1.9

37 4 1
                                    

Yarın olsa da sosyalleşsem...

Sabah güneşin gözüme inen ışıklarıyla gözlerim kamaşmıştı. Açmak zorunda kaldım gözlerimi.

Ayağa kalkıp perdeye yaklaştım ve kapattım. Artık güneş yoktu. Odam yine eski hâline dönmüştü.

Dolaba yakınlaşıp kıyafetlerime baktım. Hepsi gayet iyi görünüyordu, ama bol şeyler giyinmeyi seçtim.

Üzerim çıplaktı. Sadece altımda kısa bir şort vardı o kadar.

"Geliyonmu Hyun?"

"Hmhm.. Siz kapıda bekleyin beni"

"Kaslıymışsın hee"

"Sen kasıma bakmayı bırak da git"

"Tamam tamam"

Chan kapımı kapatıp gitmişti. Ben de elimdeki sweatshirt'ü üzerime geçirmiştim. Altıma da bir şeyler geçirip odadan çıktım.

Merdivenden aşağıya inip kapıya yöneldim. Dışarıya çıktım e çocuklara kapıyı kilitlemelerini söyledim. Arabaya oturdum ardından.

Changbin arabayı ayarladıkları sokağa sürüyordu. Yakın olduğunu söylediler ama yaklaşık 1 saat yolda kaldık.

"Geldik mi Dwaekki?" dedi Minho bıkkın bir şekilde, "Geldik hemen şurası" diye cevapladı Changbin.

Arabayı durdurdupunda hepimiz indik. Chan kolumdan tutup beni götürüyodu. Çocuk muamelesi görüyorum ben burda..

"Geldik işte burası"

"Çocuk değilim ben, Chan!"

"Tamam be kızma"

Öyle bekliyorduk işte. Gelicek olan varlıkları.

"Merhaba"
Tanıdık olmayan bir ses gelsiğinde gerkes arkasını döndürmüştü. Ben de Minhonun zoruyla döndürdüm tabii.

"Biz sizi 3 kişi bekliyorduk?"

"Jeongin yeni komadan çıktı da. Biz de sizi 3 kişi bekliyorduk?"

"Hyunjin de yeni komadan çıktı! Tesadüfün böylesi"

Jeongin'le göz göze geldik bir anda. Bu Jeongindi işte. Adı bile aynıydı.

"Ben şimdiden söylüyorum hepimiz gay'iz"

"Seungmin susar misin?"

"Hayir"

"Bizde gayiz-"

"Yuh"

"Ufak capli eslesme yapalim bence"

"Konustu zeka küpü Felix"

"Seung dur iki dakika"

"Ağzımdan aldın lafı. Bu arada ben Changbin."

"Ben de Felix.."
Chanbin elini Felix'in omzuna attı ve bir kenara geçtiler.

"Ben Minho"

"Ben de Jisung.."
El-ele tutuşup bir kenara geçtiler.

"Ben Chan"

"Ben Seungmin"
Akıllıkar hiç bir şey yapamadan kenara geçtiler.

Geriye Jeongin ve ben kalmıştık. Göz göze geldik yine. Jeongin bana yakınlaşıp "Eh, tesadüf ehehem" dedi.

"Evet, geriye biz kaldık"

"Şöyle mi geçsek?"

"Nasıl istersen."

Duvarın yanına geçtik. "Eee, ikimizde komadan çıkmışız, bu gün de tün tesasüfler üst üste geliyor." diye sohbeti başlattı Jeongin.

"Ne demessin."
Telefonumu çıkardım.

"Numaranı söyler misin? Bizimkiler bir birinden vaz geçmediği sürece birlikteyiz"de

"+82 254 ** **"

"Yazdım. Ne diye kaydedeyim?"

"Nasıl istersen."

"Peki o zaman."

Rüyamdaki gibi kaydedicektim. 'güzelim...' harflerini tuşladıktan sonra kaydete bastım ve uygulamadan çıkıp telefonu cebime attım.

"Saçımı sarıya boyamayı düşünüyorum, sence?"

"Bence siyah sana daha iyi yakışıyor."

"Teşekkürler"

"Lan buraya gelin toplanıp konuşalım"

"Geliyoruz Chan"
Jeongin'le birlikte 6 varlığın yanına gittik.

•••

"Hyunjin"

"Efendim?"

"Ya ben senle bir şey konuşmam lazım da.. Duvarın arkasına geçebilir miyiz?"

"Sen geç geliyorum."

"Tamam"

Samimileştik Jeongin'le. Ne diyeceği halkında çok merak etiyordum.

Ha birde akşam olmuştu artık.

Duvarın arkasına doğru ilerlemeye başlamıştım. Jeongin'i burda duvara dayayabileceğimi düşünmüştüm ama duvarına yanında duruyordu. Yanına ilerledim.

"Hyunjin içinde kalmasın istedim"

"Hmhm"

Bir anlığına Jeongin'e daldım. Boynumu yana eğip güzelliğini seyr ediyordum.

"Öyle işte..."

"Ne? Bir daha söyler misin dalmışım?"

Jeongin gözlerini aşağıya dikmişti. Yanakları da kızarmıştı. Utandığı belli oluyordu ama utanıcak bir şey mi söyledi, bunu bilmiyordum.

"Söylemeyeceksin demek.."
Harakete geçip duvarı Jeongin'in arkasında bırakacak bir pozisyona gelmiştim.

Cümlemi bitirir bitirmez bir elimi duvara yaslamıştım. Jeongin diğer tarafdan ufak adımlarla kaçmaya çalışırken ğer elimi de duvara koymuştum.

"Nereye kaçıyosun güzelim?"
diyip duvardaki sağ elimi Jeongin'in çenesine götürüp yüzünü sabitlenmiştim ve kafamı yana eğip dudaklarımı ona yanaştırmıştım. 2-3 saniye sonra dudaklarımı geri çekmiştim.

"Şimdi söyleyecek misin?"

"Ben komadayken rüyamda seni gördüm..."

"O rüyayı bende gördüm. Boşuna dememişler aşk tesadüfleri sever diye."

"Peki.."

"Şimdi akıllı çocuk, bunu ordaki 6 varlığa nasıl anlatıcaz?"

"Nebiliyim"

"Neyse ben söylerim"

Walk My Baby/ HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin