"Göko'm." Ilgaz şımarıkça başını telefonuyla uğraşan çocuğun göğsüne sürttüğünde Gökdeniz sevecen bir şekilde kızın yeniden zengin sarısı olan saçlarını kısaca okşamış, ardından Ilgaz'ı nazikçe üstünden kışkışlamaya çalışarak önemli işlerini halletmeye devam etmişti.
Yine çılgın bir buluşmanın ortasındaydılar. Aslında Gökdeniz sadece Aybars'ı davet etmişti ancak körpe ve bilgisiz Aybars Gökdeniz'lerin apartmanının asansöründe hikaye attığı için Ilgaz anında olayı çakozlamış, Leonardo'yu da alıp masum masum oturup muhabbet eden ikiliyi basmışlardı. Böylece beraber vakit geçirip hatta belki de beraber uyuyacakları gece Ilgaz ve Leonardo yüzünden dostlar meclisi buluşmasına dönüşmüştü. Pamuk gibi olan Aybars huysuz bir kedi gibi evde dolanıyor, sürekli Gökdeniz'e sırnaşan ikiliye kötü bakışlar atıyor, ortaya açılan alkole abanarak gerginliğini gidermek için elinden geleni yapıyordu.
Sonuçta Aybars bu çocuğun hayatında yeni olan kişiydi, onlar değil. Dağdan gelip bağdakini kovmak uygun kaçmazdı ama kıskanmaktan da kendini alıkoyamıyordu işte. Önceki ilişkilerinde ve flörtlerinde rahat olan, kıskanılan hep sarışın olmuştu. Gerçi Gökdeniz ile flört de olmayabilirlerdi, çok karmaşık bir ilişkiye sahiplerdi, belirsizlik içinde yüzüyorlardı. Yine de ilk defa birine karşı bu kadar korumacı, hırçın bir kıskançlık besliyordu ve ne yapacağını hiç bilmiyordu. Kalbini ve hislerini anlamaya çalışmayı uzun zaman önce bırakmıştı. Mavi gözlü güzel adam, tanıştıkları andan beri tüm dengelerini alt üst etmişti.
"Ya bırak şu telefonu, misafirliğe gelmişiz yüzümüze bakmadın tek kez."
"Kızım dava ediliyorum şu an, tutuklanmamam için izninle birkaç katakulli döndürmem gerekiyor." Gökdeniz huysuzca mırıldandığında tuvaletten dönen Aybars koltuğun arkasından Gökdeniz'in üzerine eğilmiş, kafasını bir nebze Ilgaz ile dolandırıcı çocuğun arasına sokmuştu. Ilgaz içten içe sırıtırken ikisinden uzaklaştı ve gözlemleyici şekilde Aybars'ın kıskançlıktan gerim gerim gerilen yüz haltlarında göz gezdirdi. Gecenin başından beri çok rahatsız gözüküyordu sarışın ve bayılmıştı buna Ilgaz. Gökdeniz'in bu kadar kıskanılmasına bayılmıştı.
Aybars beyaz yanağını harıl harıl telefonla uğraşan çocuğun beyaz yanağına yaslayıp gözünü telefon ekranına çevirdiğinde okuyabildiği kadarıyla Gökdeniz Hakkı isimli birisine oldukça uzun bir mail atıyordu. Çocuk son model telefonunun kilit ekranını Aybars'ın varlığını hissetmesiyle kapayıp başını sevgiyle Aybars'ın yanağına sürttüğünde Aybars telefonunu ondan kaçırmasına biraz bozulmuştu açıkçası. Ilgaz'ın ikisine kıkırdamasına göz devirmek isteyerek kollarını Gökdeniz'in boynuna sahiplenici bir şekilde arkadan dolayıp, dudaklarının yakınlarına güzel, sulu bir öpücük kondurmuştu.
"Ohoooo!! Sen anca kendini Aybars'a öptür. Bir kere bana öptürmedin kendini ya bir kere."
"Öptürmem." Gökdeniz net bir şekilde mırıldanıp iyice Aybars'a sırnaştı ve kedi gibi yanağını çocuğun burnuna sürttü. "Yakışıklılara öptürürüm ben anca kendimi."
Aybars dayanamayıp bu sefer de tatlı yanaktan kıtlayınca mavi gözlü çocuk oyuncu bir şekilde bağırmış ama yine de geri çekilmemişti. Ilgaz sinsi bir şekilde onlara dil çıkardı ve odaya henüz giren Leonardo'nun boynuna atladı. "Leonardo kendini öptürür bana."
"Leonardo kendisini herkese öptürüyor ki."
"Sen de öpüyor musun?" Aybars kıskançlık ve terör akan sesine hakim olamadan Gökdeniz'le burun buruna geldiğinde Gökdeniz olumsuzca başını sallamış, tatlı tatlı kıskanç Aybars'a gülümsemişti.
"Gözlemlediğimi söylüyorum."
"Sen çok da gözlemleme."
"Ne gözleme?" Bildiği tek tük Türkçe kelimelerden ikisiydi bu Leonardo'nun ve çocuğun kafası çok karışmıştı. Ilgaz onunla hep dalga geçtiği için olayları anlamak istediğinde Gökdeniz'e yanaşır, ondan bir açıklama ya da içini rahatlatan bir gülümseme kazanırdı. Ümitle başını yine Gökdeniz'e çevirdiğinde Gökdeniz'in yeni tanıştırdığı, adını telafuz edemediği sarışının yanağını minik minik öptüğünü görmüş, sarışının ise içini ürperten sertlikteki gözleriyle göz teması kurmuştu. Aybars'ın yavrusunu sakınan kedi hallerine o da gülmek istese de yine de gerilmiş, yeniden Ilgaz'a dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
organize sanayi [gay]
ChickLitsaatçi gökdeniz: meslek etiği asker dolandırmıyorum kardeşim (Ağırlıklı texting.)