espoirs morts, liskook

izbe bir sokak

bu kurgu ve karakterler için çok umutluyum ve ikisi de aşırı özel, derin karakterler. liskook sevmeyen birinin bile okuyabileceğini düşündüğüm bir kurgum olacağını umuyorum. lütfen hayalet olmayın ve düşüncelerinizke varolun. yorumlarınızı duygumu kattığım her bir satırda görmek istiyorum

beni yalnız bırakmazsınız değil mi ballar?

iyi okumalar💘

╬

İzbe bir sokağın köşesini dönerken dahi sisle bulanmış karanlık; botlarıma çarpan her bir yağmur damlasının sesi kadar ürpertici. Hayatımda, anlatılacak çok az şey mevcut olsa dahi bir yayınevi ile anlaşıp karaladığım beceriksiz öykümü piyasaya sürmek için iyi bir fiyata anlaştığımı söylesem de inanmayın, bu sektör çok pis, herkesin eli kirli ve tozlu, elimde bir tomar kağıtla kapı dışarı edilişimin otuzuncu dakikasında yerlerin ıslaklığını ya da sokağın ıssızlığını umursamadan elimde tuttuğum hayallerimi havaya saçtım.

Kağıtlar, yağmur damlaları ile birlikte yerle buluşup kirlenmeye başladığı vakit umutlarıma da bulaştı çamur, kalbime ve vücuduma da, çöktüm yere ve bulutlarla birlikte sokağı sele boğdum.

Gök gürültüsünün şiddetine aynı şekilde karşılık verebileceğimi kendimden hiç beklemezdim, boğazım yırtılana dek bağırarak ağladığımda, o anki benliğimi çamurların arasına bıraktığımı anladım. Bir hafta öncesinde özenle seçip denediğim ve sonrasında bir hevesle satın aldığım siyah kumaş pantolonumun dizleri kirlendi ve kırk yıllık bir pantolonmuş gibi bir dakikada eskidi. Ellerimin altında olan birkaç kağıda avuç içlerimi yaslasam dahi iyi bir bariyer oluşturmuyor, tüm soğukluğu ve ıslaklığı ellerimin arasında tutup sıkıyorum. Bu kağıtlar paramparça olmalı, avuç içlerim gibi, tırnaklarımla akıttığım kan gibi kelimelerim bu kağıttan silinip suya karışmalı, yok olmalı, ben yok olmalıyım.

Yerde kırılmış bira şişelerini, avcumu defalarca kez soğuk asfalta vurana ve avuçlarımı kanatana dek fark etmeyişim belki de içimdeki fırtınanın kanıtıdır.

Gencecik hayatlara dokunmayın, bırakın yaşasınlar, hayallerinin peşinden gitsinler, neden her şey bu kadar boka sarmak zorunda? Sarsılmaya yüz tutan inancım şu an tam olarak yıkılmış durumda, tanrım, evet, sana isyan ediyorum, çok kötüsün.