2. Dönüm noktası

433 186 413
                                    

Hayat ne garip değil mi? İstemediğini oldurur, istediğini de kolay kolay vermezdi!

Amcam bir hışımla oturduğu yerden kalkıp. "Ne demek Mardin? Bu işi Adana'da da yapabilirsin Elzem!" Dediğinde fazla sinirlendiğini anlamıştım, çünkü amcam ne zaman sinirlense adımla seslenirdi bana. "Cafeye kabulum, Elzem ama başka şehiri unut! Akşam üzeri uçağa binip Adana'ya döneceğiz itiraz istemiyorum!" Diye otoriter sesiyle konuştu, ama bu beni vazgeçirmezdi. Bu sefer bu hayattan istediğimi alacaktım!

Derin bir nefes aldım, sakin olmalıydım. Amcamla anlaşabilmek adına gerçekten sakin olmalıydım. "Yeni bir başlangıç yapmaktan bahsediyorum amca, böyle bir şeyi Adana'da yapamam! Ben Adana'dan kaçtıkça sen beni yine oraya sürüklüyorsun, yapma!" Ben konuşurken kapı çaldı ve cevap gelmesini beklemeden içeriye Ateş girdi. "Orayı sevmiyorum amca, orada tek güzel bir anım yok. Seni sevip saydığım için senden müsade istiyorum, lütfen benim açımdan da düşün." Ateş ne konuştuğumuzu anlamaya çalışır gibi ben ve amcama garip bakışlar atıyordu.

"Senin açından düşünüyorum ve asla böyle birşeye izin vermiyorum, Elzem! Bu istediğin şey senin için çok tehlikeli, seni koruyamam." Amcam benim için korkuyordu, başıma birşey gelirde beni kaybeder diye gerçekten korkuyordu, bunun farkındaydım. "Kimliğin ortaya çıkmışken bizden uzakta, başka bir şehirde olmaz! İstediğin işi yap ama bunu sadece Adana'da gözümün önünde yapmana izin veririm!" Diye esip gürledi amcam.

Ateş durumu anlamış olacak ki. "Yeter artık baba" diye hiddetle söze girdi. "Elzem hep sen üzülme diye yıllardır bizimle Adana'da yaşıyor, bırak artık küçük bir çocuk değil o. Kendi hayatını istediği gibi kurmasına müsade et, yapamazsa çek çıkar geri o hayattan. Ama düşüp kalkmasına engel olma! Yeter baba, hayatlarımızı yönetmekten vazgeç! Bunu Elzem'e borçlusun, ona bir hayat borçlusun. Bırak gitsin, yapamazsa emin ol senden önce ben koşarım kardeşime." Dedi ve amcamın tam karşısına geçti.

Eğer gözlerden ateş çıkabilseydi, amcamın gözündeki öfke ateşi tüm dünyayı yakardı. "Tamam ulan, bu sefer karışmayacağım istediğiniz olsun." Hadi canım, amcam izin mi vermişti?

Ateş ve ben izin vermeyeceğine o kadar emindik ki dumura uğramıştık resmen, şaşkın şaşkın amcama bakıyorduk. "Ateş." dedim şaşkınlık akan sesimle.

"He" diye bir mırıltı çıkardı ağzının içinden, oda çok şaşkındı.

"Tamam mı dedi amcam"

"Dedi, tamam dedi babam"

"Çimdikle beni, inanamıyorum. Ben aslında hâlâ arabamın kaputunda uyuyorum öyle değil mi?"

"Sen arabanın kaputunda mı uyudun?" Dediler aynı anda konuşurken. Bu sefer şaşkın bakışlar benim üstümdeydi. "Elzem başında bu kadar bela varken nasıl böyle bir aptallık yapabilirsin?" Evet kesinlikle amcama ceketten bahsetmemeliydim, aşırı gergin gözüküyordu. "Daha dün tam önüne el bombası attılar, kızım nasıl böyle rahat davranabilirsin? Sen beni delirtmek mi istiyorsun Elzem?" dedi dişleri arasından. Kesinlikle yürüyüşe çıkıp dönüşte arabamın üstünde uyuduğumdan haberi olmamalıydı. Hele ki ceketten asla!

Amcam ve Ateş daha fazla birşey söylemeden sinirle odadan çıktılar, haklılardı. Bende çalışma odasından çıkıp, odama geçtim. Yanıma alacağım eşyalarımı alıp aşağıya indim.

Amcamın sesini mutfakta duyduğum için mutfağa geçtim. Beni görür görmez "İstediğin yere gidip, istediğin hayatı kur. Sen bunları yapana kadar Peri bizimle kalmaya devam edecek." İşime gelirdi, daha rahat davranırdım. Peri'yi çok özlerdim ama daha erken işlerimi bitirirdim bu sayede. "Düzenin oturunca Peri'yi kendi ellerimle getirip sana teslim edeceğim. Sen elimde büyüdün Peri'ye de bakabilirim, aklın bizde kalmasın. Hiç olmazsa daha erken işlerini halledersin." Dedi hoşnut olmayan bir sesle, asla onlardan ayrılmamı istemiyorlardı.

ARAYIŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin