20 - Kavga

269 43 10
                                    

Çocuk Seungmin'in bacaklarına daha çok sarılırken Seungmin anlamsız bir şekilde bakmıştı adama. "Çok üzgünüm normalde böyle yapmaz." dedi adam çaresiz bir şekilde. "Hajoon lütfen."

"Annemi çağır o zaman." dedi çocuk ağlamaya başlarken.

Adamı bu cümle sanki kırk yerinden bıçaklamış gibi tepki verdi. Seungmin'e baktı çaresizce. "Annesi geçen ay vefat etti." diye mırıldandı.

Seungmin duyduğu cümle ile gözleri doldu istemsiz şekilde. Çocuğu bacağından ayırarak dizinin üstüne çöktü. "Merhaba."

Çocuk kollarıyla yüzünü sildi. "Annemi istiyorum."

"Senin annen şuan melek Hajoon. Her yerde, her zaman senin yanında o."

"Hani nerede? Hissetmiyorum ben onu!"

Seungmin, küçük çocuğun elini tutarak kalbine götürdü. "Kalbinde o senin. Orada hissedeceksin sen onu."

"Gerçekten mi?"

Onayla başını salladı Seungmin. "Hatta bak," diyerek kendi kalbine götürdü çocuğun elini. "Benim annemde burada. Hep kalbimde benimle birlikte. Her daim yanımda."

Adam onları izlerken Seungmin adamla gözlerini buluşturdu, mahcup bir şekilde bakıyordu ona. "Ama bak baban yanında şimdi," diyerek babasını işaret etti çocuğun. "O da her zaman senin yanında olup seni sevecek."

"Senin yok mu?"

Duraksadı bu soruya Seungmin. "Benim yanımda olup, beni seven arkadaşlarım var, onlar bana yetiyor. Ama senin baban varken onu üzme olur mu?"

Çocuk arkasına bakarak babasına baktı. Ardından koşar adımlarla sarıldı babasına. Babasına, Seungmin'e gülümseyerek baktığında Seungmin karşılık verdi ona. Ardından başka hiçbir şey söylemeden uzaklaştı oradan.

Bazı çocuklar şanslıydı, babaları yanındaydı. Bazıları mutluydu, aile diyebilecek arkadaşları vardı.

Bir süre sonra eve varmıştı. Yine Jeongin ile bir şeyler yiyip her akşam yaptıkları şeyleri yaptılar.

Günler art arda aynı şekilde geçiyordu Seungmin için. Git gide dışarı çıkmayı da bırakmıştı.

Evde tek kalmak onu iyice bunaltmaya başlamıştı. Kafayı yediğini hissediyordu yavaş yavaş, eski haline dönmüştü aynı.

Kendini kaybetmeden hızlıca üstüne kapşonlu alarak dışarı çıktı. Biraz ilerledikten sonra markete girdi süt almaya. Reyonlar arasında yürürken gördüğü surat ile kapşonlusunu iyice yüzüne kapattı. Babasıydı.

Hızlıca hiçbir şey almadan çıktı o marketten. Koşmaya başladı o adamın dikkatini çekmemek için, hala onun peşinde miydi hiçbir fikri yoktu ama bu ihtimali bile düşünmek istemiyordu.

Koşarak vardığı sahilde durarak soluklandı. Fazla hızlı koşmuştu ve bünyesi koşuya asla alışık değildi.  Önüne uzatılan su ile geriledi.

"Sakin ol, benim."

Karşısında ayni kendi gibi kapşonlu çocuğa baktı. Tanıyamadığı zaman gözlerini kısarak baktı ve hatırladı kim olduğunu. "Ah, merhaba."

"Seni burada görmek güzel," duraksadı. "Seungmin'di değil mi?"

"Evet," Hala önünde uzatılan suyu aldı. "Teşekkürler." dedi ve birkaç yudum aldı.

"Biri falan mi kovalıyordu seni, niye bu kadar koştun?"

"Yok, spor yapmak istemiştim." diyerek yalan söyledi, Taemin bunu anlayacak kadar zekiydi ama üstelemedi.

Lost Me || Chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin