

Ayağa kalkmıştım. Bu sırada herkes üzerime geliyordu. Her gelişlerinde zihnimde sesler yükseliyordu. Gözümü kapatmıştım belli bir süre sonra.

Yavaş yavaş sesler azalmaya başlamıştı. Bir anda herkesin sesi kesilmişti. O an gözümü açamamıştım. Sımsıkı gözlerimle kaçmıştım. Beni kim kurtarmıştı bilmiyordum ama ben korkup kaçmıştım.

Nereye kaçtığımı hiç bilmiyordum ama koşuyordum. Peşimden biri geliyordu. Kim olduğunu anlayamıyordum. Sadece kendimi korumak istiyordum.

Kimden koruyordum onu hiç bilmiyordum.

Bir anda uçurumun kenarına gelmiştim. Zar zor kendimi durdurmuştum. Arkama baktığımda bir kız vardı karşımda.

Kumsal.

Bana gülüyordu. Yavaş yavaş yanıma yaklaşıyordu. O an korkudan sadece ona bakıyordum. Korktuğum şey ölmek değildi şimdi. Onun dilinden duyacağım her bir söz benim mezarıma bir toprak olurdu çünkü.

Bana yaklaşıp karşımda durmuştu. Bir anda beni itmişti. Tam düşeceğim sırada biri elimi tutmuştu. Kim olduğunu başta anlayamamıştım. Beni yukarı doğru çektiğinde görmüştüm.

Rüzgar.

O an ne olduğunu anlayamamıştım. Beni tekrardan korumuştu. Bu sefer öz bildiği kardeşiydi bu.

Yukarıdayken diğer kardeşlerin hepsi sadece bize bakıyordu. Birimize kinle diğerine öfkeyle.

Abim yoktu içlerinde. Biricik abim yoktu. Egemen abim neredeydi?

Bir anda kafamdaki sesler çoğalmıştı. Kendimi hiç ama hiç iyi hissetmiyordum. Başım dönüyordu. Sanırım beni ölümden değil sadece kendilerinden kurtarıyorlardı.

Bu bölüm sadece bir rüya olacak

Ayy bunlardan yapasım geldiği için yaptım
Hiç aklımda yoktu oysa

Bir sonraki bölüm yakında gelir

Kendinize iyi bakın ballarım

Bir Başka Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin