3.Bölüm: 🇰🇿🇰🇬

308 28 13
                                    

<3

Eve bakıp yumruğumu sıkıyordum.

A: Sakin ol tamam mı?

Dinlemeyip eve doğru koştum. Açık kapıdan eve girdim. Girdiğim gibi odaya göz gezdirdim. Kırgız odanın bir köşesinde oturuyordu. Yüzü, üstü başı kan içindeydi.

Yanına gidip önünde dizlerimin üzerine oturdum. Bana bakıp gülümsedi.

Kı ( Kırgız ): Merak etme benim kanım değil.

Sonra gülümsemesi silindi.

T: İyi misin?

Kı: Ben iyiyim. Ama o iyi değil.

T: Ne?

Kı: Benimle gel.

Az: Abi.

T: Sen dur burada.

Kırgız'ı takip etmeye başladım. Bir odanın kapısını açtı. Yatak odasıydı. Yatağın üzerinde Kazak yatıyordu. Yanına yavaş adımlarla yaklaştım.

Gözlerim dolmuştu. Üstündeki penye çıkarılmıştı. Vücudunun her yerinde yaralar vardı. Nefes almakta zorlanıyordu. Üstü başı kan içinde kalmıştı.

Kı: Ne yapacağımı bilemedim. Yaralarını temizleyip sarmak istedim. Onu zar zor buraya taşıdım. İlgilenecek zamanı bulamadım. Yine evi bastılar. Yaklaşık 15 kişiydiler. Onları bu odadan uzak tutmaya çalıştım. Çoğunu öldürdüm. Bazıları diğerlerinin öldüğünü görünce geri çıktılar. Ölü bedenleri mutfağa kaldırdım çünkü her yere saçılmışlardı ve onlara bakmak kötü hissettiriyordu. Sonrada çok yorulduğum için o köşede çöküp kaldım. 1-2 dk sonrada siz geldiniz.

Kafamı anlar gibi salladım.

T: Bez parçası var mı? Biraz da soğuk su getir.

Kı: Tamam.

Kırgız arkasını dönünce yerinde sıçradı. Dönüp baktığımda Azer'in orada dikildiğini farkettim. Hiçbirimize bakmıyordu. Gözlerini Kazak'a dikmişti.

T: İyi olacak.

Gözlerini bana çevirdi.

Az: Olacak mı?

T: Evet. Bu yüzden sakin olup bana yardım edeceksin.

Az: Tamam.

Gözlerini ovuşturup kendini silkeledi. Bana söyleyeceğim şeyi bekler gibi bakıyordu.

T: Başını yaslayabileceğimiz yastık gibi bir şey bul.

Az: Tamam.

Koşup odadan çıktı. O çıktığında Kırgız girdi. Leğende su ve bezle gelmişti. 2 dk sonra da Azer içeri girdi. Elindeki yastığı alıp Kazak'ın başının altına koydum.

T: Kırgız yaraları sarabileceğimiz bir şey var mı?

Kı: Evet. Olması gerekiyor.

Odadan hızla çıktı. Kapı Kırgız'ın arkasından kapanacakken bir el kapıyı tuttu. Daha sonra Amerika kapıdan içeriye başını uzattı. Yatağın üzerindeki Kazak'ı görünce içeri girdi. Peşinden de İsrail girmişti. Rusya ise kapının arasından bakıyordu.

T: Hani diyorum ki kalabalık yapmasanız mı?

A: O...

T: Evet, evet herneyse... Sürekli çıkıp giriyoruz. Bize engel olup ayağımıza takılmayın.

R: Alt tarafı öldünüz mü kaldınız mı merak ettik. Çıkıyoruz zaten.

İ: Tamam beyler gidelim biz. Amerika hadi.

A: Kapının önündeyiz. Bir şey olursa-

T: Çağırırız tamam.

Üçüde çıktı. Onlar çıkınca Kırgız yüzünde değişik bir ifadeyle içeri girdi. Elinde sargı bezleri vardı. Elindekileri alıp yatağın yanındaki ufak sehpaya koydum. Sonra da Azer'e döndüm.

T: Leğendeki bezi iyice ıslat. Sonra da suyunu sıkıp bana ver.

Tıpkı söylediğim gibi bezi önce ıslattı. Sonrada sıkıp bana verdi. Bezi alıp Kazak'ın yara dolu bedenine döndüm. Bezle yaraların üzerindeki pislikleri ve kanları temizlemeye başladım. Kırgız ufak bir bez daha getirmişti. O bezi de ıslatıp Kazak'ın alnına koydu. Elimi Kazak'ın boynuna değdirdim. Çok sıcaktı. O bezi oraya koyması iyi olmuştu.

Yaralarını güzelce temizledikten sonra sarma işlemine geçecektim ki Kırgız beni durdurdu. Evde bir çeşit merhem olduğunu söyleyip odadan çıktı. Daha sonra Kırgız'ın getirdiği merhemi de sürüp yaralarını sargı beziyle sardık.

Azer'de bunları yaptığımız süre zarfında Kazak'ın başındaki bezi ıslatıp yeniden koyuyordu. Kazak'ın yüzündeki ufak yaralarada merhem sürüp yara bandı yapıştırdık. Eskisine kıyasla daha iyi gözüküyordu. Ve daha önemlisi rahatlamış gibiydi. Şimdi tek yapmamız gereken şey uyanmasını beklemekdi.

Rahatlayan tek kişi Kazak değildi. Bizde eskisine göre biraz daha iyiydik. Üzerimize düşeni yapmıştık.

Azer gidip duvar kenarına oturmuştu. Bende yatağın köşesinden kalkıp yanına oturdum. Azer kafasını kaydırıp omzuma yasladı. Biraz bu şekilde bekledik.
10 dakika sonra Kırgız aniden ayağa kalktı. Gözleri hala Kazak'ın üzerindeydi.

Kı: Umm... Türkiye?

Azer başını kaldırdı. İkimiz aynı anda ayağa kalktık. Yatağın yanına yaklaştık. Kazak hafiften kımıldanmaya başlamıştı. Sonra yavaşça gözlerini açtı. Bize bi süre tanıyamamış gibi baktıktan sonra gülümsedi.

Ka ( Kazak ): Ölmemişim.



Veeee 3. bölüm sonu...
Bölümler kısa ama bazen 1 günde 2 bölüm filan atarım.
Yada o gün atmam ertesi gün atarım ama daha uzun atarım.

Kendinize iyi bakın <3

Countryhumans Ametürk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin