BÖLÜM MÜZİĞİ: Ceza - Suspus
8. Bölüm -Tek Kurşun-
Böcek, saate bakıp yelkovanı izlemeye devam etti. Masasındaki yerini almış sırtını uzun, deri sandalyesine yaslamıştı. Adamları sessizce karşısında dikilerek ellerini önlerinde birleştirmişlerdi. Ve hepsi Böcek'ten bir reaksiyon bekliyordu.
Böcek ısrarla hareketsiz durup saati izlemeye devam etti. Yaklaşık yarım saattir.
Ellerini ağır hareketlerle çenesine iliştirdiğinde doğum lekesinin üzerini kaşımaya başladı.
Nihayet hastalıklı bakışlarını saatin üzerinden çekti. Tek tek adamlarına bakarken konuşmadan hemen önce boynunu bir sağa bir sola doğru kütletti.
Sinirliydi ve son günlerde hissettiği tek duygu buydu. Çünkü Türk askeri sürekli işlerini baltalıyordu.
En önemli depolarının çoğunu kaybetmişti. Silahlar onun için önemli değildi ama yapacakları köy baskını için patlayıcıların olduğu depoyu imha etmeleri işlerini sekteye uğratmıştı.
"O hafıza kartlarından haber var mı?" Böcek sorusunu ortaya yöneltti. Teröristlerden biri öne çıktı.
"Deponun her yerini kontrol ettik. Adamlarımızın cesetlerine ulaştık ama kartları yerleştirdiğimiz adamların ikisine dair hiçbir iz bulamadık." Böcek'in gözüne baktığında yutkundu. "Askerler galiba durumu çakıp yanlarında götürdü."
Böcek zaten bu ihtimalin farkındaydı. Sakince nefes alıp verdi. Türk devletine bunu yaptıklarına pişman etmek için çoktan bir şeyler ayarlamıştı.
"Okulda son durumlar nasıl?" diye sordu bu sefer. Masanın üzerindeki kalemi alarak döndürmeye başladı.
Cafer, "On üç ölü, otuz dört yaralı var." dediğinde Böcek kalemi döndürmeyi bıraktı. Sabahtan beri saklamaya çalıştığı öfkesi kendini hissettirdi.
"Bin kişinin olduğu bir ortamda sadece on üç kişiyi mi öldürmüşler?" Kalemi sertçe Cafer'e fırlattı. "O kadar adam ayarlandı, hazırlık yapıldı. Ne demek sadece on üç ölü?" Oturduğu yerden bir hışımla kalkarak iki elini de masaya vurdu. Köy baskını olamadığı için bu şekilde onlara ders vermek istemişti ama görüyordu ki adamları bunu bile becerememişti.
"Deli Komutan ve timi de oradaydı. Hemen müdahale edip canlı bombaları etkisiz hale getirmişler. Daha sonra destek de gelince bizimkiler kaçmış." Böcek, Cafer'in bu dediğinden sonra bağırarak masadaki her şeyi elinin tersiyle itti.
"Deli Komutan..." diye söylendi Böcek. "Deli Komutan... Her yerde karşıma çıkıyor." Kravatını gevşetip masaya bu kez ardı ardına yumruk attı. "Seni öldürmek bana farz oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve SERÇE +18
Jugendliteratur"Bu bizim masalımız." dedi alnını alnıma yaslarken. "Masalları sevmiyorum, hep kısa oluyorlar." dediğimde elim yanağına ilişti. Gözlerini kapatıp gülümsedi. "Biz de destan yazarız o halde. Adı da Aslan ve Serçe olur." Bir varmış, bir yokmuş... Asla...