Selaamm!
İnsanlık için küçük ama benim için büyük olan gelişme için size teşekkür ederim. Aslan ve Serçe bir buçuk ay sonra 2000 görüntülenmeye ulaştı. İlk hedefime ulaştım sayenizde 💜✨💜Umarım bu sayının daha da büyüdüğü günler de gelir. İyi okumlar! 😌🥰
(Tabii ben afişi hazırlarken 1000 görüntülemeyi kutlamıştım ama bölümü yayımlayana kadar 2000 olduk 💜✨💜😍)
BÖLÜM MÜZİĞİ: Mabel Matiz - Karakol
13. Bölüm -Yalan mı Sır mı?
Ağır adımlarla koridorda yürümeye devam ederken parmakları kravatına ilişti. Çenesinin ucunu yukarıya doğru kaldırıp kravatını sağa sola çekiştirip düzelttiğinde peşinden onu takip eden kalabalıktan çıt çıkmıyordu.
O kadar öfkeli olmasına rağmen dışarıya sunduğu sakin görüntüsünün altında büyük oyunculuk yatıyordu. Güce tapan biriydi ama Türkler son zamanlarda bu gücünü oldukça sarsmıştı. Müttefikleri onu sorgulamaya çoktan başlamış yerine başka birini getirme planlarını kuşlar sayesinde duymuştu.
Böcek duruşunu bozmadan toplantının yapılacağı odanın kapısının önünde durdu. Sol tarafından bir adam çıkarak onun için kapıyı açtığında Geniş ve yuvarlak masanın etrafında oturan kişiler ona odaklandı.
Kısa bir sessizlik oluştu. Duyulan tek ses Böcek'in deri ayakkabısından çıkan yankıydı. "Selam Beyler." dedi büyük bir özgüvenle. Gözü en ortada oturan kadına kaydığında gülümsedi. Ona yaklaşarak kadının elinden nazikçe tuttu. "Ve Hanımefendi." Dudaklarını kadının soğuk tenine hafifçe değdirip geri çekildi. Kadın içten içe gerilmişti. Karşısındaki adamın ne denli kirli işlere bulaştığını çok iyi biliyordu. Onu karşısında kanlı canlı görmek düşündüğü gibi normal hissettirmemişti.
Böcek masanın en merkez kısmına, herkesi görebileceği yere oturdu. Üsten bir tavırla herkesi süzdü. Her şeye rağmen keyifle gülümsedi. Çünkü Türk devletinin kırk yıl düşünse de bir arada göremeyeceği kişileri o tek bir masa etrafında toplamıştı.
"Bildiğiniz üzere kodlar Nina ile beraber Türklerin eline geçti." diyerek konuya direkt girdi. "Küçük saldırılarımıza şu an taş koymuş olabilirler ama büyük saldırımızda hiçbir şey yapamayacaklar."
Masada oturan ünlü iş adamı Selçuk Tan kinayeyle güldü. "Küçük saldırılarda da bir şey yapamazlar diyordun en son." Böcek gözlerini Selçuk Tan'a dikip ifadesiz bir şekilde ona baktı.
"Bin belayla uğraşıyorum Selçuk Bey!" Böcek bacak bacak üstüne atıp sırtını geriye doğru yasladı. "Siz duvarların ardından dikkat çekmeden rahatça işinizi görebiliyorsunuz. Benim sayemde! Bense kimliği açık bir şekilde Türk devletiyle savaşıyorum. Sizin aksinize."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve SERÇE +18
Teen Fiction"Bu bizim masalımız." dedi alnını alnıma yaslarken. "Masalları sevmiyorum, hep kısa oluyorlar." dediğimde elim yanağına ilişti. Gözlerini kapatıp gülümsedi. "Biz de destan yazarız o halde. Adı da Aslan ve Serçe olur." Bir varmış, bir yokmuş... Asla...