Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız.
Instagram:reminduagain
*
Çağla Boranel
✮
Çocukken dikkatli bir kızdım. Oyun oynarken kendime o kadar dikkat ederdim ki mızıkçıyım sanır, benimle oynamak istemezlerdi. Mantıklıydım bir kere. Yerden yüksek oynarken düşme ihtimalim çoktu, saklambaç oynarken unutulabilir ve devam eden bir oyunda yok sayılabilirdim.
Ama sonra annem de babam da gitmişti. Anneannemle kalmaya başladıktan sonra öyle değişmiştim ki. Tatlı bir çocuktum bir kere. Sevecen bir kızdım. Turuncu saçlarımla yoldan geçerken herkesin bir daha baktığı, çilli, tatlı bir kız çocuğuydum.
Sonra değişmişti bunlar. Suratsız olmuştum. Mantıksız, düşünmeyen, sevecen olmayan bir çocuk olmuştum. Büyümüş, insanları kırmıştım. Babam ölüp gitmişti, annem için ölecek adam annemi öldürmeye kalkmış kendi girmişti o mezara. Babam için her şeyi bırakan, her şeyi göze alan kadın gitmiş babamı öldürmüştü. Bir cezaevine girmişti, çıkamıyordu.
Bir yerde cinayetti onunki. Çıkmaması zaten gerekiyordu. Çıksa ne yapacaktık? Selam anne, babamı nasıl öldürdün bir daha anlatsana mı diyecektim? Demeyecektim. Çıksa da çıkmasa da güvende değildi zaten.
Ben de değildim.
Öyle farkındaydım ki bunun. Hiçbir şekilde güvende falan değildim. Baver'in birkaç günlük sessizliği sonsuza kadar sürmeyecekti ve trafikte gördüğüm herhangi bir Mardin plakalı araç bile gerilmeme sebep oluyordu.
Hiç derdim yokmuş gibi bir de başıma Yekta Bozgun'u çıkartmıştım. Adamı beğenmiş olabilirdim. Bütün gece beni deli gibi yormuş da olabilirdi. Ama onu düşünmeyi kesmem gerekiyordu. Bitmesi gerekiyordu bunun. Yapamazdım, böyle yaşayamazdım. Kalbini kırmıştım ve bir daha yanımdan bile geçmeyecekti biliyordum ama benim unutmam için keşke o da benim kalbimi kırsaydı diye düşünüyordum. Sonra da herhangi bir şey söylese bile kalbimin kırılacağı kadar bir duygu barındırmadığımı fark ediyordum içimde ona.
Öyle böyle bir çıkmazdaydım, bitmiyordu. Bitmemiş gibi de amcamları bir daha hastanede görmüştüm. Yine bir gece vakti buradaydılar. Yine benim nöbetime denk gelmişlerdi.
Bana kitlenmişti baş hemşire tarafından onlara bakmak. Yanlarına gittiğimde amcamım gözleri üzerimde dolaşmıştı.
"İyi akşamlar." dedim sadece. Kuzenime baktım. Nida. Yataktaydı ve kendine geliyordu ama bayılmıştı belli ki
"Kızım bayıldı birden. Doktor beyler serum da vermediler." dedi annesi. Yengem.
"Kan testi alacağız önce. İkinci defa tekrarlandığı için bir şeylere bakacakmış doktor bey." dedim. Nida bana baktı.
"Başka hemşire yok mu?" dedi babası.
"Şu an sadece ben boştayım."
"Biraz yavaş olur musunuz? Geçen sefer canım acımıştı" dedi Nida. Ukalaydı. Ama kafamı salladım. Kolunu açtım. Damarını bulup şırıngayı kanıyla doldururken derin bir nefes aldım. Nida inanamıyor gibi baktı bana.
Gerçekten hafifti elim. Yaşlı teyzelerden çok duymuştum bunu. Bilirdim o yüzden.
"Çağla'ydı değil mi?" dedi birden amcam. Kafamı salladım sadece. İkinci tüpü doldurmaya geçtim o arada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN
Teen FictionKız kardeşini beş senedir arayan Yekta içindeki bütün öfkeyi kendine isteyerek ya da yanlışlıkla zarar vererek kusmaktadır. Kanla uğraşmaktan hoşlanmaıdğı için de sürekli kendini hastanede bulur ve acilde çalışan hemşire Çağla'ya karşı gün geçtikçe...