Yekta Bozgun
✮
"Çağla ha?" dedi Alperen arabaya geçtiğimiz an. Kaşlarımı çatsam da sesimi çıkartmadım ve arabayı çalıştırdım.
"Dünyanın en göt herifi olarak gidip tatlı mı tatlı bir hemşireye mi vuruldun?" dedi alayla.
"Öyle bir şey yok."
"Öyle mi? İsimle hitap etmeler falan..." dedi sırıta sırıta.
"Başımda sürekli bir dert varken kendime neler yaptığımı fark etmiyorum ve kandan hoşlanmadığım için de hastaneye gidiyorum." dedim. Omuz silkti.
"Başımdaki bir kayıp kardeş derdi yetmez gibi de senin götünü topluyorum ayrıca." diye homurdandım
"Götümü topladığın falan yok." dedi. Sağa kırdım direksiyonu. Hızlıca döndükten sonra biraz daha arttırdım hızı. İlerledik.
"Nereye gidiyoruz?" dedi merakla.
"Uras bir şeyler bulduğunu söyledi." dedim.
"Ne bulmuş?"
"Geri zekalı Alperen'i de al gel dedi." dedim.
"Asıl geri zekalı olan o." dedi sadece. Bir şey demedim. Aralarına girmeyi bırakalı çok olmuştu. Beş senedir tek derdim Asel'i bulmaktı. O yüzden var olan kardeşlerimle uğraşmayı bırakmıştım. Kayıp kardeşimi arıyordum sadece.
Arabayı Uras'ın kaldığı apartmanın önünde durdurdum. Beraber içeri girdik. kapıdan girdiğimiz an Alperen Uras'ın odasına gitti. Bu iyiydi. Yanımızda çıplak oturmasını istemiyordum.
"Nereye gitti?"
"Senden tişört alıyor." dedim. Uras gözlerini devirirken bilgisayar ekranını bana çevirdi.
"Ne olmuş?" dedi Alperen odaya girince. Uras bilgisayarı gösterdi.
"Sonunda şu an yirmi yaşında olanların tam listesini çıkartabildim." dedi.
Bilgisayar ekranındaki isimlere baktım.
"Soyadını değiştirmemiş olmaları çok garip." dedi Alperen. Bunu babamdan duymuştuk.
"Babamın vakfından burs alan yedi tane var." dedi Uras. Bu ihtimali hiç düşünmemiştim aslında ama normaldi. Babam öylece bırakmamıştı ve nerede olduğunu hep biliyorsa o kıza yardım etmek için de uğraşmış olabilirdi.
"Burada niye iki yüz yedi kişi var o zaman?"
"Her ihtimale karşı." dedi Uras.
"Hangi yedisi?" dedi Alperen.
"Yanlarında yıldız olanlar." dedi Uras. Kafamı salladım hafifçe. Yedi kız ismi vardı. Filiz, Zehra, Gece, Aydan, Almina, Özge ve Sevilay Bozgun. Yedi adet Bozgun soyadlı kız vardı.
"Altı tanesi İstanbul'da hala. Bursları da devam ediyor." dedi Uras.
"Hangisi yok?" dedi Alperen.
"Aydan. Amerika'ya gitmiş üniversite için. Bursu devam ediyor onun da." dedi Uras. Derin bir nefes aldım.
"Bizim şansımıza kesin o'dur." dedim.
"Öyledir." diye homurdandı.
"Resimleri var mı?" dedi Alperen.
"Niye?"
"Belki anneme ya da babama benziyorlardır." dedi Alperen.
"Annemi hatırlıyor musun ki?" dedi Uras. En küçük oydu. Pek hatırlamaması çok normaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN
Genç KurguKız kardeşini beş senedir arayan Yekta içindeki bütün öfkeyi kendine isteyerek ya da yanlışlıkla zarar vererek kusmaktadır. Kanla uğraşmaktan hoşlanmaıdğı için de sürekli kendini hastanede bulur ve acilde çalışan hemşire Çağla'ya karşı gün geçtikçe...