13. Bölüm

485 51 88
                                    

Not: Okurlarımm, satırbaşı yorum atmayı unutmayıınn!! Attığınız her bir satırbaşı yorum beni çok mutlu ediyor:))💜 İyi okumalar...

Seyran'dan:

Kafeden çıkmadan önce Hazal'ı aradım. Bana kafenin sahibine Sibel'i tarif etmemi, belki bir şey çıkabileceğini söyledi. Arkadan da Beril'in, adamın kesin Sibel'i kaçırdığını dediği söylenme sesleri geliyordu...

Kafenin bir çalışanına Sibel'i tarif ettim. Şanslıydım ki o masayla bizzat kendisi ilgilenmişti. Evet, masa... Ne masası olduğunu, kiminle oturduğunu sordum. Çünkü Sibel yalnızca bize kahve alıp dönecekti, bir masada falan oturmayacaktı. Çalışan, Sibel'in bir adamla kahve içtiğini ve beraber hesabı ödeyip gittiklerini söyledi... Öğrendiğim bu bilgiyle teşekkür edip, atölyeye döndüm.

Beril ve Hazal'a çalışandan öğrendiklerimi söyledim. Hazal ağzı açık bir şekilde, Beril'de sinirle dinlemişti.

"Ne yani!? Bu Sibel bile isteye mi gitti tanımadığı adamla!?" Dedi Beril.

"Beril, tanımadığı değil!.." Dedi Hazal.

Devam etti.

"Bize anlattığı adam işte..." Dedi.

Uzun bir süre sessizlik oldu. Ne yapacağımızı düşünürken Sibel elinde dört tane kahveyle atölyeye girdi!

Hepimiz hızla ayağa kalktık.

"Sibel, neredesin sen!?" Dedi Hazal.

"Buradayım, aldım kahveleri geldim işte!" Dedi Sibel ceketini çıkartırken.

"Sibel, o adamla nereye gittin!?" Dedi Beril direkt.

Sibel, belli ki bilmediğimizi sanıyordu. Çünkü Beril'in sözü üzerine ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.

"Siz nereden..."

Sibel'in sözünü kestim.

"Kafenin çalışanına öğrendik! Sibel, sen tanımadığın bir adamla bir yere neden gidiyorsun!? Hadi gittin tamam! Bize neden haber vermiyorsun!? Sana bir şey yaptı sandık, polisi arayacaktık!" Dedim kendimi tutamayarak.

Arkadaşlarıma çok değer verirdim... Onların hiç birine bir erkek, kadın fark etmez... Hiç birine zarar gelmesini istemezdim... Bu yüzden di büyük tepkim... Belki de Beril'de bana bu yüzden çok tepki veriyordu... Ama o en azından bu akşam Ferit'i tanıyınca bu ön yarısından kurtulacaktı...

Söylediğim üzerine Beril'in arkamdan dediği "diyene bak" sözünü duymamıştım.

"Kızlar ya... Off tamam oturun hesap vereceğim!.." Dedi Sibel koltuğa oturarak.

"Zahmet olacak!" Dedi Beril otururken.

Sibel'in anlattığına göre adamla orada yine karşılaşmışlar, kahve içmişler. Zaten birkaç gündür de yazışıyorlarmış. Adamın adı Akın'mış. Adam, bir konunun açılmasıyla sahile gitmeyi teklif edince Sibel'de reddedememiş. Üstüne bir de "ânın tadını çıkarmak için" telefonunu sessize almış...

"Yok artık diyorum başka bir şey demiyorum ben artık!" Dedi Beril, Sibel'in anlattıkları üzerine.

"Cidden yok artık Sibel..." Dedi Hazal.

"Bari bir mesaj atsaydın ya!.." Dedim.

"Özür dilerim..." Dedi Sibel.

"Off tamam! Bu konuyu sonra konuşalım. Bizim baskı yapmamız gerekiyor. Unuttunuz mu?" Dedi Hazal.

Yalı Çapkını"Sensiz Evren" (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin