Medya; Yiğit Marsani- kocama sulanmayın lütfen dnsjndjnsYeni bölümden selamlar. Bölümün sık sık gelmesini istiyorsanız satır aralarına yorum yapıp vote'lemeyi unutmayın.
Yazabilmek için sizlerin desteğine ihtiyacım var🙏🏻Yorum yapanın sevdiği ona aşık olsun djskndks.
Sizleri seviyorum keyifli okumalar...
Lütfen yazım yanlışlarını görmezden geliniz, ilk kitabım olduğu için illa ki yanlışlar yapabiliyorum...
Daha önce kalbimin bu denli attığını hissetmemiştim. Karşımdaki adam bir şeyler söyleyip duruyordu ama ben duymuyordum. Resmen Dünya benim için durmuştu. Ne olmuştu bana böyle? Daha önce defalarca kez öpüşüp, sevişmiştim ama hiç böyle hissetmemiştim. Gariptir ki beni tekrardan öpmesini istiyordum bu yabancı adamın. Acaba saçmalıyor muydum, bilmiyordum.
"Çok aradım" dedi, gözlerimin en derinine bakmak ister gibi bakıyordu. "Sonunda buldum, biliyordum bulacaktım ama çok uğraştırdın be kızım." dedi bıkkın bir sesle. "Ama bu sefer ben değil, sen bana geldin." dedi sırıtarak. Komik birşey mi vardı, neden gülüyordu?
Derin bir nefes alıp, bende gözlerimi o yeşil ama mavi denizde boğulur gibi duran gözlerine diktim. Cidden göz rengi ne renkti? Yeşil mi? Mavi mi? Çok garip gözleri vardı. "Ne saçmalıyorsun," dedim dişlerimin arasından. "Ne yaptığını zannediyorsun sen? Hem benim sana geldiğimi de nereden çıkardın?" dedim sinirli bir sesle. Asla sinirli değildim, garip bir şekilde ona çekiliyordum ama onun bunu bilmesine gerek yoktu. Öyle değil mi?
Sol elini uzatıp. "Yiğit" dedi. "Yiğit Marsani." Siktir! Ciddi miydi bu adam? Ne demek, Yiğit Marsani? "Ama sen kısacası kocam diyebilirsin." dedi, arsız gülüşlerinin ardından.
Başımı sol omzuma doğru eğip, her zamanki gibi sinsi gülüşümü yüzüme takınıp. "Haklısın, ben de sana kısacası siktir git! Demekten çok mutlu olurum," dedim, elimle asansörlerin olduğu tarafı işaret ederek.
Gözleri, gözlerimden ayrılıp gülüşüme takıldı. "Siktir! Şöyle gülme, aşırı yükseliyorum, sana. Nerede olduğumuzu umursamadan, seni burad-"
"Kes sesini!" diye tısladım. Beni germeye başlamıştı. Biraz daha devam ederse, ona yumruklarımın tadına baktırmaktan geri durmayacaktım.
Kendime çeki düzen verip, bıkkın bir nefes verdim sesli bir şekilde. "Az önce ben seni bulamadım, sen bana geldin tarzı birşeyler saçmaladın. O ne demekti?" diye, sordum. Burada ki saçma atmosferi dağıtmak istercesine.
"Korumanı ben vurmuş olabilirim," dediğinde, hayretle ona bakıyordum. Kafayı yemiş!
Bir kaç adım atıp aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdim. Boyu uzun olduğu için kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım. Siktir! Ona bu kadar yaklaşmak zorunda değildim, bir kaç adım geride de durabilirdim! Ne yapıyordum ben böyle? Dudaklarımız çok yakındı, hayır böyle olmamalıydı. Kendimi bozuntuya vermeden konuşmaya başladım. "Manyak mısın oğlum sen? Kafayı mı yedin? Ne demek korumanı, ben vurmuş olabilirim? Sakın bana, beni bulabilmek için böyle bir saçmalık yaptığ-" Sözümün kesilmesinden nefret ederdim! Bu haddini bilmeyen herif, sınırlarını fazlasıyla zorluyordu!
Derin bir nefes çekti içine, sanki kokumu solumak ister gibi. Başını biraz daha eğip, dudaklarımızın arasındaki mesafeyi de tamamen kapattı. "1 yıldan fazladır seni arıyorum deli gibi, her yerde! İşe bak, benim şehrimde, benim dibimdeymişsin. Ve," deyip, sert bir şekilde yutkundu. "Bu kadar yakın durmaya devam edersen, seni öpmek zorunda kalırım. Bu da benim işime gelir, bil diye söylüyorum." O kadar yakındık ki, her kelimesinde dudakları dudaklarıma değmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYIŞ +18
RomanceMardin ağasının, ajan kadına aşkını anlatıyor... Yoğun olmasa da cinsellik ve şiddet içermektedir. Çarptığım bedenle kafamı gömdüğüm telefonum elimden yere düşüp tok bir ses çıkarmıştı. "Çok özür dilerim benim hatam" diyen adama kafamı kaldırıp bakm...