kan bağı

1.6K 160 319
                                    

E.M⭐️

arayı açmadan kavuştuk yıldızlarım❤️

değerli yorumlarınızı bekliyorum, lütfen eksik etmeyin❤️

iyi okumalar yıldız tozları ⭐️

☆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beyaz duvarlar üzerinde gözlerimle yaptığım resimler zihnimde dönüp dolaşan tüm düşüncelere ev sahipliği yaparken hayal gücümü sonuna kadar kullanmaktan geri kalmıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Beyaz duvarlar üzerinde gözlerimle yaptığım resimler zihnimde dönüp dolaşan tüm düşüncelere ev sahipliği yaparken hayal gücümü sonuna kadar kullanmaktan geri kalmıyordum. Bebek gibi sevilme hissini her zaman merak etmişimdir, şimdi ise kucağında oturduğum adamın kollarıyla beni pamuklara sarıp sarmalaması bunca zamandır arayışında olduğum bu duyguyu bana tattırıyordu.

Karnımda birleşen ellerini sıkı sıkı tutup bacaklarına bindirdiğim yükü önemsemeden beni kendine doğru çekiyordu. "Lalisa," Sırtını geriye atıp yaslandı koltuğa, benimle beraber elbette. "Niye kızıyorsun ki?" diye hayıflanmaya başladığında beni kucaklamasından iki dakika öncesini anımsadım.

Dohwan'ı kum torbası gibi görüp yumruklarını çekinmeden attığını öğrendikten sonra onu telefonla aradığımda beni evine çağırdığı için şu an pişman olmuş olmalıydı. Bunun hesabını tek tek ona sorarken başını eğip sadece dediklerimi umursamaz bir şekilde onayladı. Az önce ise beni daha da sinirlendirdiğini anladığı için belimden tutup kucağına oturtmuştu.

"Ortada hiçbir şey yokken ne diye arkadaşıma zarar veriyorsun ki?" Sesim gittikçe şiddetlenirken gergin yüz ifadem sırtıma dayadığı başı ile yumuşamıştı, "Jungkook..." diye söylendiğimde karnımı okşadı birkaç kez.

"Hak etti." diye halen kendi yaptığını savunurken akıl almaz bir biçimde beni uyuşturmaya devam ediyordu ve bu konuda çok başarılı olduğunu söylemesem olmazdı, "Dikkatimi dağıtmayı bırak. Kızgınım sana." diye kendimi ele verdiğim yetmezmiş gibi kucağında hareket ederken ona fazlasıyla sürtünmüştüm.

Kucağından kalkıp yukarı sıyrılan bluzumu düzeltirken onun bakışları hala kucağındaydı. "Of Lalisa..." Neler düşündüğünü tahmin etmek zor olmasa gerek, kızgınlık bir yana, bizi tanımlayacak olursam... Onunla ben, mıknatıs gibiydik. Parmak ucu dahi tenime değdiğinde onun yörüngesine çekilmek o kadar basitti ki, etrafında volta atarken buluyordum kendimi. Bana ne yaparsa yapsın razı olacak, gölgesi her üzerimde olduğunda rahatlıkla gözlerimi kapatıp kendimi ona bırakacakmışım gibi bir his bu; bana dokunmasını her şeyden çok isteyip ona bu denli yanıp tutuştuğumu az da olsa belli etmek bir diğer duyguyu uyandırıyor, beni biraz utandırıyordu.

espoirs morts, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin