!Bu bölüm +18 ögeler barındırır!
*
Çağla Boranel
✮
Ben böyle bir insan değildim diye bir cümle kurmayacaktım.
Çünkü üniversitede böyle gecelerim çok olmuştu. Böyle ilişkiler çok yaşamıştım. Kendimi üniversiteye atıp birdenbire sözlü bulunca hayatımı yaşamak iğrenç bir kafa yapısı olsa da Baver'i kendimden iğrendirmek için böyle yaptığım çok olmuştu.
Ama hiç bu kadar isteyerek yaşamamıştım bunu.
En azından Yekta'ya kadar.
Arabadan inip apartmana girerken ikimiz de sakindik. Benim içimde kopan tüm fırtınaları onun duymaması iyi bir durumdu.
Yekta da en başından beri vardı bu. Gerçekten fazla ciddi bir adamdı. Erkeklerde aradığım kriterler belli başlı fiziksel özelliklerdi sadece. Onun dışında özellikle aradığım bir kişilik özelliği olmazdı çünkü çok uzun süren ilişkilerim olmazdı zaten. Asla evlenmeyeceğimin düşüncesi kafama yerleşeli yıllar olmuştu ve bu düşünceyi ana temel alarak korkunç toksik ilişkiler yaşardım. Hepsini de kısa tutar, kendi zevkime bakardım sadece.
Ama Yekta'da bir şey vardı. O ciddiyeti, sakinliği bana her zaman hoş gelirdi. Ciddi anlamda yakışıklı bir adamdı. Onu görüp de bu ne be maymun diyecek tek bir kadın yoktu bence çevrede. Başarılıydı, zengindi, yakışıklıydı, uzun boylu ve yapılıydı.
Herkesin hakkını yiyormuş da bu yüzden bu kadar günahmış gibi geliyor olabilirdi belki de.
Asansörden inip evin önünde durduk. Kapıyı açıp içeri girdim. Peşimden girdi.
"Ev biraz dağınık." dedim.
"Gayet iyi duruyor." dedi sadece. Derin bir nefes aldım. Birbirimize baktık.
"Bir şeyler yemek ister misin?" dedim. Ben aç değildim. Sabah hastanenin kafeteryasında yemiştim acıktığımdan. Ona da o yüzden sormak istemiştim. Gözlerinin altlarında halkalar vardı. uyumamış gözüküyordu. Yemek yemiş miydi bilmiyordum ama zaten bana sabahın beşinde mesaj attığından uyumamışsa da çok şaşırmazdım.
"Hayır." dedi. Gözleri üzerimde dolaştı.
"Ben şey...Elleri yıkayayım. Sen geçebilirsin." dedim yatak odasının kapısını gösterip. Sonra da bir cevap beklemeden kendimi banyoya attım. Lavaboya eğilip suyu açtıktan sonra aynadan kendime baktım.
Kötü gözükmüyordum.
Hızlı bir vücut kontrolü yaptım. Herhangi bir sorun olmadığına karar verdiğim ilk anda da ellerimi kurulayıp çıktım tuvaletten. Odama ilerledim. Girdiğim an Yekta'yı ceketini kenardaki masanın üstüne bırakmış ve yatağımda otururken bulunca bir an afalladım.
Odaya girmemle onun da gözleri bana döndü. Birkaç saniye bakıştık. Beni süzdü yavaş yavaş. Yerimde duramamama sebep olan bu hareketini bir de başını hafifçe sağa yatırarak daha da etkileyici kıldı benim için.
En sonunda tekrar gözlerimiz buluşunca hafifçe kısılan gözlerini dikti bana. Birkaç adım attım.
Daha önce bunu bir sürü kere yaptın Çağla. Eve getirdiğin ilk adam değil, birlikte olduğun ilk adam değil, hiçbir şekilde ilk değil.
Sen istedin, geldi.
Öpüştüğünüzde hoşuna gitti ve burada şu anda.
Karşısında durdum. Kollarını arkaya attı. Biraz gerilerken başını kaldırıp bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN
Teen FictionKız kardeşini beş senedir arayan Yekta içindeki bütün öfkeyi kendine isteyerek ya da yanlışlıkla zarar vererek kusmaktadır. Kanla uğraşmaktan hoşlanmaıdğı için de sürekli kendini hastanede bulur ve acilde çalışan hemşire Çağla'ya karşı gün geçtikçe...