9. Bölüm🇺🇸💤

255 25 23
                                    

Bişi sorcm. KKTC'nin bayrağı niye yok?

Şrfszler Güney Kıbrıs'ı koymuşlar ama???

<3

...

*•~ Türkiye ~•*

Haksızlık mı ediyorum?

Sinirimi ondan çıkardım. Birşey yapmamıştı?

Kendime sinirlenerek koltuğa uzandım.

Gözlerim kapanmaya başladı...

.
..
...
....
.....
......
.......
........
.........
..........
.........
.......
.....
....
...
..
.

Uyandım. Gece yarısı mı?

İlk gözlerimi açtığımda farketmemiştim fakat...

Yerimde doğruldum. Karşımdaki bir çift göze bakıyordum.

Bu da mı bir rüyaydı?

Hayır oradalar.

Etraf karanlık.

Sadece önümde parlayan iki göz ve simsiyah bir silüet görebiliyorum.

Uzakta olduğu için mi seçemiyorum?

Ağzımı açtım fakat...

Konuşamadım?

Bu bir rüya mı?

Hayır. Hissedebiliyorum.

Karşımdaki silüet yaklaştı.

Gözler hiç kapanmıyordu. Dimdik, ileri bakıyorlardı.

Hayır ileri değil...

Bana mı bakıyorlardı?

Silüet bana yaklaşmaya devam etti. Artık seçebiliyordum.

O Amerika'ydı.

Bana elini uzattı. Tıpkı rüyamdaki gibi.

Uzattığı eline baktım.

Bende elimi uzattım.

Tuttum?

Elimi hafifçe sıktı. Kesinlikle rüya değildi.

Tekrar yüzüne bakmak için kafamı kaldırdım. Gözleri, gözlerimin içine bakıyordu.

Gözleri... Lacivert mi?

Yoksa karanlık olduğu için mi öyle gözüküyor?

Şu ana kadar onu hiç umursamadığımı farkettim. O kadar boşluyormuşum ki gözlerinin rengini bile farkedememişim.

Neden konuşmuyordu?

Peki ben neden konuşamıyordum?

Bana yaklaştığını farkettim.

Yutkundum?

Üzerime doğru eğilmişti. Garip bir andı. Normalde itmem ya da geri çekilmem gerekirdi fakat şuan canım hiç istemiyordu.

Sadece arkama yaslanmıştım.

Garip bir şekilde ikimizde bekliyorduk.

Neyi?

Bana biraz daha yaklaştı. Aramızda sadece birkaç santim vardı.

Konuşmadık.

Hareket etmedik.

Gözlerimizi bile kırpmadan birbirimizi izledik.

Hatta ben nefes bile alamadım.

Daha da yaklaştı.

Artık dudaklarımız temas halindeydi.

Geri çekilmedim.

Çekilemedim.

Bir şekilde hoşuma gitmişti.

Öpüşmeye devam ettik.

Bitmesini istemiyordum ama...

Herşeyin bir sonu vardı öyle değil mi?

Uğruna savaştığımız, elimizdeki herşeyi vereceğimiz hayatın bile bir sonu vardı.

...

Geri çekilmişti.

Yavaşça doğruldu.

Oturduğum yerden gözlerimi onun gözlerine dikmiştim.

Bana arkasını döndü.

Geldiği yere yürüdü.

Kapıdan dışarı çıktı.

Gitti...

Tekrar koltuğa uzandım.

Gözlerimi kapattım.

Huzurluydum?

(...)

Gözlerimi açtım.

Sabah olmuştu ve Azer tepemde dikilmiş omzuma dokunuyordu.

T: Noldu?

Az: Sabah oldu. Bugün yola çıkacağız abi.

T: Ha... Doğru.

Az: Ama önce birşeyler yememiz lazım. Kahvaltı hazır. Gelmek ister misin yoksa tepsiyle getiriyim mi?

T: Tepsi?

Az: Ta, mamm.

Odadan ayrıldı.

Aklıma gece olanlar geldi.

Biz.

Ne.

Yaptık.

Neden onu itmedim?

Neden çekilmedim?

Neden istemediğimi söylemedim?

Belki de istiyordum?

Ahh, hayır..

Uyku sersemliğiyle bir an istekli olmuş olmalıydım.

Ya da şuanda kendimi kandırıyorum.

...

Azer elinde tepsiyle içeri geri girdi. Tepsiyi yanıma bıraktı.

Az: Evdeki son yiyecekler de şuan yanında bulunmakta.

T: Eh.. Rapor ettiğin için teşekkür ederim. Çok iç açıcı bir haber.

Az: Hm, hm.

Bana bakıyordu. Bir şey mi isteyecek?

Az: Abi.

T: Efendim?

Az: Senin yanında yiyebilir miyim?

T: Neden soruyorsun ki? Yanımda tek kişi olucak olsa o da sen olursun Azer.

Az: Belki yanında istemezsin diye...

T: Sen benim canımdan bir parçasın. Seni istemediğim gün kıyamet kopmuş demektir.

Gülümsedi.

Mutfağa koşup elinde kendi tepsisi ile geldi. Yanıma oturdu. Tepsideki doğranmış salatalıktan bir dilim ağzına attı.

...

Bugün kendimi aştım yeter.

Yarın da atmaya çalışırım. Canım sıkıldı yazim dedim.

Bir okuyucum ( sağolsun:)) sayesinde aklıma birkaç fikir geldi. Yazacuğum.

Hade bye~

Countryhumans Ametürk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin