21 - Yeniden Deneme

255 46 30
                                    

!Yetişkin içerik bulundurur.
Kan, intihara teşebbüs...!

Babasının ona bağıracağını, onu zorla götüreceğini düşünürken babası hızla yanından ona omuz atarak geçti ve durdu. "Beş para etmezsin." diyerek uzaklaştı.

Tam olarak ne yaşadığını sindirmeye çalıştı Seungmin. Babasının dahi umurunda değildi şuan.

Saatlerce dışarda yürüdü. Arada bir kez sadece Changbin'in telefonunu açıp hava alması gerektiğini söylemişti.

Eve dönüşte eczaneden bir şeyler alıp eve döndü. Eve girdiği gibi Jeongin hızla kapıya gelmişti.

"Seungmin ben gerçekten özür dilerim." diyordu ağlayarak. "Lütfen affet beni."

Seungmin ona sarılan vücut ile sarsıldı başta. Hiçbir şey diyemedi. "Gerçekten üzgünüm Seungmin."

"T-tamam Jeongin." diyebildi sadece. "Bende özür dilerim."

Jeongin geri çekildi. "Affediyorsun değil mi beni?"

Onayla başını salladı Seungmin.

Jeongin tekrar Seungmin'in boynuna sarıldı hızlıca. Seungmin hissettiği sıcak sarılışa ağladı bu sefer. Birkaç saat ikili konuştuktan sonra sakinleşmişlerdi. Saat geç olduğunda birkaç şey atıştırıp uyumuşlardı.

Jeongin o günden sonra Seungmin'e daha çok zaman ayırıyordu, sürekli ilgileniyordu onunla. Bir gün Jeongin iş için yine dışarı çıkmıştı, Seungmin evde yalnız başınaydı.

Kıyafet dolabının içine sakladığı şeyleri avucunun içine alarak banyoya ilerledi.

Psikolojisi iyi değildi, bunu kendi de biliyordu etrafındaki insanlarda. Jeongin ve diğerleri onu oldukça yalnız bırakmamaya çalışıyordu bu sebepten ama iş gibi istisnalar araya giriyordu.

Lavaboya girerek aynada kendine baktı. Biraz uzamış saçları ve solmuş yüzü. Küvetin suyunu açtı ve beklemeye başladı.

Üstündeki uzun kolluyu çıkararak altındaki kısa kolluyla kaldı.

Su dolduktan sonra soğuk suya girdi yavaşça. Vücudu biraz titrese bile çıkmadı sudan. Kenara koyduğu jiletlerden birini aldı. Derin bir nefes aldı önce. Ardından uzattığı bileğine bastırdı elindeki jileti, çizmeye başladı usulca. Canı yansa bile durmadı.

Yılbaşından bir hafta önce

"Efendim güzelim?" Kasları çatıldı Chan'ın. "Ne? Tamam sakin ol geleceğim ben hemen. Tamam güzelim dert etme. Seni seviyorum babamın yanına git şimdi hadi." Chan telefonu kapattıktan sonra hızlıca hesabı ödeyerek çıktı oradan.

Zaman kaybetmeyip evine gitti hızlıca. Bir yandan çantasına birkaç kıyafet sıkıştırdı hızlıca, bir yandanda telefonuyla en yakın uçağa bilet ayırtıyordu. Şansına 3 saate bir uçuş vardı istediği yere.

Hızlıca taksiyle havaalanına gitti. İçeri girince telefonunu açıp yakın arkadaşını aradı. "Alo Jungkook."

"Efendim."

"Ben Avustralya'ya uçacağım 2 saate."

"Ne?" diyerek şaşırdı Jungkook. "Ne saçmalıyorsun sen?"

"Annem, annemi yine hastaneye kaldırmışlar anlamadım hiçbir şey o yüzden oraya gidiyorum."

"Chan bir saniye durur musun? Önce haber bekleyip öyle gitsen olmaz mı?"

"Ya ben haber bekleyene kadar kötü bir şey olursa? Kaldıramam ben bunu Jungkook."

"Tamam ama gidince hemen bana haber ver, Hannah'ı da arayacağım ben şimdi."

Lost Me || Chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin