Bölüm 11

25 3 3
                                    


İyi okumalaarrr.

Deve-
Bizi biliyor bizim ilişkimizi senin odandan misafir odasına geçerken uyanıktı bu yüzden öğrenmiş oldu.
(Görüldü)

Tam cevap yazacakken kapı çaldı. Hepimizin kafası kapıya doğru yöneldi.

"Ben bakarımm." Diyerek kapıya doğru yürüdüm. Açtığımda Ayberkin güler yüzü ile karşılaştım. Kollarını açıp bana sıkıca sarıldı.
Bende ona karşılık olarak kollarımı ona doladım.

"Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum Ayberk biraz daha sıkarsan öleceğim."

"Sen şu çocukla ilgilenirken..."
Cümlesini bitirmesine izin vermeden ondan ayrılıp ağzını kapattım. Önünden çekilerek içerdekilleri gösterdim.

Bende onlara döndüğümde Akgünün suratında daha önce hiç karşılaşmadığım bir ifade vardı.

Ne yani beni kıskanıyor muydu ? Hemde en yakın arkadaşımdan bile. Amann Bade bu düşünceleri bırakmalısın.

Ayberk içeri girerek herkese selam verdi. Bende odama çıkarak çantamı alıp aşağıya indim. Aşağıya indiğimde Ayberkin buzdolabına bir kaç içecek koyduğunu gördüm.

"Bunları senin için koydum sakına Badeye kaptırma Baki abii."

"Zaten okulda bana yeterince içiriyorsun birde evde içersem olacakları düşünemiyorum." Dedim gülümseyerek.

"Her neyse herkese görüşürüz. Umarım daha fazla vakit geçirebiliriz birlikte." Diyerek Akgüne baktım ve gülümsedim.

Gözüm Batına kaydığında biraz sinirli ve üzgün bir yüz ifadesi vardı. Onun için üzülmelimiydim ?

Ayberk geldiğinde kapıyı arkamızdan kapattım ve ayakkabılarımızı giyinmeye başladık.

Okula doğru yürürken Ahuyu da aldık. Okula vardık. Sınıfa geçip sıralara oturduk ve olanların özetini geçtim. Ahu her zamanki gibi şaşkın gözlerle bakarken

Ayberk "O çocukda bir şey var hiç ısınamadım ona yani ne bileyim hiç güven vermiyor." Dedi.

Demesiyle Ahu omzuna hafif bir şekilde vurdu.

Onlara Akgünün kardeşiyle konuşmalarını anlatmamıştım. Eğer anlatırsam Ayberk biraz haklı olacaktı.

Matematik dersi edebiyat dersi derken öğle arasına geldik. Kantine indik ve Ayberk içecek şovlarından birini daha yaptı. Bu sefer mor renkliydi ve tadı da çok güzeldi.

Öğle arası bitti tekrar sınıfa geçtik. Derslere girdik falan derken sonunda okulun bitiş zilini duyduk.

Ayberk ve Ahu ile çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Ben Ahu ile bir konu hakkında konuşuyorken Ayberk yanıma gelerek

"Seninki gelmiş." Dedi ve Akgüne el salladı. Oraya doğru döndüğümde Akgün gülümseyip Ayberk'e el sallıyordu.

Sonra bize doğru yürümeye başladı. Yanımıza geldiğinde elimi tuttu ve kulağıma fısıldadı.

"Mesajımı görüldü de bırakman hiç hoş bir davranış değil güzelim." Nefesi tenime her değdiğinde kalbimin ritmi hızlanıyordu.

"Biz gitsek iyi olacak sizin işiniz var gibi duruyor." Diyerek sırıttı Ahu.

"Tamam eve geçince haber verin." Dedim. onlarda bana karşılık verdi ve uzaklaşmaya başladılar.

"Neden buradasın?"

"Sen mesajıma görüldü atınca Bende bir şey oldu sandım ama aynı zamanda sana bir sürprizim de var." Ben cevap vermeden elimi daha sıkı tutup arabaya doğru beni götürdü.

"Senin şu sürprizlerin hiç bitmeyecek değil mi ?"

"Ne yani süprizleri sevmez misin ?"

"Bilmem kimin yaptığına bağlı aslında."
Bana kapımı açtı çok romantik bir davranıştı. Nasıl oluyor da bu çocuk beni bu kadar küçük şeylerle etkileyebiliyordu ?

"Buyrun o zaman Süprizimize doğru gidelim hanımefendi."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim bayım."

Kendi koltuğuna oturdu ve kemerini taktı bana baktı ve keserim takılı değildi.

Kemerime doğru uzandı ve taktı. Geri çekilirken boynumu öptü. Çok sade bir öpücüktü. Sanki dudaklarını sadece dokundurmuş gibiydi. Ama ayaklarımı yerden kesecek kadar heyecan vericiydi.

Yüzüme çok yakın durup "Önce güvenlik güzelim." Dedi. Bana o kadar yakındı ki dudaklarına yapışmam an meselesiydi.

Aklımdan geçenleri okumuş olsa gerek bir gözlerime bir dudağıma bakıyordu. Yakınlaştı ve dudaklarımız birbirine değdi. Gözlerimi kapattım ve öpücüğü sürdürebilmek için ona ayak uydurmaya çalışıyordum.

Bir korna sesiyle öpüşmemiz ben ayak uyduramadan kesildi. Korna sesini duyunca hemen geri çekildi ve arabayı çalıştırdı.

İnsanların bizimde sorunu ne ? Ne zaman öpüşmeye çalışsak bir yerden çıkıp bozuyorlar.

Boğazını temizledi ve arabayı sürmeye başladı.

Bende babama haber verdim. Tabiki de Akgünle olduğumu söylemedim. Bizim bu kadar yakın olduğumuzu henüz bilmiyorlar.

Yarım saat boyunca çok sessiz gittik bu çok gericiydi. Açıkçası fazla bilmediğim yerlere doğru gidiyordu onun için sormak istedim.

"Daha ne kadar gideceğiz."

"Az kaldı. Bu kadar yola değecek bir yer emin oll."

"Pekii en azından şarkı açalım mı ?"

"Sormana gerek yok istediğin şeyi yapabilirsin."

Gülümsedim ve hemen şarkı açtım.

***

Bi yarım saat falanda geçti geçmedi.

"Şimdi senden gözlerini kapatmanın isteyeceğim. Bunu benim için yaparsın değil mi ?"

"O kadar kibar sordun ki geri çevirebileceğimi sanmıyorum." Diyerek gözlerimi kapattım.

"Sakın açmaa."

Kapısını açtı ve çıktı. Bi beş dakika sonra falan içeri girdi. Dikiz aynasının önündeki ışığı açtı ve bana "Açabilirsinn." Dedi.

Merakla gözümü açtığımda dışarısı aydınlıktı ve uçurumun kenarındayık. Çok güzel görünüyordu ama bi o kadar da korkutucuydu.

Eline baktığımda lego kutusu vardı. İnanamıyorum gerçekten lego çiçekler mi yapacaktık. İçimden bir his bunun çok eğlenceli olacağını söylüyor.

"Supriz cücee."

717 kelime...

Karşı KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin