yıldız tozlarını saçmaya geldim buraya, nerde peki benim yıldızlarım?
yorumlarınızı heycanla bekliyorum ❤️
iyi okumalar ballarım❤️
■
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İlerisini düşünmeden hızlı karar vermek zorunda kalıp bir şeyi saniyesinde yaptığınız hiç oldu mu?
Az önce tekrardan kapı kulpunu yakalayıp indirmem ve kapıyı aralamam bir oldu. Karşımda, billboardlara asılan fotoğraflarından çok daha iyi duran ünlü bir adam duruyordu. Beni tepeden tırnağa göz taramasından geçirip aşağılık biriymişim gibi kenara itene kadar ona pozitif yönden bakmaya çalışmıştım.
"Git." diyerek cebinden para çıkardığında aklıma gelen tek şey beni zihninde nasıl etiketlendirdiğiydi. Jungkook'un babasından fahişe damgası yemediğim kalmıştı, o da oldu.
Elini itip yüz ifademi bozmadan cevabını verdim. "Neden geldiniz?" Burda neden bulunduğunu deli gibi merak etsem de dışarı öylesine sormuşum gibi yansıttım.
Bir adım atıp daha yakından inceledi yüzümü, gözlerini kıstı ve gözlerimden dudaklarıma kadar her yerde gezdirdi bakışlarını. "Takıldığı kızmışsın." diyerek yan gülüşünü sunduğunda ne yalan söyleyeyim, benim gibi birinde bile tokat atma isteği uyandırdı.
Arkasını dönüp hızlıca koridorda ilerledikten sonra az önce çıktığım odanın kapısından içeri girdi. Usulca koridorda ilerleyip kapı pervazının orda gözükmeyecek şekilde durdum. Kulak misafiri olmamın bir sakıncası yoktu bence, içimde beni kemirip duran merakımı gidermek istiyordum.
"Şu haline bak." Küçümseyici bir şekilde söylendi, "İt gibi sokakta koşturmuşsun yine." dediğinde bu adamdan daha çok midem bulandı. Elimde olmadan yumruklarımı sıkıp kaşlarımı çattığımda tattım sevdiğime en ufak kötü bir söz söylenmesinin beni bu denli sinirlendirdiği hissini.
