11 - İntihar Düşüncesi

391 47 23
                                    

Chan arabayı park edip hızlıca indi ve Seungmin'in oturduğu tarafa ilerledi. Seungmin o sırada kapısını açıyordu. "Gel bakalım." dedi çocuğa doğru eğilerek.

Seungmin yine omzuna elini attığında Chan aynı şekilde kaldırmıştı onu. Ayağı ile kapıyı kapatmış ve eve doğru adımladı. Merdiveni tek tek çıkarken ulaştığı kapı ile duraksadı. Seungmin bir elini ondan çekerek zile uzattı ve bastı.

İçerden duydukları koşar adımlardan sonra kapı açıldı.

"Seungmin..." dedi ikiliye bakarken Jeongin.

Seungmin gözlerini indirmiş, sanki ailesinden izinsiz yaramazlık yapmış bir çocuk gibi duruyordu.

Chan ikilinin arasındaki gerginliği fark etmişti. Ayakkabısını çıkarıp içeri girdi. "Seungmin ayağını burktu çok ciddi bir şey değil Jeongin," dedi Chan aklındaki soruyu götürmek için. "Odası neresi?"

Jeongin odayı gösterdiğinde Chan oraya doğru adımlamıştı, Jeongin'de kapıyı kapatıp arkasından gitti.

Seungmin'i nazikçe yatağına oturtturup Jeongin'e döndü. "Jeongin sen bana kremi versene Seungmin'e sürmem için."

Jeongin gözlerini Seungmin'e çevirdi. Ne gülümsüyor ne de kızgın bir şekilde bakıyordu, bu bakışı Seungmin'i daha çok korkutuyordu. "Tamam hyung gel."

İkisi de odadan çıktığında Seungmin yatağının köşesindeki telefonuna yönelerek eline aldı ve açtı. Yine o günkü gibi Jeongin'den onlarca mesaj ve arama vardı.

Evden çıkarken gerçekten bunların olacağını düşünmemişti, hızlıca gidip Jeongin yokluğunu fark etmeden olaysız geri gelmekti eve. Onu da beceremedi.

İçerden duyduğu konuşma sesleri ve krem almanın bu kadar uzun sürmeyeceğini de hesaba katarsak Chan'ın, Jeongin'e olanları anlattığını tahmin etmek çok da zor değildi.

Kısa bir süre sonra sesler kesilmiş odanın kapısı açılmıştı. Chan içeri girdiğinde Seungmin'e gülümseyerek önüne gitmiş ve diz çökmüştü. Seungmin tek tek hareketlerine bakıyordu onun.

"Jeongin şimdi kendi odasına gitti. Ben yarın konuşursunuz dedim ama istersen şimdi çağırabilirim yanına." Jeongin'in sinirli oluşunu ve Seungmin'in stresli oluşunu düşünerek böyle bir harekette bulunmuştu Chan.

Seungmin gerek yok dercesine kafasını salladı. "Sonra konuşsak daha iyi olur gibi." diye mırıldandı.

"O zaman sana şu kremi sürmeden üstünü değiştirelim." dedi ayağa kalkıp Seungmin'in dolabına yönelirken. Dolabı açtı ve içinde gözlerini gezdirdi. "İstediğin bir şey var mı?"

Hayır anlamında bir ses çıkardı Seungmin. Chan seçtiği birkaç kıyafeti Seungmin'in yanına bıraktı. "Kapıda bekliyorum seslenirsen hemen girerim tamam mı?"

Kafasıyla onayladı Seungmin onu. Chan kapıdan çıkacakken Seungmin'in ona seslenmesi ile ona dönüştü. "Hyung."

"Efendim."

"Bana bebekmişim gibi davranmana gerek yok. Bıkacaksın yoksa benden." Chan duyduğu cümleye güldü ve cevap vermeden çıkıp kapıyı kapattı.

Seungmin olabildiğince hızlı bir şekilde üstünü değiştirdi ve Chan'ın kapıda olduğunu düşünerek seslendi ona. Chan'da hemen içeri girmişti.

"Kremi kendim sürerim aslında hem zaten geç oldu sen eve dönsen daha iyi olur."

Chan dudağını büzerek baktı ona. "Benim burada kalmamı istemiyorsan açıkça söyle Seungmin. Böyle söylemene gerek yok."

Lost Me || Chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin