6. Bölüm

500 56 82
                                    

Seyran'dan:

Ablam yanımda uyuyor, beni uyku tutmuyordu. Ablam hemen uyumuştu. Yatalı yarım saat bile olmamıştı. O sırada zil çaldı. Evet, akşamın bilmem kaçıydı, hatta belki geceydi ama bu saatte benim evimin zili çalmıştı. Hemen endişeyle ayağa kalktım. Ablam da zil sesine uyanmıştı.

"Ne oluyor Seyran ya!?" Dedi ablam uyku sersemi.

"Bilmiyorum abla. Zil çaldı." Dedim kapıya yönelirken.

"Ne zili be bu saatte?" Dedi ablam da arkamdan gelirken.

Kızların hepsi uyanmıştı.

"Seyran, kimdir ki bu saatte?" Dedi Hazal gözlerini ovuşturarak.

"Bilmiyorum, bakacağım." Diyerek salonla bitişik olan ev kapımın deliğinden baktım.

Oydu... Ferit...

Hemen delikten bakmayı sonlandırıp geri çekildim.

"Kimmiş Seyran!?" Dedi ablam endişeyle.

"F- Ferit..." Dedim.

"Ne!?" Dedi Sibel.

"Ben şimdi ona gününü gösteririm! Bir de yüzsüz yüzsün gelmiş bu saatte kapıya!" Diyerek sinirle kapıyı açmak için yöneldi Beril.

"Dur, dur! Tamam, siz açın, konuşun. Ama beni görmesin." Dedim.

"Tamam, git hadi." Dedi Hazal.

Kapının hemen yanındaki duvarın arkasına ilerledim. Orada arkadan izlemeye, dinlemeye başladım. Beril, kapıyı açtı.

"Buyurun? Kimsiniz bu saatte?" Dedi.

Ferit, başını yukarı kaldırıp ev kapımın üzerindeki daire numarasına baktı. Belli ki yanlış gelip gelmediğini anlamaya çalışıyordu.

"Hayır, yanlış gelmediniz. Burası Seyran'ın evi Ferit Korhan." Dedi Hazal.

Soy ismini de nereden biliyordu? Bunu sonra soracaktım.

"Ben Seyran'la görüşmeliyim." Dedi yalnızca.

İsmimi ağzından ilk defa duymuştum, ilk defa sesini duymuştum. Sesini duyar duymaz gözümden yaşlar aktı...

"Ben ablasıyım. Seyran, sizinle görüşmek istemiyor Ferit Bey." Dedi ablam öne geçerek.

"Ama benim Seyran'a diyecek şeylerim var. Ne olur... bir kere konuşacağım sadece. Yanlış anladı her şeyi... Açıklamama izin verin. Hem siz bana iğne yapmışsınız. Size de teşekkür ederim. Ama ne olur bir iyilik daha yapın... Seyran'la bir kere konuşsam?.. Nolur..." Dedi Ferit.

Sırf benim için neden bu kadar yalvarıyordu?.. Bu benim canımı daha çok yakıyordu...

"Bakın Ferit Bey, hatta Ferit! Sen Bey denilmeyi bile hak etmiyorsun! Seyran seninle görüşmüyor, görüşmeyecek te. Yüz yüze gelmeyecek. Seyran, öbür eğlendiğin kızlara benzemez! Tamam mı!? Onunla da eğlenmene izin vermeyiz!" Dedi Beril.

Ben artık bakamazken Ferit benim ismimi seslendi.

"Seyran! Bak oradasın biliyorum! Duyuyorsun beni! Ne olur bir kere göz göze gelmemize izin ver! Ne olur bir kere dokunsam sana!? Her şeyi anlatacağım söz! Bir kere gel sadece..." Dedi.

Ağlıyor gibi çıkmıştı sesi... Ağlıyordu... Bende burada hüngür hüngür ağlıyordum... Ama yapamazdım... Duvara yaslanmayı bırakarak odama gittim, kapıyı sertçe kapattım. Yere oturarak ağlamaya devam ettim...

Yalı Çapkını"Sensiz Evren" (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin