'Hyunjin-ah~ kalk artık öğlen oldu be'
'Uykumadamı karışcaksın be güzelim'
'Senin kadar güzel olamam hyung. Kalk hadi'
'Diyosun'
'Diyorum evet kalk hadii' Jeongin Hyunjin'in kolunu tutup çekiştirerek zar zor yataktan çıkardı.
Hyunjin kafasını karıştırdı. Gözleri şişmişti biraz. Ancak Jeongin Hyunjin'in bu hâlini tatlı buluyordu.
İkide bir yanaklarını çekiştiriyordu Jeongin. Kızarmaya başlamıştı bile Hyunjin'in yanakları.
Hyunjin Jeongin'e yemek yapmak için uğraşıyordu. Pek bir şey yapamamıştı ama lezzetli olduğu kesindi.
'Jeongin, bu yemek iğrenç oldu ama'
Jeongin yanındaki Hyunjine ufak bir tokat atıp, 'Salak mısın neresi iğrenç?!' dedi.
'Acıdı Jeongin!'
'Doğru ama'
Kıkırdamaya başlamıştılar bile. Birlikte yeneklerini yedikten sonra bir şey yapmak istediler ama ortada bir şey yoktu yapmaya.
'Yastık savaşı!' Jeongin'in ani bağırmasıyla beraber Hyunjin az kalsın bayılacaktı.
'Jeongin kalpten gidicem en sonunda'
'Özür dilerim. Nasıl affedersin?'
'Ederimde bir şartla'
'Neymiş?'
'Seni öpmeme izin verirsen.'
'Yok artık! Of, tamam gel.'
Hyunjin Jeongin'in boynuna minik bir buse koydu. Jeongin kızarmaya başlamıştı bile. Gözleri Hyunjinden kaymış aşağı bakıyordu kızarmış bir şekilde.
'Kızarmış benim küçük bebeğim.' Hyunjin elini Jeongin'in çenesinden tutarak yukarı kaldırdı.
'Bebeğin miyim gerçekten?' Jeongin kırmızı bir elmaya dönmüştü.
'Tabii güzelim'
Jeongin sıcak gülümsemesiyle Hyunjin'e sarıldı. Hyunjin bir kerede kafasından öptü Jeongin'i. Jeongin kapşonlusunun şapkasını kafasına geçirdi. Utanarak yüzünü Hyunjin'in bedenine gizledi.
'Ah güzelim, utandı mı sen?'
'Evet hemde çok'
'Ay şu tatlılığa bak'
'Kızarıyorum yeter ama'
'Tamam tamam'
Hyunjin hâlâ Jeongin'i utandırıyor, Jeonginde kızarıyordu.
Jeongin artık utanmalara dayanamayıp odasına koştu. Odada bir sağa bir sola yürüyerek Hyunjin'in dediklerini düşünüyordu.
Hyunjin kapıyı tıklatıp içeri girdi. Jeongin uygun bir pozisyonda değildi. Hemen kendini düzelterek 'Ne vardı?' sordu. Hyunjin Jeongin'in yanına oturdu. Elini Jeonginin beline attı.
'Ah güzelim, keşke sana a- Ne dedim ben?! Duymadım değil mi?'
'Ne dedin?'
'Jeongin boş ver'
'İyi tamam'
Jeongin öptü Hyunjin'i. Beklenilmedik bir anda.
Uzun bir sohbet ettiler kendileri hakkında. Çok iyi anlaştıkları kesindi. Sevgili olmak konusunda pek konuşmadılar çünkü bu kafa yoran bir şeydi.
Aniden çalan telefonla irkildiler. Bilinmeyen numara olduğundan kim olduğunu anlamamıştılar. Ama telefonu açmadılar bu güzel anı bozmamak için.
'Hyunjin benim en çok neremi beğeniyorsun?'
'Yıldızlar görse utanacağı gözlerini bebeğim.'
Jeongin'in gözleri Hyunjine dikilmiş bakıyordu.
'Uyusak mı Hyunjin?'
'Nasıl istersen güzelim'
'Yanında uyuycaktım ama'
'Oh, unutmuşum. Gir hadi.' Hyunjin yataiın örtüsünü açarak Jeongin'e gözleriyle işaret etti.
'Üzerimi değişip geleyim ben.'
'Buradada değişebilirssin.'
'Hyunjin sen varsın.'
'Benden mi utanacaksın? Gel giy işte.'
'Ama-'
'Jeongin'
'Of, tamam'
Jeongin odasından kıyafetleri getirmişti. Pijama giyinmeyi sevmediğindem salaş kıyafetler giyiniyordu.Jeongin odada bir köşeye çekilip üzerini değişiyordu. Hyunjin haraketlenmeye başladı. Jeongin'e arkadan sarılıp 'Ah, güzelim benden mi utanıyorsun?' dedi. Jeongin haraketsiz kalmıştı. Hyunjin sarılmayı bıraktıktan sonra Jeongin arkasını dönüp Hyunjine baktı. Yarı çıplak bir şekildeydi, utanıyordu. Hyunjin Jeongin'i duvara yaslayarak 'Madem yapıyoruz şu işi, düzgün yapalım.' dedi. Ardından Jeongin'in sıcak dudaklarından öperek göz kırptı.
Ayrıldıktan sonra Jeongin üzerini tamamen giyinip yatağa girdi. Hyunjinde yanında.
amq bu ficin sonu hayra alamet değil benden söylemesi bide tıkandım ben nasıl devam ettircem bunu aq 3. bolum net gec gelicek NET
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Walk My Baby/ Hyunin
FanfictionHyunjin arabasında giderken Jeongin'e çarpması sonucu Jeongin sakat kalmıştır. Daha sonralar Hyunjin ile Jeongin çok yakın arkadaş olup, bir evde yaşamaya başlamıştılar. Doktorlar Jeonginin yürümeye çalışırsa yeniden sağlığına kavuşacağını söylemişt...